Paylaş
BİR zamanlar ayaküstü hizmet veren hukuk büroları gibilerdi. Önce Konak’ta eski adliye çevresindelerdi. Adliye Bayraklı’ya taşınınca onlar da her şeylerini toplayıp buraya geldi. Onların sermayeleri de çok bir şey değil aslında. Bir daktilo, bir kırık masa ve sandalye... Teknoloji gelişti. Her şey bir tuşa bağlandı. Ama arzuhalciler... Teknolojiye direnen bir tek arzuhalciler kaldı. Daktiloları ve kanun kitaplarıyla zamana karşı mücadele ettiler. Kırık dökük masaları, unutulmuş daktilolarıyla ayakta durmaya çalışır oldular. Hala arzlarının talebi var. Ancak uzun süredir yasaklılar.
Kendilerine çare yok
Kaçak, göçek adliye bahçesinde, gizli köşelerde, kuytularda kendilerine yer bulmaya çalışıyorlar. Herkesin arzu halini yazıyorlar da kendilerine hallerine çare bulamıyorlar. Çoğu Bayraklı’daki adliye sınırlarının dışında, birkaçı da bahçede ağaç, duvar dibinde dilekçelerini yazmak için zamana direniyorlar. O küçük masalar minik birer avukatlık bürosunu andırıyor. Dilekçe örnekleri, kanun kitapları, kalemleri, kağıtları... Bir tek cüppeleri eksik! On parmak daktiloyla tuşları öyle bir konuşturuyorlar ki... Çoğu 40 yıllık avukat gibi! Mahkeme binasının dışında bekleyen davalı veya davacıların isteklerini bir dilekçeye dökerken, bir hakim-savcı kadar bilgileri olduğunu söyleyen bile var.
Ömrü adliye önünde geçti
Hikayelerini dinlemek için Bayraklı’daki İzmir Adliyesi’nin yolunu tutuyoruz… Ama hiç biri görüntü vermek, konuşmak istemiyor, “Zaten zor tutunuyoruz, kaçak çalışıyoruz. Bizi artık adliye bahçesinde tutmuyorlar” diye kaçıyor. 15-20 kişi kalmışlar. En yenileri 5 yıllık. İçlerinden ismini vermeyen biri anlatıyor. Ömrü adliye önünde geçmiş. Bir avukat kadar iyi dilekçe yazdığını, özellikle yargıtay dilekçelerini anlatıyor, 1970’lerden beri bu işi yapıyor:
20 TL’den yazıyoruz
“Avukatlar haklı olarak en az 200- 250 TL’den dilekçe yazıyor. Ancak onu verecek parası olmayanlar bizi buluyor. Boşanma, veraset, Yargıtay, şikayet, mal bildirimi, icra itirazı dilekçelerini 20 TL’ye yazıyoruz. Vatandaş da haklı. Ben artık o kadar gözü kapalı yazıyorum ki arkadaşlar yazamadıkları dilekçeleri de bana gönderiyor. Çocuklarımı bu işten kazandığım parayla okuttum. Ancak 5-6 senedir iyice katılaştı. Birkaçımız bahçe içinde diğerlerimiz sınırında durabiliyoruz. Birkaç kez ceza kesildi. Yakalanırsak tümden işimizi kaybetmek istemiyoruz.”
Paylaş