Paylaş
İşte tam o sırada, alkış, ıslık çığlık ve sloganlar arasında, dev bir kalabalığın çembere aldığı Başkan Aziz Kocaoğlu, el ele tutuştuğu eşi Türkegül Hanım’la adliye bahçesine giriyor.
* Açıklama yapmadan kalabalığı yararak C Blok’tan içeri doğru ilerliyor. Bu sırada, giriş kapısında sıkışanların, izdihamda ezilenlerin arasına ben de katılıyorum.
* Nihayet, duruşmanın yapılacağı, 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin salonuna ilerleyebiliyorum. Kapatılan koridor ve girişlerden sadece sanıklar, yakınları, avukatlar, milletvekilleri, parti yöneticileri, belediye başkanları ve gazeteciler alınıyor.
* Saat 10:00’da başlayan duruşmaya gelince... Sıralar, merdivenler, pencere önleri, her yer dolu. Neredeyse nefes almak bile imkansız. Duruşma salonuna, dışarıdaki kalabalığın sesi ve ıslıklar sızıyor. Kimlik tespitleri iki saat sürüyor.
* Prosedür sürerken, tutuklu sanıkların yakınlarıyla göz göze gelip selamlaşmaları, buruk sevinçleri, ürkek el sallamaları diktkat çekiyor.
* Sanıkların yaş ortalamaları, muhtemelen 45’in üzerinde ve bir, ikisi dışında hepsi sabıkasız. Büyükşehir Belediyesi, 3 Nisan’da adeta İzmir Adliye’sinde mesaide. Belediye koridorlarından aşina olduğumuz onlarca bürokrat ve Kocaoğlu’yla sanık sandalyesinde karşılaşmak ise garip bir duygu.
* 9 gün süreceği tahmin edilen duruşma celselerinin ilk gününde Başkan Kocaoğlu savunmasını bile tamamlayamadı.
* Mahkeme Başkanı’nın, “Konferansta değil, sorgudasınız” ikazlarına rağmen Kocaoğlu, savunmasını yazılı okumaya devam etti. Anlaşılan o ki, bu dava İzmir’de uzun yıllar konuşulacağa benziyor.
Paylaş