Paylaş
HER şey, Karşıyaka Belediyesi’nin 2004 seçimlerinden bu yana Mavişehir’e yapmayı planladığı marina projesinin yerinin Karşıyaka Nikah Sarayı ile Vapur İskelesi’nin arasına kaydırılmak istenmesiyle başladı. Mavişehir’de ısrarcı olan belediye, bakanlığın, Karşıyaka Çarşı ısrarına olumsuz görüş bildirdi. Başkan Cevat Durak, yerin neden uygun olmadığını anlatırken, bir de vasiyet ortaya koydu. Durak’la bir yanımıza bakanlığın önerdiği, bir yanımıza da kendilerinin ısrarcı olduğu marina alanlarını alıp konuştuk...
Masasının üstündeydi
Bu projenin Piriştina’yla bağı var sanırım.
- Rahmetli Başkanımız Ahmet Piriştina ile 2004’te seçimin bir ay öncesinde yapacaklarımızı halka anlatırken mutabakat sağladık. ‘Neler yapacağız, nasıl yapacağız’ diye... Erdal İzgi de vardı. ‘Marinamızı, teleferiğimizi, stadımızı, kültür merkezimizi yapacağız’ diye konuşurken, hepsinin Büyükşehir’de uyumunu sağladık. Hatta 2009 seçim çalışmalarımda marina projeleri devam etti. Bundan 3.5 yıl önce Büyükşehir bürokratı Mehmet Gülay’ın emekliliğiyle birlikte bir ayrıntı ortaya çıktı. İstanbul’a giderken bana gönderdiği o projede de bütün bunlar net ve açık olarak elimize geldi. Rahmetli Başkan’ın vasiyeti zaten bu.
İstediğini size mi söylemişti?
- Öldüğünde evindeki proje bu. O sıralar bunu çalışmış, bunu yaratmış. Masasının üstündeydi... Önümüzde kumsal alanı yaratmış, biraz ilerisine kanal yapılıyor, orada da bir kumsal alanı çıkartmış... Ve deniz içindeki çekekleri yapmış, derinleştirmeyi yapmış. İzmir’in deniz temizliğini sağlamış. Aziz Başkan’ın sık sık söylediği, ‘Artık denize gireceğiz’ dediği proje aslında rahmetli Piriştina’yla başlayan projelerin ta kendisi. Akıl ve mantık o gün birlikte yapılan çalışmaların da hiçbir şekilde farklılaşmadığını gösteriyor. Burada çalışmayan bir bürokrat Ankara’da karar veriyor. Nasıl kabul edeceğiz? Ama ben bakanımızın çok iyi niyetli olduğunu biliyorum. Mesafe alacağını da biliyorum. Kendisi gelip gözüyle gördüğü takdirde bunu açacağını umuyorum.
Uzun vadeli düşünüyoruz
Bugünlerde Karşıyaka’ya yapmayı planladığınız marina projesiyle ilgili çıkışlarınız çok gündeme geldi. Bu çıkışların altında yatan esas neden nedir?
- Karşıyaka herkesin ilgilendiği ve yaşamak istediği bir bölge. Bizim de burada hayatı kolaylaştırmamız lazım. İçinden çıkılmaz birtakım sorunlarla zorlaştırmamız değil... Burada uzun vadede, 50-150 sene sonra da kalacak projeler yapmak zorundayız. Bulunduğumuz noktaya, Mavişehir İskelesi yaparak, kumsal alanlarımızı yaratarak, bu bölgeyi hem iyileştirmek, hem de Çiğli’nin gelişmesini sağlamak istiyorduk. Çevre yolu bağlantıları ve ileride olacak tünel geçişiyle yeni bir yaşantıyı buraya koyalım diyorduk. Bu proje uygulandığında Karşıyaka’nın yeni çekim merkezi olsun diye düşündük. Yaklaşık beş yıl önceydi. Danıştay kararı gereği ilgili belediyeye görüş soruluyordu. Biz de çok apar topar planlarımızı yaptık bakanlığa verdik.
Çocuk bile karşı çıkar
Peki ne oldu da bakanlıkla görüş ayrılığına düşüldü?
- Yaptıklarımızın hiçbirinde bir hata yoktu. Beş yıl beklememizin dışında bundan dört-beş ay kadar önce bir ÇED raporu sorusu geldi. Biz buralarda çalışmayı beklerken, karşımıza bakanlık tarafından oluşturulmuş yeni planla ilgili toplantı yapılacağı söylentisi geldi. Bunun üzerine bakanlıktan randevu istedim ve atladım Ankara’ya gittim. Bakanımızla bir saat görüştük, kendisi de bizim projemizi olumlu bulduğunu ifade etti. Daha sonra müsteşarını da çağırarak, bununla ilgili çalışılması gerektiğini, burada yapılmasının da doğru olduğunu söyledi. Müsteşarı da bu konuda çok iyi niyetliydi. Ama yardımcısı geldiğinde, sanki bir farklılık olduğunu gördüm. Bizim bir kez daha görüşümüz sorulduğunda itiraz ettik.
Bakanlığın uygun bulduğu yere sizin olumlu bakmamanızın sebeplerinin yeterince anlaşılmadığını mı düşünüyorsunuz?
- 500 yat az bir sayı değil. Yaklaşık bin-bin 500 araçlık bir otopark ihtiyacı doğuruyor. 100 bin metrekarelik alana ihtiyacımız var. Denize dubalar koyacaksınız, dolgu alanlar yaratacaksınız. 20 bin metrekare kapalı alana ihtiyacınız var. Tesisler yapmak zorundasınız. Çamaşırhanesinden tutun da benzin istasyonuna kadar... Bunun dışında 5 bin metrekarelik de bir alışveriş merkezi kurulmalı. Hem trafiği, hem olası bir deniz trafiğini yaratacağını, dolgusuyla birlikte sahilin bütün yapısal güzelliğini, fiziki yapısını bozacağını çok açık ve net
Karşıyaka’yı koruyorum
Peki, haklı bir gerekçe var mı?
- Bunun hakkı bir gerekçesi yok. Burada daha güzel bir alan var. Bize söyledikleri, kendi planlarındaki alanda deniz dibini çok fazla temizlemeye gerek yok. Ama bizim istediğimiz bölgede dip temizliğine ihtiyaç var. Söyledikleri de bu: ‘İş gecikecek, maliyet artacak.’ Hiçbir maliyet ya da hiçbir gerekçe buradaki güzelliği yok etmeye değer mi? Bizim söylediklerimiz bunlardı, yoksa bizim karşı duruşumuz söz konusu değil. Biz marinayı en başından beri isteyen belediyeyiz. Karşı değiliz... Projelerimizde, planlarımızda bunu işleyen belediyeyiz. Biz bu kadar iyi niyetle bakıyorken, bir anda bazı şeylerin farklı dile getirilmesinin kime ne yarar sağladığını düşünüyorum açıkçası. Benim aklım almıyor.
Sizin istediğiniz yerde olması maliyeti ne kadar artırır?
- Maliyeti yüzde 10 daha fazla artırır. Zaten burası derinleştirilecekti. Zaten bir kanal açılacak. Bunlar var projemizde. Büyükşehir burayı yapmak için tarama gemileri bile alıyor. Karşı çıkmıyorum, kavga da etmiyorum. Burada bir yanlışlık var, onu söylemeye çalışıyorum. Bu arada Ulaştırma Bakanımız Binali Yıldırım’ı aradım, randevu bekliyorum. Gerekirse bir kez daha görüşeceğim. Yeter ki doğruyu yakalayalım. Buraya çevre yoluyla bağlantı varken, hiçbir masraf yapmayacakken, neden onu o tarafa götürüp trafiği çıkmaz içine sokalım? Çarşı tıkalı, ben çarşının içine bir daha yapılaşma getireceğim. Bu mümkün değil. Marina bizim projemiz, bebeğimiz, çocuğumuz. Başka bir yer aranması gereksiz ve anlamsız. Karşıyaka’yı ben korumayacağım da kim koruyacak?
Sizce neden bu kadar inat ediliyor?
- Ya bir kopukluk var ya da birilerinin buradan farklı bakışı var. Bana başka bir gerekçe söylerlerse ikna edebilirler. Ama. ‘Araç trafiğini oraya getirmeyeceğiz’ derlerse nasıl doğru söylerler? ‘Yoğunluk getirmeyeceğiz, kapalı alan yapmayacağız’ derlerse, ‘100 bin metrekareyi ayırabiliriz’ derlerse nasıl doğru söylerler? Böyle bir şeyin olamayacağını biliyorum. Karşı çıkmıyor, sadece bunları, doğruyu hatırlatmaya çalışıyorum.
Paylaş