Bizim mahallede başka bir market olmadığı için günlük alışverişimi sürekli Dia’dan yapıyorum.
Marmara Bölgesi dışında yaşayanlar için açıklayayım; Dia, 1999’dan bu yana sadece Marmara Bölgesi’nde faaliyet gösteren, İspanyol menşeli bir marketler zinciri. Hani ‘discount market’ denen, ucuzluk marketlerinden.
İlk açıldığı günden bu yana nasıl değiştiğini ve işlediğini takip etme fırsatım oldu. Örneğin poşetleri (Türkiye’de hiç alışık olunmadığı halde) cüzi bir ücret karşılığında vermeleri çok hoşuma gitmişti. Uzun zamandır Avrupa’daki marketlerin neredeyse tamamında poşetler belirli bir ücrete tabi. Tamamen daha az naylon tüketilerek çevrenin korunmasına yönelik bir uygulama. Naylon doğada en zor yok olan maddelerden biri. Yanı sıra firmanın poşetler için yaptığı harcama ürün fiyatlarına yansıtılmamış oluyor. Her seferinde poşete para ödemek istemeyenler -ki bu da hatrı sayılır bir insan kalabalığı oluşturmaktadır- markete giderken yanlarına bez torba, file veya daha önceki alışverişlerinden kalma naylon poşetleri alıyor.
Bizde biliyorsunuz, naylon poşetler mühim bir maddi değer taşırmışçasına evlerde biriktirilir. Evde biriken onlarca poşete rağmen markete gidince yeniden ve yeniden poşet alınır. Bir seferinde, satın aldıkları tek poşete sığan bir kadının, (nasıl olsa bedava diye) bir tomar poşeti çantasına tıkıştırdığını görmüştüm. Sanırım, bu biriktirme alışkanlığı market poşetlerinin çöp torbası olarak kullanılmasından da kaynaklanıyor.
Dia’nın poşetleri ücret karşılığı verme uygulaması bize sökmedi. Çok uğraştılar, sonunda firmanın sekiz ülkede uyguladığı konsepti değiştirmek zorunda kaldılar. DiaSA Genel Müdürü Ömer Egesel ile bir telefon sohbeti yaptık. Bakın neler anlatıyor: ‘10 milyonluk alışveriş ettim, siz bir poşet için para istiyorsunuz diye çıkışanlar oldu. Defalarca anlatmaya çalıştık, sonunda yorulduk. İki boy beyaz poşeti ücretsiz vermeye başladık. Çoğunlukla da onlar gidiyor. Üzerinde firma logosu olan diğer poşetleri üretim fiyatına satıyoruz konsepti bozmamak için. Poşeti ille de satacağım dersen, müşteri küsüp gidiyor. Son bir buçuk senedir vazgeçtik.’
Dia’nın Türkiye’de duvara tosladığı bir diğer uygulaması da paketli satılan meyve sebze. Bizimkiler ille de dokunacağım, koklayacağım diye tutturunca vazgeçmişler. Sırf bu yüzden depolamadan yazar kasaya kadar çok büyük değişiklikler yapmak zorunda kalmışlar.
ESNAF İÇİN ERKEN AÇIYORLAR
Uzun uzun poşet anlattım ama ben aslında Ömer Bey’i büyüme politikalarıyla ilgili konuşmak için aramıştım. Çünkü bu aralar nereye gitsem karşıma bir Dia çıkıyor. ‘Her mahalleye bir Dia’ kampanyası başlatıldığından şüphelendim. İstanbul’un ticaret bölgeleri olan Karaköy, Sirkeci, Cağaloğlu’nda bile market açtılar. Bu bölgelerde konut yoktur, esnaf da iş yerini saat 18.00’de kapatır gider. Böyle bakınca market açmak hiç de akıl karı görünmüyor. Ha, bir de İstiklal Caddesi Turnacıbaşı Sokak’taki mağaza var ki, o da beni dumura uğratmıştır.
Dia’nın Marmara Bölgesi’ndeki (İstanbul, Tekirdağ, İzmit, Adapazarı, Yalova, Bursa ve Balıkesir) mağaza sayısı tam 300. Her sene 45-50 mağaza açmayı hedefliyorlar. Bu sene Temmuz itibariyle bu hedefin 16 mağaza önüne geçmişler.
Nerede mağaza açılacağına 16 kişilik geliştirme ekibi karar veriyor. Toplu taşıma araçlarıyla gidilebilen, müşterinin evinden yürüyerek ulaşacağı her yere mağaza açmaya çalışıyorlar. Nüfus da önemli tabii. Tüm Marmara Bölgesi’ni 5 dakika yürüme mesafesi çapında 600 daireye bölmüşler. Bu daha 300 mağaza açacakları anlamına geliyor.
Ömer Egesel, ticari noktalara açtıkları marketlerin Türkiye’de ilk olduğunu söylüyor: ‘Çalışanlar gün içinde ihtiyaçlarını karşılasın, eve giderken alışveriş yapıp gitsin diye açtık bu mağazaları. Bölgeye özel düzenleme de gerekiyor tabii. Örneğin gelen talep üzerine Karaköy mağazasını diğerlerinden daha erken, 07:30’da açıyoruz.’
BÜYÜKADA’DA İSTANBUL FİYATLARI
Dia geçen ay Büyükada’da da franchising yöntemi ile bir mağaza açtı. Böylece Adalar’daki ilk zincir market oldu. Şimdi yıllardır herşeyi şehirdekinin neredeyse iki katına almaktan bıkan herkes akın akın buradan alışveriş yapıyor. Çünkü fiyatlar İstanbul ile aynı. Üstelik kışın yazlıkçılar elini ayağını çekip, ada ıssızlaştığında da mağazayı kapatmayacaklar.