Paylaş
Başarılarla dolu kariyer Buca Cezaevi’nde önce son buldu derken, Altınordu’da küllerinden yeniden doğdu. Şimdi yeni Fevzi’ler yetiştirmek için kaleye geçti. Eski eşine olan nafaka borcunu ödemediği gerekçesiyle cezaevine giren Fevzi’ye, futbolcu arkadaşları o gün sahip çıktı. Borcu ödeyip tahliye olmasına yardımcı oldu. Sonrasında ise Altınordu antrenörlük teklif etti. Her şeye yeniden başlayan Fevzi’yle Altınordu’nun Kuşadası’ndaki tesislerinde konuştuk.
· Futbol kariyerinizde yeni bir sayfa... Çabuk uyum sağladınız mı?
- Saha içinden dışına geçiyorsunuz sadece. 20 yılın ve çok sayıda hocayla çalışmanın verdiği birikim var. Burası bana göre Türkiye’nin en uygun tesisi. Başarılı kaleciler, futbolcular yetiştireceğiz. 1998 doğumlulardan sorumluyum, ancak biz 3 kaleci antrenörüyüz. Hepimiz eksik gördüğümüz kaleciyi o yönleriyle ilgili çalışmaya alıyoruz.
· Genç futbolcuları çalıştırmak neler hissettiriyor?
- Aklıma gençliğim geldi burada. 13-14 yaşındayken Ege karmasında oynuyordum, milli takıma gidiyordum. Şimdi söylediğimiz şeyleri o zamanlar hocalarımız bize söylüyordu. Benim 1998 grubumdaki kalecilerim çocuğumla yaşıtlar. İstediğimiz tek şey bu... Başarılı olsunlar, Türk futboluna kazandıralım onları, üst liglerde olsunlar, milli takıma kadar çıkabilsinler. Tek hedefimiz bu.
· Onlar tarafından bakınca peki? İdolleriyle çalışıyorlar...
- Beni televizyonda izlemiş olmalarının tabii ki olumlu etkileri vardır. Televizyondaki futbolcuları, kalecileri izleyip örnek alıyorlar. Eski maçları seyrederken görüyorlar. Ne mutlu benim için beni örnek alıyorlarsa.
· O kötü günün hemen arkasından Altınordu’ya geçişiniz nasıl oldu?
- Beşiktaş’la görüşmüştüm ama anlaşma imkanımız olmadı. Sonra Fatih Terim’le görüştüm. Buraya gelmeme vesile oldu. Kendisi de Altınordu ile ilgili gerçekleri görüyor. Sonra Altınordu’dan İbrahim Görücüoğlu ve Murat Dizdar ile görüştüm. Anlaşmaya vardık ve çalışmaya başladım. Mehmet Seyit Özkan‘ın Türk futbolu ve gençler için yaptığı şeyleri bildiğimden, onun bünyesinde çalışıyor olmak önemli benim için. Biz futbolcuyuz başka bir şey yapamayız. Denedim olmuyor. Bizim yerimiz saha başka yerde yapamıyoruz.
· O güne dönersek... Yaşadığınız zor günde arkadaşlarınız birlik olup destek verdi. Neler hissettiniz?
- Hepsi aynı çatı altında çalıştığım insanlar. Bir sevgi yaratabilmişim, o benim için en önemli şeydi. Sağ olsunlar onların sayesinde o işlerin içinden çıktık, şimdi buradayız.
· Nasıl haberiniz oldu? Duyduğunuzda neler yaşadınız?
- 27 saat orada kaldım. Hiçbir şeyden, bana yardım ettiklerinden haberim yoktu. Çıktıktan sonra öğrendim. İçeride zaten bir şey bilme şansınız yok. Geldiler bir anda “Tahliye oldun” dediler. Şaşırdım. “Nasıl” dedim, “Anlatırlar dışarıda” dediler. Eve geldim, telefonla aradım. Ulaşabildiklerimle konuştuk. Sonuçta oldu, bitti. Yaşanacakmış, yaşandı. Hayatta yaşanan her şey arkada kalıyor. Yüz kızartacak suç işlemedim. Arkadaşlarımın desteğiyle de atlattık.
· Futbolcular çok para kazanıyor diye biliniyor. Zamanında siz de çok kazandınız... Sonradan yaşadıklarınızı düşündüğünüzde yanlışlık nerede?
- 13 yaşından beri futbol oynuyorum. O günden bu yana hep futbol, başka bir şey düşünmedim, düşünemem de. Çok paralar kazanabilirsiniz, hiç sıkıntı yaşamazsınız, bu hep böyle kalır diye bir garantisi yok. Türkiye’de maalesef tüm futbolcuların kanayan yarasıdır bu. Futbol federasyonunda kayıtlı 7 takımla ilgili alacak dosyalarım var. Kazanmışım ama takımlar amatöre düşmüş, alacaklarımı alamamışım. Tek değilim, benim gibi 200-300 futbolcu var. Son 7 senemi bıraktım. Zaten onları kazanmış olsak sıkıntı yaşamazdık. Bunları bir şekilde federasyon çözecekti. Bilmeden, dışardan bakarken kolaydır bazı şeyler. Bunların üzerinde durmak istemiyorum. İşim var artık, işimi seviyorum. Allah sağlık versin, gerisi olur gider. Sağlığınız yerindeyse bir çıkış yolu bulursunuz. Ne olursa olsun sabırlı olmak güçlü olmak çok önemli.
Fotoğraflar: Turan GÜLTEKİN
Paylaş