Yüzde 99.9 tecavüz zanlısı Batman’da elini kolunu sallayarak dolaşıyor
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Şimdi savcı izinde, zanlı dışarıda, Ö.G ise İstanbul’da. Ailesi oturdukları evden taşındı, onu da İstanbul’a, dedesinin yanına gönderdi. Kendisine bir kere de sistemin tecavüz ettiğini görsün istemediler
Bayramdan önceki hafta boyunca, Batman’da intihar girişimlerinin yeniden artma eğiliminde olduğuna dair haberler yer aldı basında. Son 10 günde 8 kişi intihara teşebbüs etmişti. 2000’li yılların başında, daha çok kadın intiharlarıyla anılan şehirden gelen bu haber, endişeye sebep olmuştu. Sekiz kişi intihara teşebbüs etmişti ama kaçının kadın kaçının erkek olduğu, sebepleri, gerçekten intihar olup olmadığı (pekala cinayet de olabilirdi) belli değildi. Meseleyi bir miktar anlayabilmek için yaptığım görüşmelerde, intihar teşebbüslerinden çıktığım yol beni vaka-i adiyeden sayılan kadına şiddete, Suriyeli gelin meselesine ve en son unutturulmaya çalışılan bir tecavüz vakasına götürdü. KAMER Vakfı’nın Batman şubesinden Zozan Aksoy’a göre kadın intiharları yeniden tırmanışta değildi. Son iki yıla kıyasla anlamlı bir artış yoktu. Resmi rakamlara göre de, 2008’de 10, 2009’de 9, 2010’da 4 kadın intihar etmişti Batman’da. Ama bu, kadınların sorunsuz yaşadığı anlamına gelmiyordu. Bu arada 2011’e dair gayri resmi rakamlar, şu ana kadar intihar eden dokuz kadın olduğunu söylüyor.
SURİYELİ GELİNİ KABUL EDENE KADAR ŞİDDET
Evin içi, dışı, hatta sınırın ötesi bile onlar için sorunlarla dolu. Sokakta gün ortasında bir 15 dakika rahatça yürümek başlı başına mücadele gerektiriyor. Her an taciz edilme endişesiyle kasılıp kalıyorlar. Sadece salı günleri belediye otobüsleri hınca hınç kadınlarla doluyor çünkü o gün sokağa çıkma günü. O gün otobüslerin kadınlara ücretsiz olduğu gün. Evin dışındaki bütün işler, doktor ziyaretleri, alışveriş o gün hallediliyor. Batman’da kadına şiddetin en yeni bahanesiyse Suriyeli gelinler. Zozan Avcı, yaptıkları mahalle çalışmaları sırasında, tek bir mahallede 15-20 kadının, Suriye’den eş getirme hevesine kapılan kocalarından şiddet gördüğüne şahit olduklarını anlatıyor. İkinci eşi kabul edene kadar dayak... Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun, Şanlıurfa’daki intiharlara ilişkin raporu da benzer bir sonuç ortaya koyuyor. Şehirde büyük hızla artan kadın ‘intiharları’nın en önemli nedenlerinden biri, Suriye’den getirilen gelinler.
ÇOCUĞUN RIZASIYLA TECAVÜZ
Daha önce çıkan haberleri okumak için arşiv çalışması yaparken, arama motoruna ‘Suriye’den eş getirmek’ yazıyorum. Konuyla ilgili birkaç sonuçtan sonra karşıma şu başlık çıkıyor: “Suriye’den nasıl canlı hayvan getiririm”. Zaten arada ne fark var ki? Zozan Avcı, üç bin liraya Suriye’den kuma getirildiğini söylüyor. Canlı hayvan getirmek kaç para acaba? 15 yaşındaki Ö.G’nin trajedisinden, yine intiharlar konusunda görüş almak için aradığım Selis Kadın Danışmanlık Merkezi sosyoloğu Evin Güleker sayesinde haberdar oluyorum. Aylardır bu konuda seslerini duyurmaya çalıştıklarını anlatıyor. İlköğretim mezunu Ö.G (15), ailesiyle birlikte Batman merkezde yaşıyor(du). Babası pazarcı, annesi elbette ev hanımı. Geçen Şubat, evde yalnızken kapı çalınıyor. Gelen, aynı apartmanda yaşayan ev sahipleri M.G (50). Zorla içeri giriyor... Genç kız o gün neler yaşandığına dair kimseye tek kelime etmiyor. Ancak bir süre sonra bedenindeki değişimi fark ediyor. Anne kızını kaptığı gibi hastaneye götürüyor. Ö.G’nin 17 haftalık hamile olduğu anlaşılıyor. Başından geçenleri ilk kez orada anlatıyor annesine. Hastaneden doğruca polise, oradan savcılığa gidiliyor. Zanlı M.G., ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılıyor. Yeterli delil yok deniyor. Çocuk ondan olmayabilir. Bu arada kürtaj için mahkeme kararı çıkartılıyor. Yasal sınır çoktan geçilmiş çünkü. Ceninden bir parça, adli tıbba gönderiliyor. Sonuç: Bebeğin babası yüzde 99.9 M.G. Ama M.G yine tutuklanmıyor. Sebep: Bu iş ‘çocuğun’ rızasıyla olmuş olabilir. Genç kızın avukatı Yaşar Suçin’in talepleri hep reddediliyor. Telefonda konuştuğumuz Suçin, savcının kendisine “Nasıl olsa aileler ikinci celsede anlaşacak” dediğini anlatıyor. Zaten sonra da adli tatil başlıyor. Şimdi savcı izinde, zanlı dışarıda, Ö.G ise İstanbul’da. Ailesi oturdukları evden taşındı, onu da İstanbul’a, dedesinin yanına gönderdi. Kendisine bir kere de sistemin tecavüz ettiğini görsün istemediler. O yine de şanslı, ailesi yöredeki pek çok aileden farklı davranıyor, kızlarına sahip çıkıyor. Yoksa, onun da şehirdeki açıklanamayan intiharlardan birinin kahramanı olduğunu okuyabilirdik.