Bu aralar kime rastlasam (restoranda servis yapan garsonlar dahildir) ‘Sayın Alışveriş Cadısı siz bilirsiniz, bu aralar ucuza nereden alışveriş yapalım?’ diye soruyor. Ben de değişmez biçimde ‘Nereden isterseniz yapın, her yer indirimde’ diyorum. Sonra onlar da yine değişmez biçimde ‘İyi de bu indirim dedikleri gerçek indirim değil ki, fiyatlara önce bindirip, sonra indiriyorlar, değişen bir şey olmuyor’ diye karşılık veriyor.
Sevgili okurlar işte burada açıklıyorum: Bindirimli indirim bir tür şehir efsanesidir. Evet, bir vakitler bu yöntemi kullanarak müşteriyi kandırmaya çalışanlar, hatta kandırmayı başarıp kár sağlayanlar olmuştur. Ancak bugün tekstil firmaları belli başlı odalar veya birlikler etrafında toplanıyorlar. Artık herkes bir diğerinin ne yaptığından haberdar ve bu da bir tür denetleme mekanizması oluşturuyor.
Gözden kaçırmak mümkün değil, neredeyse tüm firmalar indirime girdi. İndirim oranları yüzde 50 civarında seyrediyor. İşi yüzde 70’e kadar vardıranlar var. Alışveriş yapmanın tam zamanı. Evet, önümüzdeki ay indirim oranları bir parça daha artacaktır, ancak o vakit de dilediğiniz ürünü bulma şansınız hayli azalacaktır.
İndirim dönemlerinde markaların uyguladığı politikalar ikiye ayrılıyor. Bir bölümü sezon başında bir kez ürettiği malını indirimle eritmeye çalışıyor. Diğer bir bölümü ise sezonda çok satan malları tespit edip, indirim için ikinci bir üretim yapıyor, ancak bu malların indirimini diğerlerinden daha düşük tutuyor. İşte tüketicinin ‘Bu ne biçim indirim’ dediği ürünler de bunlar oluyor.
Ben size iki konuda dikkatli olmanızı tavsiye ediyorum. Birincisi vitrinde yazan ‘Yüzde 70’e varan indirim’ duyuruları. Çünkü içeri girdiğinizde ancak bir iki parça ürünün yüzde 70’e vardığını görüyorsunuz. İkincisi de sezonda gözünüze çarpan, almak istediğiniz ürünlerin fiyatını takip etmeniz. Böylece indirim zamanı fiyat bindirilmediğinden emin olur, gönül rahatlığıyla alışveriş yaparsınız. Ne olur ne olmaz, belki hálá müşterisini kandırmaya çalışan bir iki firma vardır.
En alınası ürün
İşte mucizevi bir icat. İddia ediyorum tüm bir kadın neslini (sinir bozucu bir iki istisna hariç) derin depresyonlardan kurtaracaktır. Sahillerde utana sıkıla dolaşmaya, havlulara pareolara dolanmaya son. Şu köşede görmüş olduğunuz ürün çatlakmış, yara iziymiş, miadı dolmuş dövmelermiş, varismiş her nevi problemi problem olmaktan çıkarıyor. Adı Coverderm Perfect Legs.Kozmetik kamuflaj malzemesi. Vücudun herhangi bir bölümündeki istenmeyen her türlü cilt problemini mükemmel biçimde kapatıyor. Üstelik yüzde yüz suya dayanıklı. Denize veya havuza girdiğinizde, terlediğinizde çıkmıyor. Ancak kurulanırken dikkatli olmanız, havluyu sürtmeden, tamponlayarak kurulanmanız gerekiyor. Cildin gözeneklerini kapatmıyor, SPF 16 özelliği sayesinde güneşten korunmanızı da sağlıyor. Yüzdeki leke ve akneler için Coverderm Classic ve Perfeck Face, göz çevresindeki halkalar için Coverderm Consealer çeşitleri de var. Fiyatları 23 ile 48 milyon arasında değişiyor. Eczanelerde bulmak mümkün. Henüz deneyemedim ama bir tüpün en az bir sezon gittiğini söylüyorlar. İlle de tüm vücudunuza sürmeniz gerekmiyor. Dokuz farklı renk seçeneği sayesinde küçük bir bölüme, renk farkı yaratmayacak biçimde sürebiliyorsunuz.
Sağda Solda Duyduklarım
Fransız kozmetik markası L’Occitane’nın İstanbul’da iki şubesi var. Biri Nişantaşı Abdi İpekçi Caddesi üzerinde, diğeri de Beyoğlu Markiz Pasajı’nda. Yakın bir zaman içinde anti-aging ürünlerini de Türkiye’ye getirmeyi planlıyorlar ve ürünlerin yaşlanmayı önlediği konusunda da hayli iddialılar.
Artık Gima’da da OGS (Otomatik Geçiş Sistemi) satışı yapılıyor. Köprü ve otobanları sıkça kullananlar için büyük konfor. Ruhsat ve kimliğinizin aslı ve fotokopisi ile Gima mağazalarındaki müşteri hizmetleri servisine başvuruyorsunuz, OGS cihazını anında alıyorsunuz. Uygulama şimdilik İstanbul Anadoluhisarı, Florya, G-Mall, İdealtepe, Kemerburgaz, Mecidiyeköy, Selamiçeşme, Şişli ve Zeytinburnu şubelerinde geçerli.