Paylaş
MAYIS ve Haziran’da Odalarda seçim telaşı var. Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Başkanı Ender Yorgancılar’ın da rakibi çıkmadı. Bugüne kadar resmen açıklamasa da başkanlığa yeniden aday olacağı konuşulan Yorgancılar, bir dönem daha isteyeceğini Hürriyet Ege aracılığı ile duyurdu. Yorgancılar çok fazla röportaj veren bir isim değil. Bu kez uzun uzun hem İzmir’i hem Ege saniyisini hem de oda seçimlerini konuştuk. Başkan Yorgancılar bir dönem adaha isteyeceğini Hürriyet Ege aracılığı ile açıkladı.
Önümüzde seçim var. Tek aday sizin olduğunuz söyleniyor. Aday mısınız?
- Mayıs - Haziran aylarında Türkiye’de bulunan 365 oda borsanın seçimleri yapılacak. Daha sonra da ağustosta TOBB’un genel kurulu yapılacak. 2 Mayıs’ta meclis seçimini yapacağız. 9’unda da meclis başkanlığının seçimleri olacak. Şu an itibariyle mecliste bulunan arkadaşlarından herhangi bir kimse başkan adaylığı ile ilgili bir şey açıklamadı. Benim bir dönem daha yapma niyetim var. Ben de daha açıklamadım. Biliyorsunuz yasa gereği önce meclise seçiliyorsunuz. Ben meclise seçildiğim takdirde adaylığımı da resmen açıklayacağım. Dört yıllık bir döneme daha talip olacağız. Bunu ilk defa size açıklıyorum.
Meclis başkanları?
- Salih Esen, Kani Aydoğdu ve Hüseyin Arıcı meclis başkanlığı ile ilgili adaylıklarını açıkladılar. Netice itibari ile meclis seçecek. Üçü de benim en sevdiğim arkadaşım. Hangisi gelirse çalışabilecek durumdayız.
EBSO’da başkan adayı çıkmadı...
- Arkadaşlarıma ‘Benim için imkansız zaman alır’ dedim. Hayat felsefemin başında gelir. Yeter ki doğru düzgün yolda gidelim. Çünkü aynı lisanı değil; aynı duyguyu, düşünceyi paylaşan insanlar anlaşıyorlar. Dört sene zarfında ne bir münakaşa, ne bir fikir ayrılığı, ne de odanın bulunmuş olduğu konumu zedeleyecek bir olaya müsaade etmedik. Bu; yönetim kurulunun ortak başarısıdır. EBSO kazandı. Böyle olduğu için de meclis üyesi arkadaşlarım görevde olmamızı destekliyor ki, o yüzden de sanırım bir başkan adayı çıkmadı.
İzmir’in eksiği yok
İzmir hem çok konuşulan hem de eleştirilen bir şehir. Siz İzmir ile ilgili karamsar mı yoksa iyimser misiniz?
- Brooklyn Enstitüsü İzmir’i dünyanın en gelişen dördüncü metropol kenti olarak açıkladı. İzmir gelişiyor. Turizm var, liman potansiyeli var, demokrasi var, huzur, güven var. Eksik olan bir şey yok bana göre. Eksik her yerde, herkeste vardır. Yapılabilecek tabii ki çok şey var. Ama her yerde yapılacak çok şey var. Ankara’ya, İstanbul’a, Gaziantep’e gidin, oralarda da çok yapılacak şey var. Neden hala İzmir’le ilgili bu tip spekülasyonlar yapılıyor? Bana göre doğru değil. Dünyanın neresine giderseniz gidin yine yapılacak çok şey vardır.
“Yerinde sayıyor” eleştirilerini de yine göz önüne alırsak İzmir’in geleceğiyle ilgili neler düşünüyorsunuz?
- Ben dünyadaki ülkeleri geziyorum. Mesela Fransa’da, Paris’le Lyon’un gelişmesi bir mi? İngiltere’de Londra’yla Liverpool’un Manchester’ın? Avusturya’da Viyana’yla Salzburg’un Insburck’un gelişmesi bir mi? Neyi karşılaştırdığınız önemli. İzmir verginin yüzde 10’unu toplayan bir kent. Demek ki burada sanayi yapılıyor, ihracat yapılıyor, ticaret yapılıyor ki bunun karşılığında da bu vergi toplanıyor. Kaçak elektriğin en düşük olduğu illerimizden bir tanesi. Devlete karşı bütün sorumlulukları yerine getiren ildir burası. Hala gelişmiyor deyip de İzmir’e haksızlık yapmak bana son derece yanlış geliyor. Eksikler var ama zor şeyler değil. Herkes sorumluluklarını yerine getirirse çok rahat çözülebilecek şeyler.
O eksikler nedir size göre?
- Sanayici olarak bizim üzerimize düşen görevlerimiz var. Ticaret odamızın, borsamızın, yerel yönetimlerin, herkesin bir sorumluluğu var. Oda olarak yerel yönetimin işine karışırsak asıl işimizi yapmamış oluruz. Ancak İzmir’de özel spesifik bir sektör yok. Yapısında çok değişik bir mozaik var. Sanayi de var, turizm de var, ticaret var, liman var. Bunların hepsini birleştirdiğinizde bir mozaik çıkıyor ortaya. Kendi sektörlerinde, hem ülke, hem dünyada ön sıraya çıkmış şirketleri var. İzmirli’nin bir tek şeyi eksik. Ortaklık kültürü biraz daha gelişebilir. Ortaklık kültürü istenilen düzeyde gelişmedi. Bunun bir örneği KİPA ENDA’ydı. Bunlar başarılı olanlardı. Başarısız olanlar da oldu, olabilir de... Bunu kısmi eksik gibi görüyorum.
İş hayatı dışında sizi çok tanımıyoruz. Yoğun temponun dışında İzmir’de en çok ne yapmaktan hoşlanıyorsunuz.?
- Akşam olduğunda balığımı salatamı yerim, rakımı içerim. İzmir’de iş dışındaki zamanlarda en sevdiğim budur.
Yeni dönemde hedefler
Yeni dönemle ilgili EBSO’da yapmayı planladığınız projeleriniz neler?
- TOBB vasıtası ile burada yapılacak olan meslek lisesi kampusu var. Yurdu, okulu ve spor kompleksiyle yaklaşık 500 öğrencinin eğitim göreceği bir kampus. Onun bir an önce devreye girmesi hedefimiz. EBSO olarak da bir meslek lisesini İzmir’e kazandırmak istiyoruz. Tüm sanayici arkadaşlarımızın en büyük sıkıntısı kalifiye eleman. Herkes eleman arıyor ama meslek lisesi mezunu insan bulamıyorlar. Bunun çözümü ile ilgili katkıda bulunacağız. Yine Ankara’da çözülmesi gereken konulara katkıda bulunacağız.
Ankara’ya tepkinizi zaman zaman dile getiriyorsunuz...Bugüne kadar bu konular çözüme ulaştı mı?
- TOBB’da kanun yapma hakkımız yok. Sadece karşılaşmış olduğumuz sorunların ilgili bakanlıklarına öneride bulunmak ve çözümü için takibini yapmada bu görevlerde bulunuyoruz. Geçtiğimiz dört yıllık süreçte de bunu yaptık. Bugüne kadar da Ankara’ya götürdüğümüz konuların yüzde 80 - 90’ı çözüldü.
İzmir işsizliğin yüksek olduğu kentlerin başında geliyor. Bunun çözümüyle ilgili düşünceleriniz de vardı...
- Adana’dan sonra en yüksek işsizlik seviyesinde olan kentiz. Bunun muhtelif sebeplerinden biri göç. İkincisi de, bu son teşvik yasasından kaynaklanan, yeterince yatırımın gerçekleşmiyor olması. Hep söylediğim iki konu var. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bir kanun çıkarmalı. Türkiye’de bulunan bütün sanayi bölgeleri ve kurulacak olanlara mutlaka bir meslek lisesi yapılmasının sağlanması gerekiyor. Meslek lisesi olmayan OSB kesinlikle faaliyette olmamalı.
Üç günde bir uçağa binmişim
Çok fazla seyahat ettiğinizi biliyoruz. Bir istatistik yaptınız mı?
- EBSO başkanı olduğum tarihten itibaren bu dört yıllık sürede üç günde bir uçağa binmişim. Her gittiğim yerde bir iki gün kalıyorum. Gittiğim yerlerde önce ülkeyi karşılaştırıyorum sanayi açısından potansiyele, yapılabilecek anlaşmalara, karşımıza çıkabilecek engellere bakıyorum.
Açılımı destekliyorum
Türkiye önemli bir süreçten geçiyor. Ekonomiyi nasıl değerlendiriyorsunuz ?
- Türkiye’de en önemli sorunlarının başında eğitim ve işsizlik geliyor. Eğitim ve işgücü olmayan bir toplumun refah seviyesinin yükselmesi ve o ülkenin büyümesi, gelişmesi, diğer ülkelerle aynı seviyeye gelebilmesi mümkün değil. 2012’de küçülen AB ülkelerine bakınca Türkiye başarılı. Ancak bunlara değil Brezilya, Hindistan, Çin, Kore gibi ülkelerle karşılaştırılması lazım. Bunların büyüme oranları yüzde 5, 5.5, 6.5. gibi gerçekleştirirken bizim 2.2’lik bir büyüme gerçekleştirmemiz, bunu da ihracatla gerçekleştirmemiz aslında düşündürücü. En az yüzde 6’nın üzerinde bir büyümeyi sürekli gerçekleştiren bir ülke konumunda olmamız lazım. Bunun olabilmesi için de siyasi istikrar, sanayinin gelişmesi yani tedbirlerin alınması, teşviklerin sağlanması gibi önemli çalışılmalar gerekiyor. Ekonominin yürüyebilmesi için ülkenin sağlıklı biçimde idare edilebilmesi gerekiyor. İstikrarla ilgili konuların en başında açılım konusu geliyor. Türkiye yıllardan beri terör konusunda çok önemli kayıpları verdi. Biz yıllardan beri Türk Kürt kardeş gibi yaşamışız. Ortak akılla çözüme ulaşabilecek bir ülke. Ama Türkiye yıllardan beri teröre ekonomik anlamda da çok fazla harcadı. Terörün bitmesi bakımından açılımı destekliyorum. Siyasi görüş benim için ikinci plandadır. Bizim bazı kırmızı çizgilerimiz var. Tek bayrak, tek dil gibi.. Bunlar hiç kimsenin toleransı olmayan kriterler. Bunun üzerinde tartışmaya dahi gerek yok.
Siyaseti düşünmüyorum
Zaman zaman siyasete gireceğiniz konuşuldu. Akla gelen isimlerden biriydiniz. Peki sizin hiç siyasete girmekle ilgili düşünceniz oldu mu?
- Bu konular hep konuşuldu. Milletvekilliği için de konuşuldu. Benim şu anda sorumlu olduğum yer EBSO başkanlığı. EBSO başkanı olarak başka bir yerel yönetim ya da STK’nın sorumluluğunu üstlenmeye kalktığım an, buradaki sorumluluğumu yerine getiremem. Belki de ben bu sorumluluğu en iyi şekilde yaptığım için benim bugün rakibim çıkmıyor.
EXPO amaç değil, araç olmalı
EXPO 2020 çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Sayın Valimiz daha derinden bir çalışmanın içinde, faaliyetlere devam ediyor. Bizi de belirli sürelerde bilgilendiriyor. EXPO bizim için bir amaç olmamalı. Olur veya olmaz... 2015 EXPO’sunu alamadık ama keşke o projeleri İzmir’e yapmış olsaydık. Çok farklı eserler, değerler çıkardı. Asya delegelerinden sorumluyum. Bana bağlı olan delegelerle görüşüyorum. Paris’te özellikle temamızı anlattım. Temaya baktığınız zaman hiç düşünmeden İzmir’in desteklenmesi lazım. Anne karnından başlıyor sağlıklı yaşam... Altı aylık sürede bunu sempozyumlar da dahil ele alabilirsek, insanlık geleceği için İzmir’in problemi çözebileceği düşüncesindeyim. Ben bu sefer daha şanslı görüyorum İzmir’i. İnşallah kasımdaki oyalamada kazanır döneriz.
Paylaş