Paylaş
ETRAFTA bayram hazırlığının sürdüğü günler... Bergama’dayız. Sokaklardaki bayram telaşının tersine bir o kadar sakin adliyenin merdivenlerini çıkıyorum, aceleyle. Cumhuriyet Savcısı’nın kapısını çalıyorum. Tutukluluğu altı ayı bulan İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Pervin Şenel Genç’i ziyaret etmek, aylardır belediyeye gönderdiği birkaç bayram notu dışında, uzun cümleler duyurmak niyetindeyim. Ama adliyeden ellerim boş dönüyorum. Yönetmelik gereği özel izinlerin kaldırıldığını öğreniyorum. Tek çare, avukatı Attila Ertekin aracılığıyla soruları göndermek oluyor. Küçük bir not kağıdı, Bergama M Tipi Kapalı Cezaevi’nin demir kapılarından içeri giriyor. İçerideki hüzünler, umutlar, üç sayfaya sığıp, iki saat sonra bize ulaşıyor...?Okurlar takdir etsin??Bu operasyonu kamuoyunun bazı kesimleri gibi siz de siyasi buluyor musunuz? Başka bir belediyede görev yapıyor olsaydınız, aynı görüşmeleri yapmış, aynı adımları atmış olsaydınız yine cezaevinde olur muydunuz??- Bu konudaki düşüncelerimi dava sonuçlanınca açıklamayı daha uygun buluyorum. Ancak bizim ve bizim gibi tutuklu bulunanların uzun süre yargı önüne çıkmaması sonucu, tutuklamanın peşinen bir ceza haline geldiğini düşünüyorum. Bu durumun siyasi olup olmadığını ise okurların takdirine bırakıyorum.??Dosyadaki kısıtlılık kararı savunma hakkınızı ve suçunuzu, hatta delilleri öğrenme hakkınızı da kısıtlıyor. Ne düşünüyorsunuz??- Baştan beri, en sıkıntılı olduğumuz konulardan biri bu. Yargılamada evrensel bir kaide olan masumiyet karinesi yok edilerek bizden masum olduğumuzu ispatlamamız isteniyor. Kısıtlılık kararı, savunma hakkını hiçe sayan bir uygulama. Neyle suçlandığını bilmeyen bir insanın kendi lehine olan bilgi ve belgeleri sunması da mümkün olmuyor. Bir istasyonda bir tren bekliyorsunuz, ancak bu trenin ne zaman geleceği, nereye gideceği, ne zaman hareket edeceği size söylenmiyor.
Umudumu hiç yitirmedim??
Peki tüm bunlar umudunuzu, inancınızı kısıtlıyor mu??- Başından beri ne umudumu, ne inancımı yitirdim. Yaptıklarımın doğruluğundan eminim. Bunlar zaten devletin diğer denetim mekanizmalarının incelemeleriyle de kanıtlandı. Bu dosyada örgüt yönetmek suçuyla ben ve örgüt üyesi suçlamasıyla belediyede çalışan arkadaşlarımız tutuklandı. Belediye zaten kendi işleyişi itibariyle kamusal ve örgütsel yapısı olan bir kurum...??Üst düzey bürokratsınız... Cezaevi koşullarının, buranın şartlarının oldukça ağır olduğunu özellikle de ilk günler oldukça sıkıntılı olduğunu biliyoruz. Neler yaşadınız??- İnsan her türlü koşulda yaşamaya alışabilen bir varlık. Ancak burada en çok çaresizliği hissediyorsunuz. Şahsen burada kendimi esir gibi hissediyorum. Ama bunu bir tatil gibi değerlendiriyorum. Belki erkek olsaydım askerlik nedeniyle koşullara daha çabuk alışırdım.?Yalnız hissetmiyorum??Sizi çok sayıda belediye görevlisi ziyaret etmek istemiş...?- Hepsine çok teşekkür ediyorum. İlk günden beri bu kadar sevildiğimizi ve desteklendiğimizi bilmek çok güzel bir duygu. Bu durum özlemimizi daha çok artırıyor. ??Tahliye edilen Serpil Keskin ve kardeşiniz Nagehan Genç’e cezaevinde hep destek olmuş, güç vermişsiniz. Onlar tahliye olduğunda ne hissettiniz??- Kendimi hafiflemiş hissettim. Hem onların özgürlüklerine kavuşmuş olmaları hem de bu karanlık tablonun içinden bir ışığın doğması, hepimizi mutlu etti. Bizi en çok üzen şeylerden biri Serpil’in bir anne olarak burada çırpınışlarıydı.??Umudunuz arttı mı? Onlar gidince yalnız kaldınız mı??- Onların tahliyesi benim bu davaya bakış açımın doğruluğunu ortaya koydu. Onların gitmiş olması tabii ki beni bir yalnızlığa sürükledi. Ancak bu hukuki mücadele bana büyük bir moral destek oldu. Şu anda kendimi yalnız hissetmiyorum. En yeni belediye çalışanlarından bile mektup alıyorum.
Bizlere de emsal olmalı??Deniz Feneri gibi bazı davalardaki tahliyeleri görünce ne düşünüyorsunuz??- Bu davadaki tutukluların tahliye edilerek tutuksuz yargılanmalarına karar verilmesi sevindirici. Bu tahliye kararında vurgulanan şey, uzun süreli tutuklamaların cezaya dönüşmüş olması durumu. Hukuki eşitlik gereğince bu tahliye kararının bizim için de emsal teşkil etmesi gerektiği düşüncesindeyim. ??Büyükşehir Belediye Başkan Aziz Kocaoğlu sizi sık sık ziyarete geliyor. Neler hissediyorsunuz??- Başkanımız ve eşi Türkegül Hanım muntazam ziyaretimize geliyor. Kendilerine şükranlarımı iletmek istiyorum. Bu durum onların bize olan güvenini ortaya koyuyor. Bu kadar yoğun temponun içinde başkanımızın bizi yalnız bırakmaması en büyük moral destek oluyor.
Özgürlük en büyük değer??Bu ikinci bayram... Geçen bayram da bu bayram da belediyedeki mesai arkadaşlarınıza not gönderdiniz. Bu bayram neler hissediyorsunuz? ?- Maalesef ikinci bayramı da burada geçiriyoruz. Sevdiklerimden ve çevremden ayrıyım. Ancak buradaki insanlarla da bayramda birlikte olmak değişik bir duygu. Herkese özgür bayramlar diliyorum. Çünkü özgürlük sahip olduğumuz en büyük değer.??Sizin başka söylemek, eklemek istedikleriniz var mı??- Bu durumun geçici bir süreç olduğuna inancımı hiç yitirmedim. Her şeyin bir sonu vardır. Tek amacım buradan sağlıklı bir şekilde çıkarak en kısa zamanda görevimin başına dönmek. Zaten operasyonun başından beri suçsuzluğumuza olan inancımızın doğruluğu yargılama sonucunda da ortaya çıkacak. Çünkü İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde tüm çalışmalar kanun menfaati gözetilerek, yasalara uygun şekilde yapılıyor. Bildiğimiz yolda devam edeceğiz. Bir şey daha eklemek istiyorum... Avukatım Atilla Ertekin’e de teşekkür ediyorum. Beni burada sürekli ziyaretleriyle hiç yalnız bırakmıyor. Onun gençliğinin yanındaki tecrübesi bana enerji ve heyecan veriyor.
NELER OLMUŞTU
Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 2 Mayıs 2011’de İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne operasyon gerçekleştirmişti. Aralarında belediye bürokratlarının da bulunduğu 44 kişi gözaltına alınmış, adliyeye sevk edilen 34 kişiden 17’si “usulsüz evrak düzenleme”, “devleti zarara uğratma”, “örgüt kurma” ve “ihaleye fesat karıştırma” suçlarından tutuklanmıştı. Serpil Keskin, Nagihan Genç ve Reha Pekerten, İZFAŞ İdari İşler Müdürü ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Protokol Müdür Vekili Zeki Karatay avukatların başvurusu üzerine tahliye edilmişti.
CEZAYA DÖNÜŞÜYOR
Avukat Atilla Ertekin, Büyükşehir Şirketler Genel Koordinatörü Hilmi Özen’in notunu da iletti: “İhaleye fesatla suçlanıyorum ama bugüne kadar milyonlarca liranın belediye tarafından kazanılmasına hizmet ettim. Bu yasayla ilgili en çarpıcı örnek, yıkılan kamu binalarıdır. Bu binalar ihale kanununa göre yapılır. Sonra da her şey kanuna uygun olduğu için sorumlu bulamazsınız.”
Paylaş