Paylaş
İzmir güzel, hava güzel, saha güzel, kızlar güzel...
“Skor neden güzel olmasın” diye düşündüm maç başladığında.
Ama öyle olmadı.
“Keşke skor da güzel olsaydı” diye düzeltiyorum şimdi cümlenin sonunu.
Bir tarafta kasası da kafası da rahat Çaykur Rize.
Ve İzmirli hocası Mustafa Denizli.
Bir tarafta kasası tam takır, kafası bozuk Karşıyaka.
Ve “Cihat’ın Arslanları”
Bir de tabii dişi Kaf-Kaf’lar...
Karşıyaka yine cezalı.
Sadece kadın ve çocuk taraftarlar tribünlerde.
Maçla birlikte başlıyorlar şarkılarını söylemeye.
Gol yeseler de, kızsalar da kesmiyorlar desteklerini.
Küfür yok, sert uğultu yok!
Yanlarına gidiyorum.
Susmaya niyetleri yok!
Zar zor sesimi duyurup, “En beğendiğiniz futbolcu kim” diyorum;
başlıyorlar takımı saymaya...
Banahene, Necati ve Fatih öne çıkıyor.
Maçları kaçırmadıklarını anlatıyorlar.
İçlerinden biri yanıma geliyor.
“Ben aslında Göztepeliydim. Erkek arkadaşım ısrar etmişti. Bir kere Karşıyaka maçı izledim. O gün bugündür artık Karşıyakalıyım. Erkek arkadaşımdan ayrıldım. Ama Karşıyaka’dan vazgeçmedim. Karşıyaka aşkı bambaşka” diyor.
Bitiş düdüğüne kadar susmayan, kısılmayan sesleri o aşklarını anlatmaya yetiyor.
“Yensen de yenilsen de kalbim hep senle” tezahüratı tam onlar için yazılmış sanki.
Keşke şans da bu kızlar kadar güzel olsaydı.
İyi oynayan Karşıyaka kazansaydı...
Paylaş