Ben sadece Kadıköy Bahariye Caddesi üzerindeki outlet mağazasına özel bir durum sanıyordum, ama değilmiş. Geçenlerde Etiler Akmerkez mağazasına gittim, orada da durum aynı.
Mango mağazalarının Salı Pazarı’na rahmet okutan durumundan bahsediyorum. Kadınların giysileri satın almaktan çok parçalama güdüsüyle sürüler halinde girdiği İspanyol giyim markası zincirinden...
Her hafta başka bir sakatlığımı itiraf ediyor gibi olmayayım ama, var bende bir miktar klostrofobi. Gelemiyorum kalabalıklara... Geçenlerde fark ettim, tam da bu sebepten Mango mağazalarından birinin kapısından adımımı atmayalı yıl olmuş.
Bir düğün vesilesiyle nispeten tenhadır deyip, Akmerkez’e gittim. Yaz düğününe uygun, şöyle uçuşan kaçışan bir elbise almam lazım. Her yere baktım, 40 bedenin altında bir şey bulmak mümkün değil. Hepsi mezuniyet telaşında satılmış, gitmiş.
Çaresiz Mango’ya girdim, belki bir şeyler bulurum diye.
Kapının eşiğinde bir kadınlar seli karşıladı beni, aralarına kapılıp gittim. Samimi söylüyorum, abiye giysilerin durduğu yere varana kadar hiçbir inisiyatif gösteremedim. Akıntı beni önce tişörtlerin, sonra ayakkabıların önünden geçirdi. Derken kendimi abiyelerin önünde buldum.
Hakikaten kadınların Mango’ya girince neden vahşileştiğini merak ediyorum. Mağazanın halini gören birkaç saniye önce içinden hortum geçti sanır. Bütün raflardan tişörtler, bluzlar sarkıyor. Askıdaki elbiselerin yarısı yerde, kalan yarısı askıya tek koluyla tutunmaya çabalıyor. Ayakkabı bölümünde ne numara, ne de elinizdeki ayakkabının diğer tekini bulmak mümkün. Soyunma kabinleri içinde bomba patlamış gibi. Tezgahtarlar neyi katlayacağını, kime yardım edeceğini şaşırmış. Tezgahtardan çok afet bölgesinde koşturan yardım görevlilerine benziyorlar.
Bu son gittiğimde bir kadın, elimde ağırlık yapıyor diye birkaç saniyeliğine kenara bıraktığım hırkamı satın almaya kalktı. İnanın epey dil döktüm, hırkanın bana ait olduğunu anlatabilmek için. Kadın kredi kartını çantadan çıkarmış bir kez, gözümün yaşına bakmadan alıp gidecek.
Bir diğeri az daha üstüme basıp geçecekti, son anda kenara çekildim. Meğer kadıncağız arkamdaki bluza kilitlenmiş. Bluzun önünde duran beni gördüğü bile yok. Dosdoğru hedefe doğru gidiyor. Anlamıştım zaten insanı delip geçen bakışlarından. Son anda kendimi bir kenara attım da kurtuldum. O da, bluza eli değince bir rahatladı, anlatamam. Tarifsiz bir vuslat anı.
Bu iki özel durum dışında geriye kalanların hali üç aşağı beş yukarı aynı. Asabi asabi askıda duran kıyafetleri itip kakıyorlar. Niye bu kadar öfkeliler inanın anlamadım. Kumaşın kalitesine bakıyor görünüyorlar, ama aslında atomlarına filan ayırmaya çalışıyora benziyorlar.
Kabinler, giymeye çalışırken dikişleri atmış elbiseler, bluzlarla dolu. Yerdekileri kaldırmak kimsenin aklına gelmiyor, basıp geçiyorlar. Kaldırmaları için ancak satın almaya niyetlenmiş olmaları gerekiyor.
Böylesi bir manzaraya ancak Salı Pazarı’nda rastlanır.
Mesele ucuzluksa, Mango ile hemen hemen aynı fiyatlara ürün satan başka markalar da var. Örneğin Zara... Mango’dan birazcık daha pahalı. Ama orada böylesine bir karmaşa ile hiç karşılaşmadım. Kadınlar da kendini bu kadar kaybetmiyor. Sadece soyunma kabini için sırada bekliyorsunuz. Yani sizin hiç soyunma kabininde üzerinizden çıkardığınız pantolonu bulamadığınız oldu mu? Benim oldu. Mango’da.
Olmalı, bir nedeni olmalı... Yoksa sevgiden öldürmek dedikleri bu mu?
Alın, üç ay sonra sorgusuz sualsiz iade edin
Rekabet arttıkça müşteri memnuniyeti de kıymete biniyor. İşte son nokta: Philips, satın aldığınız belirli ürünleri üç ay sonra bile hiçbir neden göstermeksizin geri almaya başladı. Neden göstermeseniz de fatura göstermek şart tabii.
Bu yeni uygulama sadece epilatör, tıraş makinesi, ütü ve elektrikli süpürgeler için geçerli. Her birinin farklı iade tarihleri var. Ütü ve elektrikli süpürgeleri 30, Philishave Cool Skin tıraş makinelerini 60, epilatörleri 90 gün boyunca kullanıp, memnun kalmadığınız takdirde iade edebiliyorsunuz.