Paylaş
◊ Şef, İstanbul sizin ikinci eviniz gibi sanırım. Sık sık ziyaret ediyorsunuz, değil mi?
- Evet, bu yıl Bodrum-Yalıkavak’ta tatil yaptım. Sonra D Maris’e gittim. Şimdi de İstanbul’dayım.
◊ Dünya yeme içme sektörünün en tepesindeki isimlerinden biri olarak, Türkiye’deki sektör hakkında neler düşünüyorsunuz? Demet Sabancı yakın dostunuz, kendisi Türkiye’nin gastronomi zenginliğini tanıtmak için çalışan biri. Demet Hanım’la işbirlikleriniz olacak mı?
- Türkiye’deki yeme içme sektörü, dünyaya açılmak için daha iyi pazarlanmalı. Demet Sabancı’yla bu durumu konuşuyoruz zaten. Bir örnek vereyim... Kime “Tatillerde Türkiye’ye gidiyorum” desem, şaşkınlıkla karşılıyor. “Neden Türkiye’ye gidiyorsun, İtalya’ya gitsene!” diyorlar. “Hayır, ben Türkiye’yi seviyorum. Denizi harika. Sessizlik istersen sakin yerlere, hareket istersen eğlenceli yerlere gidebilirsin. Her zevke hitap eden bir ülke” diyorum. Bana göre Türkiye, tatil için en iyi destinasyon. O yüzden ülkenize çok sık geliyorum. Kendi ülkem Avusturya’ya bile bu kadar sık gitmiyorum.
***Genç şefler, Türk mutfağını modernize etmeyi denesinler. Türkiye’de birçok kişinin yemek seçiminde eski geleneksel tarzı sevdiğini biliyorum.***
TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK SİLAHI MİSAFİRPERVERLİĞİ
◊ Genç Türk şeflere tavsiyeleriniz neler?
- Tutkularını takip etsinler. Çünkü ne yapmak istediğini bilmek, hayata atılmanın atmanın ilk adımı. Eğer tutkuları yemek yapmak ise hayatları mutfakta geçecek. Araştırsınlar ve öğrensinler. Sonra Türk mutfağını modernize etmeyi denesinler. Türkiye’de birçok kişinin yemek seçiminde eski geleneksel tarzı sevdiğini biliyorum. Ama gençler çok farklı. Hepsi seyahat ediyor. Dünyayı ve yenilikleri takip ediyor. Türk mutfağını yenilemek, yenilemek derken modern dokunuşlar eklemek önemli. Türkiye’nin en büyük silahı misafirperverliği. Herkese bahsediyorum Türklerin misafirperverliğinden. O yüzden bu ülkede daha çok yatırım yapmak istiyorum.
◊ Nereyi düşünüyorsunuz yatırım için?
- Bodrum-Yalıkavak’ta bir restoran açabilirim. İstanbul-Bebek de aklımda. Bebek’te de bir şeyler yapmayı düşünüyorum.
◊ Yeme içme sektörü, salgından en çok etkilenenlerden. Dünya çapında bir marka olarak, size etkilerini anlatır mısınız?
- Bazı lokasyonlarda çok etkilendik, bazılarında daha az etkilendik. Mesela Beverly Hills’te paket servisi çok yapıyorduk.
Cumartesi akşamları 400 kişi paket için arıyordu. Fakat restoran o kadar büyük ki, para kazanıyor muyduk diye sorarsan, hayır kazanmıyorduk. Ama en azından insanlar işlerini kaybetmiyor ve çalışabiliyordu.
Sonra Amerikan hükümeti para dağıtmaya başladı ve kimse çalışmak istemedi. Çünkü aynı parayı evde oturarak kazanıyorlardı. Şimdi yeme içme sektörü dönüş yaptı. Las Vegas restoranım her zamankinden daha iyi durumda. New York, Washington ve Los Angeles harika. Maui (Hawaii) son 20 yılın en iyi işini yapıyor. İstanbul Spago her zaman iyi ve kaliteli.
UCUZ ÜRÜNLERLE DE AYNI YEMEĞİ PİŞİREBİLİRİZ AMA BEN BUNA KARŞIYIM
◊ ‘Wolfgang’ ismi yeme içme sektöründe okul gibi. Lokasyonlarınızda kaliteyi üst seviyede tutmak için ne yapıyorsunuz?
- Benim şirketim her zaman en üst seviyede olmalı. Saygınlık ve kalite çok önemli. Ucuz ürünlerle de aynı yemeği pişirebiliriz ama ben buna karşıyım. Rebtoranlarımda her zaman en iyi ürünleri kullanırım. Ayrıca misafirperverliği çok önemsiyorum. İnsanlar ancak iyi hissederlerse yeniden gelirler.
Paylaş