Paylaş
2003’e kadar Tekel’e bağlı olarak Birinci, Bafra, Yeni Harman ve Tekel 2000 sigaralarını üreten Alsancak Sigara Fabrikası, kapatıldıktan sonra Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na devredildi. Binanın kültür merkezi olması düşüncesi ise ilk kez 1990’lı yıllarda ortaya atıldı. Ancak kentin göbeğindeki binanın boş kalmasından rahatsızlık duyan eski valilerden Yusuf Ziya Göksu, en çok çaba harcayan isimlerden oldu. Göksu, binanın Kültür ve Turizm Bakanlığı’na tahsisini talep etmiş, Ankara’da konuyu yetkililere birkaç kez iletmişti. Dönemin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan da binanın Kültür ve Turizm Bakanlığı’na tahsisinin gerçekleştiğini müjdelemişti.
Tam 20 gün boyunca
Bir dönem Arkas ve İzmir Ticaret Odası’nın da kültür kompleksi yapmak istedikleri yapıda, bu yıl ilk kez 26. Uluslararası İzmir Festivali’nin etkinlikleri yapılacak. Terk edilmiş halde bekleyen Reji Binası ilk kez İzmirlilerle dolacak, eski duvarlarında müzik yankılanacak. Festivalin, The Philharmonia Orkestrası’yla açılış konseri ve bugün ile 24 Haziran arasındaki “Re-Rite Ses ve video Enstalasyonu” gerçekleştirilecek. Etkinlikte, İgor Stravinsky’nin “Bahar Ayini” eserinin “Ses ve Video” yerleştirmesi, 20 gün boyunca İzmirlilere dünyanın en iyi orkestralarından biri olan Philharmonia’nın kadrosuna dahil olup, onlar gibi hissetmek, onlarla birlikte çalmak imkanı verecek.
Hiç şef oldunuz mu?
26. Uluslararası İzmir Festivali’nin bugün açılış konserinin ardından eski Tekel Sigara Fabrikası Reji’de devam edecek etkinliği RE-RITE “Ses ve Video Enstalasyonu”, Türkiye’de bir ilk.
Her akşam iş çıkışı önünden geçerken hazırlıkların sürdüğünü gördüğüm Reji’de, son aşamada ekibin çalışmalarına tanıklık ettim. İlk girdiğimde binanın mis gibi çiçek kokan bahçesinden ayrılamadım bir süre. Sonra, o ahşap dev kapısı çekti içeri doğru. Film karelerindeki gibi tavanları, duvarları uzun uzun inceleyerek girdim. Burnumda eski, rutubet ve hafif bir tütün kokusu da harmanlanıyordu bu arada. Üst kattan gelen müzik ve muhteşem akustik öyle davetkardı ki! Merdivenleri müziğe doğru hızla adımladım...
Projenin kreatif direktörü Richard Slaney’le tanıştık önce. Onlar son hazırlıklar için hummalı bir çalışmanın içindeydi. Binanın ikinci katındaki tüm bölmeleri dolaştık. Slaney, her bir bölümde dakikalarca orkestrayı nasıl yaşayabileceğimi anlattı. Her bölümde, odada kurulmuş dev ekranda, orkestra ve müzisyenlerle içlerindeymiş duygusu yaratılıyordu. Ekranın kenarındaki sayfa numaralarından devam eden parçanın neresinde olduğunuzu da bulabiliyorsunuz üstelik. Richard Slaney’den projenin 2009’da ondan çıktığını öğreniyorum.
Benzersiz bir deneyim
Slaney ve Philharmonia Orkestrası’nın ünlü şefi Esa-Pekka Salonen bir sohbetleri sırasında o zamana dek klasik müziğe çok ilgisi olmayan, daha önce bir klasik müzik konserini izlememiş geniş bir kitle olduğunu konuşmuşlar. “RE-RITE”ın doğuşu bu kitleyi hedef alarak olmuş. “İnsanlara bir klasik müzik orkestrasını yönetmenin, o orkestradaki enstrümanlardan birini çalmanın nasıl bir haz olduğunu göstermek istedik ve bunu başardığımızı düşünüyorum” diyor Richard Slaney ve ekliyor: “RE-RITE koltuğunuzda oturup orkestrayı dinlemekten bambaşka, bir yandan orkestranın içinde olduğunuzu hissederken, bir yandan da galerileri dolaşabileceğiniz benzersiz bir deneyim.”
“RE-RITE”ın çok gelişmiş bir teknik altyapısı var. Slaney, “Ekibimizde yedisi Londra’dan, 10’u İzmir’den olmak üzere 17 kişi çalışıyor. Şu anda ekranların yerleştirilmesi sürüyor. İlk olarak bulunduğumuz binayı yaylılar, üflemeliler, perküsyon odası gibi bölümlere ayırdık. Her bir bölüme girdiğinizde haliyle çalan müzik değişiyor. Her bir bölümdeki video ve ses ayrı bir bilgisayarla kontrol altında tutuluyor” diyor.
Klasik müziğe metruk binada ruh vermek
Hiç bilmeyen birine “RE-RITE”ı en basit biçimde anlatmak gerekirse bunu nasıl yapardınız sorusunu Richard Slaney şöyle cevaplıyor: “İnsanlar burayı ziyaret ettiğinde kendi klasik müzik seyahatlerini kendileri planlayabilecekler. Diledikleri bölümden gezmeye başlayıp, şef odasına geldiklerinde buradaki dokunmatik ekranlar aracılığıyla şef Esa-Pekka Salonen’in görüntüsüyle birlikte orkestrayı yönetebilecek, istedikleri grup enstrümanın sesini alçaltıp yükseltebilecek, tüm orkestraya aynı anda hâkim olabilecekler.”
Sigara Fabrikası’nın yeniden hayat bulan galerilerinde “RE-RITE” kreatif direktörü Slaney’le sohbeti sürdürürken, mekanla ilgili de konuşuyoruz. Richard Slaney, ünlü Rus besteci Stravinsky’nin başyapıtı olarak bilinen “Bahar Ayini”nin ürpertici melodilerinin böyle yerlere daha uygun olduğunu düşündüklerini anlatıyor. Ayrıca, klasik müziğin elitist atmosferinin yıkık-dökük bir ortamda sunulmasının paradoksal bir durum, bunun da RE-RITE’ın farklılığı olduğunu anlatıyor. Mekan araştırması yapılırken özellikle kullanılmamış, metruk bir binayı istediklerini de ekliyor. Hala tütün kokusunu hissettiklerini gülümseyerek aktarıyor.
Farklı tepkiler
RE-RITE bugüne kadar İngiltere, Portekiz ve Çin’de yapılmış. Slaney, değişik kültürlerdeki insanların “RE-RITE”a çok farklı tepkiler verdiklerini söylüyor. Gittikleri ülkelerdeki kültürel farklılıklarının, projeyi hayata geçirdikleri alanların birbirinden farklı fiziksel özelikleriyle birleşmesi her bir projenin kendine özgü bir karakter kazanmasını sağlamış. Richard Slaney, İzmirlilerin RE-RITE’a ilgi göstereceğinden şüphesi olmadığını bir çırpıda söyleyiveriyor. Dileyenlerin kendi enstrümanlarını da getirip orkestraya öyle de katılabileceklerini hatırlatıyor.
26. FESTİVAL'DE ZENGİN GÖSTERİLER
Bu akşam başlayacak 26.Uluslararası İzmir Festivali,birbirinden muhteşem gösterilere sahne olacak. Bu akşam Dijital Sanat'ın en seçkin örneklerinden "Re-Rite-Ses ve Video Enstalasyonu", dünyada dördüncü kez ilk kez İzmir'de sergilenecek. Çok sayıda kurum ve kişinin desteğiyle, bu yıl da zengin içerikli bir festival programı hazırladıklarını ifade eden İzmir Kültür, Sanat ve Eğitim Vakfı Başkanı Filiz Eczacıbaşı Sarper, "Çok renkli ve üst düzey sanatçıları, toplulukları ağırlayacak olmanın heyecanını yaşıyoruz" dedi.
Sarper, İzmir'in dünyaya tanıtılmasını misyon edinmiş bir festival olarak, etkinliklerde İzmir ve çevresindeki tarihi mekanları kullandıklarını hatırlattı. Sarper, bu yıl da Efes Antik Kenti Agorası, Çeşme Marina, tarihi sigara fabrikası ve İzmir Ekonomi Üniversitesi olmak üzere 4 yeni konser mekanını festival programına dahil ettiklerini söyledi.
Filiz Eczacıbaşı Sarper, 28 Eylül'e kadar devam edecek festivalde, geniş bir yelpazede en iyi sanatçı ve grupların yer alacağını ifade etti.
Dünyada dördüncü Türkiye'de ilk
Uluslararası İzmir Festivali, bu yıl, başta Londra olmak üzere dünyanın sayılı şehirlerinde gerçekleştirilmiş dev bir sanat organizasyonuyla başlayacak. Dijital Sanat'ın en seçkin örneklerinden birini oluşturan "Re-Rite-Ses ve Video Enstalasyonu", dünyada dördüncü, Türkiye'de ise ilk kez İzmir'de sanatseverlerle buluşacak.
Philharmonia Orkestrası ve daimi şefleri Esa-Pekka Salonen'in, "basit bir fikrin olağanüstü sunumu" olarak nitelenen bol ödüllü dijital projesi "Reji-İzmir" adıyla yeniden işlevlendirilen 128 yıllık tarihi İzmir Sigara Fabrikası'nda hayat bulacak."Reji-İzmir"de 5-24 Haziran'da her gün 10.00-22.00 saatleri arasında izleyici ile buluşacak dijital gösteride, ziyaretçiler kendilerini, 29 ayrı kamera ve onlarca mikrofonla Esa-Pekka Salonen yönetiminde Stravinsky'nin "Bahar Ayini" eserini çalan Philharmonia Orkestrası'nın bir parçası olarak hissedecek. Ziyaretçiler, belirli bir grup enstrümanı izleyip, şeflik yapmayı deneyebilecek ve perküsyon galerisinde orkestranın parçası olup eseri bizzat çalabilecek.
Sanatseverler, festival süresince ayrıca rock konçertodan Alman Oda Müziği grubu Faure Quartett'e, Erkan Oğur, kemençe sanatçısı Derya Türkan ve Fransız Çellist Vincent Segal'den oluşan üçlüden Pink Martini grubuna, Çin'in çağdaş müzikteki önemli temsilcisi Shenzen Senfoni Orkestrası'ndan Viyana Filarmoni Orkestrası'na kadar birçok grubu izleme olanağını bulacak.
Paylaş