Paylaş
Çalışkan saymanlıktan ayrıldı, Kazançoğlu ve Eskinazi başkan yardımcılıklarında kaldı.
Bu kez de yönetim kurulu üyeleri Çalışkan, Hüseyin Payzın ve Erkan Güldoğan’ın disiplin kuruluna sevki dikkat çekti. “İzmir Ticaret Odası’nda neler oluyor” derken, yönetimdeki muhalif isimlerin yaşananları TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’na aktardığı iddiaları gerilimi artırdı. 20 yıllık Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, suskunluğunu Hürriyet Ege’ye bozdu.
- Kruvaziyerden kongre turizmine, kadar pek çok hayalinizi gerçekleştirdiniz. Hayallerin bitmediğini söylüyorsunuz... Bundan sonra sırada ne var?
- Proje çok aslında... Ama şu anda açıklanıp hemen karşı bir duruşa muhatap olmaması için belli olgunluğa gelmesi gereken projeler var. İzmir, gerçekten çok büyük potansiyele sahip. Neresine dokunursanız hazine çıkıyor. Bugün kirli paslı, önünden giderken bakmadığımız şeylere dikkat ettiğimizde aslında ne kadar değerli olduğunu görebiliyoruz İzmir’in. O nedenle, ne yapılsa İzmir’e az. İzmir gibi bir kent bu coğrafyada yok. Barcelona’ya gittiğiniz ve eskisiyle bugünü mukayese ettiğiniz zaman, neler olabileceğinin en güzel örneğini görüyorsunuz. Barcelona’da her gün bir kongre var. Her gün iki, üç kruvaziyer gemisi var. Her yer 12 ay turist dolu. O yüzden neden bir Barcelona olmayalım? Eksik bir şeyimiz yok çünkü.
- İzmir ile ilgili hayallerinizi konuşuyoruz. Ama bir yandan da görev süreniz doluyor. Kasım’da seçim var. Bütün bu hayalleri, projeleri başkası mı sürdürecek, yoksa başka görevde mi devam ettireceksiniz?
- Tabii bunu konuşmak için henüz çok erken. Ancak ben 1992’de oda başkanı oldum. Ama Yenişehir’deki İnşaatçılar Çarşısı’nı 1984’te inşa ettim. Yenişehir İş Merkezi, Batı İş Merkezi, İnşaatçılar Çarşısı’nı yapmaya başladığım zaman; Yenişehir’in o zaman ismi Tepecik’ti. Dolayısıyla benim odada başkan olmam gerekmiyor. Bugün herkesin rol kapmaya çalıştığı İTO Vakfı’nı 1988’de kurdum. Oda başkanı değildim kurduğum zaman. İzmir Ticaret Odası Eğitim ve Sağlık Vakfı’nı 1988’de kurdum. 10 binlerce kişiyi eğittim. Bugünkü pek çok turizmcinin eğitim aldığı yer İTO Vakfı’dır.
- Yasa gereği yeniden başkan olamayacaksınız ama çeşitli senaryolar, formüller üretiliyor...
- Hep konuşurlar, herkes konuşur ama bir şey yapmazlar. Yapılana sahip çıkmaya çalışırlar. Bir de tabii toz kondurmadan yapsalar bu işi yüreğim yanmayacak. Bunlar, Oda’nın bir takım olumsuzluklarla anılmasına yol açıyor. Bu da beni üzüyor. İTO Eğitim ve Sağlık Vakfı, İzmir’in ilk vakıf üniversitesini kurmuştur. Daha yapacağı çok iş vardır. Sağlık, eğitim konusunda... Bunu yapmak için İTO’nun başkanı olmak gerekmiyor. İzmir Ekonomi Üniversitesi 6 bin 500 öğrenciye erişmiştir ve bir dünya üniversitesidir. Ama hedefleri vardır. London School of Economics gibi bir başarıya sahip olacak kalitede bir eğitim düzeyine erişmesi için önünde bir yol vardır. Bu konuda çaba gösterilmesi gerekmektedir. Üniversiteyle ilgili çalışmada, İTO Başkanı olmak gerekmiyor. Aynı zamanda organize bölge çalışmaları var. 387 fabrikaya, İzmir’in en yakın altyapısı, en hazır organize bölgesini yaptık. Bu projeler bitmez. Çalışmalar bitmez. Kaldı ki İzmir Ticaret Odası’nın seçimlerine girmeme gibi bir engel de yoktur.
- Buradan hangi anlamı çıkaralım?
- Herkesin yerime geçmeyle ilgili düşüncesi olabilir. Saygı duyarım. Onun takdirini yapacak olan meclistir. Tabii ki Türkiye’de yasalar vardır. Yasalara hepimiz uymak durumundayız. Yasalar el verdiği oranda ben yine İzmir’e hizmet edeceğim yerlerde bulunurum.
- Yani katılacak mısınız Kasım’daki seçimlere?
- ‘Katılacağım’ demedim. ‘Katılabilirim, katılmama engel yok’ dedim. Yasalara göre nereye gelebiliyorsam, oraya gelirim. Ama tabii ki bunu yaparken meclis üyesi arkadaşlarımla ve benimle hareket eden, beni yarı yolda bırakmayan arkadaşlarımla konuşarak ne yapacağımıza karar veririz.
- Az önce beni üzüyor diye ima ettiğiniz de bu isimler, yarı yolda bırakanlar mıydı? Aile içi konuların TOBB’a taşınmasını mı kast ettiniz?
- 1992’den bu yana, benimle birlikte çıkılan yolda bırakanlar, geriye düşenler hep oldu. Yine olacaktır. Geçmiş dönemdeki karşımıza çıkan rakiplerimizin çoğu başkan yardımcılarımdı benim. Dolayısıyla bu dönemde olmasında da bir gariplik yok. Normaldir. Ama yol ve yöntemin bu olmaması gerekir. İTO’nun kurumsal kimliğine halel gelecek tutum ve davranışlar içinde olmamak gerekir. Arkadaşlarımızın buna da özen göstermesini ben isterim. Umarım onlar da aynı dikkati gösterir. Çünkü demokratik bir sistemdir. İnsanlar birilerine destek olabilir, birilerine karşı çıkabilir. Bu işin doğasında var. 10 yıllarca beraber olduğunuz kişiler de çoğu zaman karşınıza çıkabiliyor. Tarihte de çoktur bu. Tarihte Brütüs’ler hep olmuştur.
NELER OLDU?
İTO’da 2009’daki seçimlerden sonra Başkan Demirtaş, vekillerinin değişimli görev yapmalarını istedi ve iki yıl sonrasında mevcutların istifa etmesini istedi. Buna göre başkan yardımcıları Jak Eskinazi, Akın Kazançoğlu ve Sayman Necmi Çalışkan yılbaşı öncesinde istifalarını sundu. Ancak yaz tatilinin araya girmesi ve Yönetim Kurulu Üyesi Coşkun Yolgörmez’in vefatı nedeniyle istifa süresi gecikti.
Paylaş