İzmir Kent Güvenlik Sistemi 10 Nisan’da devrede

PROF. Dr. Vahap Tecim, Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ni bitirmiş.Kanada’da Ottawa Üniversitesi’nde Sistem Bilimleri Bölümü’nde yüksek lisans, İngiltere’de Lancester Üniversitesi’nde Yöneylem Araştırması Bölümü’nde doktora yapmış.26ğııoıoıo

Haberin Devamı

Prof. Tecim, Türkiye’ye döndüğünde afetle ilgili çalışmalar hazırlamış. Çalışmalarına ilk olarak 1999’daki Sakarya Depremi’nde başlamış.Afet Bölge Koordinatör Valiliği Bilim Kurulu ve Sakarya Valiliği Planlama ve Bilim Kurulu Üyeliği görevlerini başarıyla tamamlamış. Sakarya Valisi iken tanıştığı Cahit Kıraç’ın İzmir’e atanmasıyla yolları tekrar kesişmiş. Prof. Vahap Tecim, şimdi İzmir Valisi Cahit Kıraç’ın en yakın danışmanı.İzmir Valiliği bünyesinde, Türkiye’de bir ilk olan İzmir Afet Yönetim Sistemi’ni kuran Prof. Tecim, uzun süredir beklenen MOBESE’nin de teknik altyapısının başında. Aynı zamanda Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Coğrafi Bilgi Sistemleri Anabilim Dalı Bölüm Başkanı olan Prof. Vahap Tecim’le hem afetle ilgili çalışmalarını hem de kısa süre sonra devreye girecek, herkesin merakla beklediği kameralı kent güvenlik sistemini konuştuk.

Haberin Devamı

Kanada ve İngiltere’deEkonomi bitirmişsiniz, bilişime nasıl geçiş yaptınız?

Üniversitedeyken amacım ticaret ihtisası apmaktı. Öğrencilik yıllarımda bilgisayara merak saldım. Oradaki hocalara bilgisayar öğrettim. Kanada’ya gittim,
4-5 yıl kaldım, sistem mühendisliği alanında kariyer yaptım. 1993’te İngiltere’deki Lancester Üniversitesi’nin Yöneylem Bölümü’ne araştırma için gittim. 1997’ye kadar, karar verme teknikleri üzerine araştırma yaptım. Turizmcilerin doğru karar verebilmek için nasıl bir strateji izlemeleri gerektiği üzerine çalıştım. ‘Simcity’
diye bir oyun vardı. Simscity’de bir ili kurarken nasıl doğru karar verirsiniz basamaklarında oynarken coğrafi bilişim sistemlerine kaydım. Kent yönetim sistemiyle ilgili o yıllardan bugüne uğraşıyorum. Türkiye’nin ilk yönetim bilişim sistemleri doçentiyim.

Afet çalışmalarına nasıl yöneldiniz?

1997’de İzmir’e üniversiteme geri geldim. Ancak her şey bıraktığım gibiydi, hiçbir şey değişmemişti. 4 yıl boyunca “Niye geldim” diye sordum. Tam bıkmıştım
ki, askerliğimi yapmak üzere Ankara’ya gittim. Orada çok güzel çalışmalar yaptım. 1.5 yıl boyunca makaleler, akademik araştırmalar yaptım. Bitirmeme birkaç ay kala, 17 Ağustos Depremi oldu. Sakarya’dan telefon geldi. Vali Yardımcısı Şentürk Uzun, yaptığım çalışmalardan haberdar olmuş,kent bilgi sistemlerinde bilgisayar desteğine ihtiyaç duyulmuş. İkna ettiler, Sakarya’ya gittim. “Depremden sonra nasıl sağlıklı bir kent oluşturulur?” işte bu sistemi kurduk. “Hocam gel, bu projeyi sen yap” dediler ve o günden itibaren 3 yıl çadırlarda kalarak, bilişim sistemlerini kurdum. Önce Bilgisayar Bilişim Merkezi’ni, sonra da Coğrafi Bilgi Sistemler Merkezi’ni kurduk.

Bu çalışmalar neleri kapsıyor?

Haberin Devamı

Afet sonrası kriz nasıl aşılır, elektrik, ısınma, alternatif çadır kentleri nerede kurmalı, sağlık... Orada her şeyi kurduk. Vali şimdiki İzmir Valisi Cahit Kıraç’tı. Teknolojinin desteğiyle her şeyi yaptık. Lise mezunu gençlerden oluşan 15-20 kişilik ekip oluşturarak,Sakarya’nın yeniden tüm altyapısını oluşturduk.
Coğrafi bilgi sistemi denilen teknoloji ilk kez 1999 depreminde yapmış olduğumuz çalışmayla ortaya çıktı.

En hazırlıklı kent İzmir

Peki, İzmir?

- Bu çalışmayı tamamladıktan sonra İzmir’e döndüm. Valiliğe böyle bir çalışmayı sundum ancak kimse yanına yaklaştırmadı. Vali Cahit Kıraç, İzmir’e tayin olmuş, o gün beni aradı, çağırdı.


İzmir’de sistem artık kuruldu mu? Afete hazırlıklı diyebilir miyiz?

Haberin Devamı

Şu anda İzmir Valiliği’nde Türkiye’deki en iyi bilişim sistemi var. Afete yönelik afet bilgi sistemi oluşturuldu. İzmir afette en riskli bölgelerin başında geliyor ama yaptığımız çalışmalarla Türkiye’de afete en hazırlıklı il. Ancak tabii bürokrasi burada da bizi yıpratıyor. Büyükşehir Belediyesi, valiliğin çalışmalarına sıcak bakmıyor. Ayrı merkezleri var. Ancak afet sırasında komutanın tek bir merkezde olması gerekiyor.

Siz merkezde hangi çalışmaları yapıyorsunuz?

Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi’nde inanılmaz işler yapıyoruz. Bir de bürokrasiye engel olabilmek için İzmir Afet Derneği’ni kurduk. Başkan yardımcısıyım. Bürokrasinin engel olduğu her şeyi burada çözmeye çalışıyoruz. 16 Nisan’da toplantı yapacağız. Afetle ilgili kurumların temsilcileri gelecek. İzmir’in yüreğine bir su serpilecek diye düşünüyorum. Herkes sorumluluğunun bilincinde mi? İyi bir yönetimle aslında her şey çözülebilir. Ayrıca, izmirafet.com diye bir site kurduk. “Afet olsa bölgenizde nereye gideceksiniz, sağlık ekipleri nerede olacak” gibi tüm soruların cevabı var. Bunu duyurmak için belediyelere gittik. Birkaç defa bilgisayar tabanlı tatbikat yaptık. Öyle bir tatbikatki, kime ne mesaj gelecek buna kadar çalışıldı.

Haberin Devamı

Deprem anında panikle bu hesaplar şaşabiliyor...

Bir deprem olduğunda ilk 72 saat kimse kimseye yardım edemez. Bizim kendimize yetmemiz gerek. Bunun için de önce teknolojiden faydalanmak gerekiyor. Sakarya’da iken valimizin imzasıyla çok önemli bir belge sunduk. 72 saatlik eylem planı yaptık. Örneğin, bir depremde ilk yapılması gereken kentin giriş çıkışlarının kapatılması. Daha etkin, daha teorik tatbikatlarla bunları ortaya koymaya çalışıyoruz.


Bizim kurduğumuz farklı

MOBESE çalışmalarının da teknik altyapısının sorumluluğunu yürütüyorsunuz...Denemelere başladı ancak İzmir’de henüz devreye girmedi. Neden uzadı?

Geçen mayısta ilk kamera denemelerine başladık.12 Mart’tan itibaren de 155 çağrı merkezi günlük olarak test, deneme çalışmalarına başladı. 10 Nisan Polis Günü’nde 155’le çalışma devreye girecek. MOBESE, Mobil Elektronik Sistem anlamına geliyor. Bizim kurduğumuz İKGS yani İzmir Kent Güvenlik Sistemi.


Farkı ne olacak?

Haberin Devamı

MOBESE ve diğerlerinden farklı. Amaç sadece trafik cezası kesmek değil. Amacı, İzmir’in belirli bölgelerine yerleştirilecek kameralarla o bölgenin 360 derece görülebilmesi. Belli bir süre olayları kaydetmek. Bir olay olması durumunda sistem, savcılığa olayı CD olarak sunabiliyor. Sistem, savcılığa gönderilecek formu oluşturabiliyor. O görüntüyü de sonsuza kadar saklayacak.

Maliyeti?

Sistemin ana parası 28 milyon TL. 22 milyonluk kısmını tamamladık. 6 milyon lira eksik. İzmirlilerin elini cebine atması gerekiyor. Diğer şehirlerde birçok kurum bu tür sistemlerin kurulmasına destek olmuş.Belki de İzmir’de bir kampanya yapmak gerekiyor. Sayın valimiz böyle şeylere girmiyor. Süper bir devlet
adamı ancak tüm illerde oradayaşayanların katkısıyla yapılmış.

Yüz tanıma gibi özellikleri olacağı açıklanmıştı. Sistemin başka farklılıkları var mı?

Ana projemizde 100 direk vardı. Bir direkte 360 derecelik görüntü 4-6 kamerayla oluyor. 50 de plaka okum direği olduğunu da düşünürsek yaklaşık 800 kamera planlandı. Biz bu eksik 6 milyon nedeniyle kameralardan tasarruf etmiş oluyoruz. Yani 100 direk olacağına 60 civarı olacak. 6 milyon daha konduğunda
tam anlamıyla çalışacak. Sistemin her şeyi yapacak yeteneği var. Türkiye’de ilklere sahip. Dünyada da bir numara denilebilecek sistemlerden biri. Ancak bu özellikler kademe kademe, olanaklar ve gereklilikler üzerine devreye alınacak


Üniversite artık tek bir kartta

Valilikteki çalışmalarınız dışında başka projeler de var mı?

Nisan sonunda Dokuz Eylül Üniversitesi’nde binamızı hizmete açacağız. O binamızda Yönetim Bilişim Sistemleri Bölümü olacak. Uzaktan eğitim merkezi binamız bulunacak. Sertifika programları, paket programlar yapıyoruz. Üniversitede bir de bilişim sistemi yaptık. Üniversitenin tüm elektronik işlemleri artık kart
sisteminde. Hiçbir firmaya, bankaya bağlı kalmadan kendimiz yaptık. 5’li konsorsiyuma verilmişti. Ancak maliyet çok yüksek olacaktı. Çipli kent kart gibi bir sistem kurduk. Turnikeler, kapı, asansör, yemekhane, kafeterya... Hepsi bu kartla yapılıyor.


 

Yazarın Tüm Yazıları