Paylaş
Yaşar Holding’te 9 yıl dış ticaret, 8 yıl boya-kimya ve içecek, 2 yıl da taahhüt grubu olmak üzere 19 sene çalışan Yaşar, Ege Bölgesi Sanayi Odası’nda 2 yıl meclis, 2 yıl da yönetim kurulu başkanlığı yaptı.
Selim Yaşar, holding yönetiminden koptuktan sonra kendi girişimleriyle yola devam etti. Yüksek teknoloji ve teknopark konularına dikkat çekti. İş yaşamı dışında sosyal hayatta da aktif olmaya çalışan Yaşar, politika ilgisiyle de bilindi.
Selim Yaşar’ın DYP’de başlayan siyaset yolculuğu, AK Parti’yle sürdü. Bundan önceki dönemde AK Parti Karşıyaka Belediye Meclis Üyesi’ydi. Bir süredir geri planda duran Yaşar, bu arada çocuklarını büyüttü. Eşi Yasemin Hanım, 9 yaşındaki Durmuş, 7 yaşındaki Ata ve ailenin yeni üyesi 5 aylık Ayşe Zuhal Yaşar’la birlikte ilk kez röportaj verdi. Selim Yaşar, çok yakında geri döneceği aktif siyaset ve sivil toplum planlarıyla ilgili çok konuşulacak açıklamalar yaptı.
İzmir’i takip ediyorum
Uzun zamandır görünmüyordunuz... Neler yaptınız?
- Bu dönem belediye meclis üyeliğine adaylığımı koymadım. Geçen dönem belediye meclisinde başkanvekilliği yapmıştım. Daha önce Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) başkanlığı yaptığım için Başkanlar Kurulu toplantılarına gidiyorum.
Teknoloji şirketleriniz ve yatırımlarınız vardı. Onlar sürüyor mu?
- Gençlere iş imkanı yaratmanın ve beyin göçünü engellemenin artık zamanı geldi. Bu konuda teknoparklar önemli. Urla’daki teknoparkın dışında İzmir’in başka teknoparklara ihtiyacı var. Dokuz Eylül Üniversitesi ile Buca’da teknopark projesi sürüyor. Bir de agroparklar gündemimizde. Tire-Torbalı tarafında bir agropark projemiz var. Türkiye, sebze-meyve konusunda depo gibi. Burada enerjiyi de düşünüyoruz. Özellikle biyogaz konusu. Biyogaz derneğinin şubesini kurmak istiyoruz. Yenilenebilir enerji konusunda Ege Bölgesi önemli bir yere sahip. Dikili’den Aydın’a kadar, güneş, rüzgar, biyogaz, biyokütle, termal gibi zengin bir bölgede yaşıyoruz. Bu konuyla da ilgileniyoruz. Yaşar Holding’teki ortaklığım da var. Bunun dışında İzmir’le ilgili sorunları takip ediyorum.
Göç almaya devam ediyor
Tespitleriniz nedir?
- Biri, çok göç almaya devam ediyor olması. 2.6’nın üzerinde göç oranı var. 4 milyon nüfusa ulaştı. Dolayısıyla ne kadar altyapı çalışması yapılırsa yapılsın yetmiyor. Gelecek düşünerek yapılmalı. Ulaşım, trafik problemi var. Balçova, Narlıdere ve Gaziemir’deki trafik kilitlenmeleri sıkıntı yaratıyor. Sosyal alanlar eksik, kent kimliği belirlenmedi. Bir de İzmir’in EXPO 2020 gibi bir hedefi olduğunu düşünürsek... Milyonlarca kişinin altı ay bu bölgede olacağını düşünürsek, altyapının hazırlanması gerek. Bu konuda hükümetin 35 projesi var. Ayrıca İzmir, bir liman şehri olması dolayısıyla çevre illere bağlantılarının yapılması lazım. Bu konuda da bakanlık ve karayollarının ağırlık vermesi gerek. Çandarlı Limanı’nın fonksiyonuna kavuşmasıyla İzmir yine 10 bin yıl önceki gibi liman şehri kimliğiyle lojistik merkez olabilir. Asya’nın Avrupa’ya ve Amerika’ya açılan kapısının İzmir olması lazım. Bir de turizm potansiyeli var.
Kendi isteğimle dinlendim
Peki, İzmir’in siyasi tercihlerinin yatırımlarda hala olumsuz etkisi var mı?
- Siyasi olarak İzmir, Ankara’yla aynı cephede yer almadığı için işler hızlı gitmiyor. Eğer yatırımlar Ankara destekli olursa, İzmir bunu geriye öder. Tıpkı Özal döneminde özel yatırım yapılan Antalya gibi... İnşallah bu yatırımlar yapılır. Tüm bunlara fikren yardımcı olmaya çalışıyoruz. Düşüncelerim var ancak belediye meclisinde yer almadığım için katkıda bulunamıyorum.
Politikaya dönmeyi düşünüyor musunuz?
- Yeniden görev alabilirim. Gerek sivil toplum gerek belediye konularında geri dönmeyi düşünüyorum. Kendi isteğimle dinlendim. İyi ki de dinlenmişim, uzak kalmışım.
Neden. “İyi ki”?
- Ben geçen dönem belediye meclis üyesiydim. Bu dönem basından izlediğim kadarıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde epey sorun var. Herkesin bildiği soruşturma ve mahkeme süreci... Anladığım kadarıyla usul hataları ve acemilikler var. İzmir Büyükşehir Belediyesi kuvvetli bir kadroyla başarılı olabilir. Üç tane Yaşar Holding’e bedel kasası var. 20 bin kişi çalışıyor. Bunları yönetmek ancak profesyonellerle olur. İşin erbablarıyla olur.
Profesyonel yönetici lazım
Bu nasıl olacak?
- Belediyenin tüm şirketlerine profesyonel yöneticiler almak gerekir. Bu işten anlayanların işbaşı yapması lazım. Çünkü bu tür ufak tefek atlamalar başımızı ağrıtacak konular. Bundan sonra da maaşlı çalışan bürokratların bilgi seviyesinin yükseltilmesi lazım. O kadar ciddi işler ve ihaleler var ki bunlar acemilik kaldırmaz. İstanbul’dan da, yurtdışından da transfer edilebilir. İzmir’ın adı ‘Büyükşehir’ ancak hala bazı şeylerde küçük şehir. En az İstanbul, Ankara kadar, ona yakışır kadro, proje ve ihtisas sahibi yöneticiler olması gerek. Ama yok.
Belediye başkanlığı mı düşünüyorsunuz? Bu anlamda mı “Döneceğim” dediniz?
- Yok... Şahsi hırsım, ihtirasım yok. Ekip olarak bu işler yapılır. Bu ekibe profesyonel yönetici alınır. Böyle güzel bir ekibi İzmir hak ediyor. “İzmir’e çağ atlatalım” deniyor. Artık zamanı geldi. Bildiğiniz gibi AK Parti üyesiyim. Görev verilirse o ekibin içinde çalışırım. İzmir’i kendi haline bırakamayız. Sıkıntıları, tıkanık noktaları gözle görülür hale geldi. İzmirliler olarak sahiplenmemiz ve İzmir’e yakışır bir şekle sokmamız gerekiyor. Bence bunları şimdi konuşmak gerekiyor. Şimdiden kadrolaşmalı ve projeleri hazırlamaya başlamalı. Ancak böyle bir ekiple gelinirse İzmir’de başarılı olunur. “Önce seçim kazanalım, sonra kadroyu yaparım” diye bir mantık olmaz. Bütün projeler hazır olacak ve İzmir halkından vekalet alınacak. Hemen hızla işe koyulmak lazım. “25 yılda kaybettiklerimizi 5 yılda nasıl geri alırız” diye düşünüp işe koyulmak için tam zamanı...
Nasıl bir ekip öneriyorsunuz?
- Benim görüşüm, proje ofisi açmanın en doğrusu olacağı yönünde. Şehir plancıları, mimarlar, inşaat mühendislerinin gelip gittiği bir yer... Burada Türkiye siyaseti yapılmayacak. Direkt proje ofisi olarak çalışacak. Fikir önderlerinin buluştuğu bir yer olacak. Burası bir mutfak gibi olacak. Bir mutfak gibi hazırlık yapılacak.
AK Parti İl Başkanı ya da parti yöneticileriyle bu düşüncenizi paylaştınız mı? Ya da paylaşacak mısınız?
- Bizi il başkanımız toplayacaktır. Aynı doğrultuda düşüneceğini zannediyorum. Seçim bürosu değil, düşündüğüm bir proje bürosu. İzmir’e proje üretim bürosu gerekiyor...
Şu an 3 çocuğumuz var sonrasını bilmiyoruz
İş ve siyasetten uzakken bu arada çocuklarınız oldu...
- Evet bu sürede eşim Yasemin Hanım ve çocuklarıma bol zaman ayırdım. Artık milletvekilliğini pek düşünmüyorum. Çünkü bunun için Ankara’da olmak gerekiyor. Çocuklarla bu zor görünüyor.
Başka çocuk düşünüyor musunuz?
- Büyük oğlumuz Durmuş, 9 yaşında. Ata, 7 yaşında. Kızımız ise henüz 5 aylık. Oğullarıma dedelerimin ismini verdim. Kızıma da eşimle büyük annelerimizin adı olan Ayşe ve annemin adı Zuhal’i verdik. Şu an üç çocuğumuz var. Bundan sonrasını bilmiyoruz. Şimdilik bu evlatlarımızı en iyi yetiştirmeye çalışıyoruz.
Tunus’
Aynı zamanda Tunus Fahri Konsolosluğu’nu da yürütüyorsunuz.. EXPO 2020 adaylığımızla ilgili ne düşünüyorsunuz?
- Tunus, EXPO’da İzmir’e oy versin diye görüşmeler yapıyorum. Daha önceki EXPO adaylığımızda da görüşmeler yapmış, olumlu yanıt almıştım. Tunus’ta devlet görevlilerini, büyükelçiyi tanıyoruz ancak bize delegelerin isim listesini bildirmeleri gerekiyor. Eğer fahri konsoloslara isimler verilirse biz de esas oy verecek olan delegelerle görüşebiliriz.
Paylaş