Paylaş
Adalet Bakanlığı’nın “İşkence yok” açıklaması yaptığı günlerde, İzmir Barosu da bir heyet gönderip incelemeler yaparak rapor hazırladı. 20 Kasım 2013’te, Dünya Çocuk Hakları Günü’nde açıklanan raporda, insanın kanını donduracak detaylar ortaya çıktı.
Çocuk tutuklu ve hükümlüler ile müdafi avukatların, kötü muamele yapıldığı, kurum yöneticilerinin keyfi tutum ve davranışlarda bulunduğu, hastane sevklerinin zamanında gerçekleştirilmediği, sosyal ve eğitsel faaliyetlerden yararlanmada sorunlar yaşandığı yönündeki şikayetleri üzerine hareket geçen İzmir Barosu’nun raporunda, hortumla dövülen, kendini jiletleyenin yarasına tuz basılan, müşahede odasında 3.5 ay tutulup ‘5 gün kalmıştır’ belgesi imzalatılan, müşahedenin 2 ayını yataksız geçiren, 30 gün havalandırmaya hiç çıkarılmayan, tecridin yanı sıra dayakla da eğitilen, mavi süngerlerle kaplı olduğu için adı ‘mavi oda’ olan ceza odalarıyla korkutulan, sinekli-böcekli yiyecekleri yemek zorunda kalan, istemedikleri sıkıcı faaliyetlere zorlanan gibi ayrıntılar yer aldı. Kamuoyunda günlerce süren bu iddiaların ardından İzmir Barosu ziyaretlerini sürdürdü. Kurum yönetiminde değişiklikler yapıldı. Şakran’dan artık uzun süredir olumsuz haber gelmiyor.
GEÇMİŞTE DENENMİŞTİ
İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan, tam aksine kurumla ilgili olumlu haberler geldiğini söyledi. Özcan, Şakran’da bulunan çocuk ve genç tutuklular için geçmişte denenen ancak sonra devam ettirilmeyen İzmir Barosu’nun projesinin tekrar hayata geçirileceğini de duyurdu. Aydın Özcan, 250 civarı çocuk ve genç bulunan Şakran Çocuk ve Gençlik İnfaz Kurumu’ndaki gelişmeleri şu sözlerle aktardı: “2008 ve 2009’da İzmir Barosu öncülüğünde çocuk ve gençlerin ağız bakımıyla ilgili çalışma yapmıştık. Cezaevi yönetimi o zaman dil bakımı çalışmasında kullanılacak kesici aletleri çocukların alıp birbirlerine ya da kendilerine zarar verebileceğini düşünüp yapılmasını istememişti.
Olumsuz bir şey yaşanmamış aksine bu çalışmanın çocuklarda olumlu etkileri de gözlenmişti. Adeta onlarla ilgilenildiği için ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Bu tür şeylere ihtiyaçları olduğunu gördük. Kendilerine değer verildiğini hissedip mutlu oldular. Şimdi bu çalışmayı 10-13 Aralık arasında yeniden başlatıyoruz. Hocalarımız çocukların ağız ve diş sağlığını kontrol edip tedavi uygularken, biz de avukat arkadaşlarımızla kontrol etme imkanı bulacağız. Baromuzun hazırladığı çarpıcı raporun ardından buraya dikkat çekildi, geçmişe göre buradan gelen şikayet ve iddialar azaldı. Baro Çocuk Hakları Merkezi yeniden inceleme talebinde bulunmuş, bu talep reddedilmişti. Ancak biz yine bu etkinlik sayesinde çocuklarla heyet olarak konuşup, kaldıkları yerleri de yeniden görmüş olacağız. Hukuksal yardım ve mevcut değerlendirmeler, görüşmeler de yapılacak.”
Paylaş