Eski gerillaların devlet başkanı olması Latin Amerika’da gelenek oldu. Bizimkinden pek de farklı olmayan; darbelerle ve dikta yönetimleriyle dolu geçmişleri var hepsinin
Brezilya’nın seçilmiş Devlet Başkanı Dilma Rousseff, 2011’in ilk günü görevi selefi Lula da Silva’dan devralacak. O, ülkesinin ilk kadın devlet başkanı. Ve eski bir Marksist gerilla. Varlıklı bir ailede büyüdü, gençliğinde sosyalist oldu. 1964 darbesinden sonra sol kanattan gerillalara katıldı. Askeri diktaya karşı mücadele etti. Yakalandı, 1970-72 arasında hapis yattı, işkence gördü. Hapisten çıktıktan sonra demokratik işçi partisinin kurucuları arasında yer aldı. 2000’de işçi partisine geçti. 2002’de, devlet başkanlığı seçimlerinde Lula da Silva’nın seçim zaferinden sonra Federal Hükümet’in enerji bakanlığına atandı. Üç yıl sonra Bakanlar Kurulu Başkanı Ofisi’ndeydi. Mart 2010 seçimlerine aday gösterildi, geçen 31 Ekim’de oyların yaklaşık yüzde 56’sını alarak seçimi kazandı. 25 dakika süren zafer konuşmasında ilk sözünü verdi: Brezilya’nın kadınlarını onurlandırmak için çalışacaktı. Onun sayesinde, kadınların her şeyi yapabileceğine duyulan inancın yerleşeceğini, güçleneceğini umuyordu.
SENDİKA BAŞKANI LİDER
Rousseff’den önce ülkeyi sekiz yıl boyunca yöneten Lula da Silva da sol bir geçmişten geliyor. 1969’da metal işçileri sendikasının bölge grubu başkanı seçildi. 70’lerden itibaren aralarında büyük çaplı grevlerin de olduğu sendika faaliyetleri örgütlenmesinde yer aldı. Bir ay tutuklu kaldı. 1975’te yüzde 92 oy alarak sendika başkanı oldu ve 100 bin işçiyi temsil etmeye başladı. İşçi partisinin kurucuları arasındaydı. 2002’de Brezilya Devlet Başkanı seçildi. Ülke bugün dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden birine sahip. 2014 Dünya Kupası ve 2016 Yaz Olimpiyatları burada yapılacak.
TÜM ÇOCUKLARA LAPTOP
Gelelim José Alberto Mujica Cordano’ya; yani Uruguay’ın devlet başkanına. O da eski bir Marksist gerilla. 1970’lerde Küba devriminden ilham alan Tupamaros hareketinin içindeydi. Defalarca hapse atıldı. En zor zamanları 1973 darbesinden sonra yaşadı, hapis cezasının bir kısmını, bir kuyunun dibinde doldurdu. 1985’teki genel afla serbest bırakıldı. Senatoya girdi, 2005’te tarım bakanlığına getirildi. Geçen yıl Uruguay Devlet Başkanı seçildi. O zamanlar kendisine de Silva’nın Brezilyasını örnek aldığını, ülkeye stabilite getireceğini söylemişti. Başkentin hemen dışında bir çiftlikte yaşıyor, tek mal varlığı eski bir Volkswagen. Maaşının bir bölümünü hayır kurumlarına bağışlıyor. Uruguay’da 2009’da, ülkedeki tüm çocuklara ücretsiz laptop verildi ve yine ücretsiz internet erişimi sağlandı. Aynı yıl eşcinsellere evlat edinme hakkı verildi. Güney Amerika’da gelir eşitsizliğinin en düşük olduğu ülke.
İÇ SAVAŞIN SORUMLULARINI ARIYOR
Sonra El Salvador’un devlet başkanı Carlos Mauricio Funes Cartagena var. O da 2009’da sol kanat parti FMLN’den seçildi. Marksist gerillalar tarafından kurulan partiye iç savaş sırasında (1980-1992) katıldı. Erkek kardeşini iç savaşta kaybetti. Şimdi iç savaş kurbanları için adalet bulmaya adadı kendini. Bir tören sırasında yaptığı konuşmada, geçmişin üstündeki karanlık perdeyi kaldıracağını, içeri adalet ve gerçeğin ışığının girmesine izin vereceğini söyledi. Savunma Bakanı General David Payes, iç savaş sırasında orduda görevliydi. Ama ikili el ele verdi ve geçmişteki mezalimin sorumlularını bulmaya çalışıyorlar. Savunma Bakanı arşivlerin açılacağı sözünü verdi. Eski gerillaların devlet başkanı olması Latin Amerika’da gelenek haline geldi. Bizimkinden pek de farklı olmayan, darbelerle, dikta yönetimleriyle dolu geçmişleri var hepsinin. Demokrasiye, dengeye yeni yeni kavuşuyorlar ve ilk yaptıkları şey kendilerine sol geçmişe sahip başkanlar seçmek oldu. Eski gerillalar da eskisi kadar radikal değil elbette. Daha pragmatik, ulusalcılıktan uzak hatta enternasyonalist politikalar benimsiyorlar.
BİZİMKİLER GAZETECİ OLDU
Peki bizim eski gerillalarımız ne yapıyor? Bir kısmı işadamı, çoğu gazeteci-yazar, bazıları büyük şirketlerde yönetici. Bazısı saf değiştirdi, muhafazakarların en ateşli sesi haline geldi. Sol kanatta parti kuranlar oldu ama arkalarına kitleleri alamadılar. Bazısı da siyasi yelpazenin tam aksi tarafından politikaya atıldı, bakanlık mertebesine kadar yükseldi. Bunlar olurken Marksizm ve sosyalizm, dağılan Sovyetler’den getirilip bit pazarlarında satılan madalyalar kadar nostaljik bir hatıra oldu. Romantik devrimcilik, kız tavlama sanatı olarak kullanılmaya başladı. Sahi nerede bizim eski gerillalar?