Paylaş
EKREM Demirtaş, bundan tam 31 yıl önce İzmir Ticaret Odası’na (İTO) girdi. Kendi deyimiyle tek bir tel beyaz saçı yoktu. Önce meclis üyeliğine, yıllar içinde de yönetim kurulu başkanlığına seçildi. 20 yıldır da o koltukta oturuyor. Yasa gereği artık bu makama aday olamayacak. Ancak kulislerde yasada değişiklik yapılacağı da konuşuluyor. Dolayısıyla herkes bu yıl içinde yapılması beklenen seçimlerde Demirtaş’ın yeniden aday olup olmayacağını, nasıl bir formül bulacağını merak ediyor. Ekrem Demirtaş, merak edilen tüm bu soruların yanıtını Hürriyet Ege’ye açıkladı.
127’nci yıl resepsiyonu ve ödül töreninde yaptığınız konuşmada dikkat çeken ayrıntılar vardı. Barkovizyonda fotoğrafınız gösterilirken, “İlk geldiğimde saçlarım siyahmış. Şimdi ağardı” dediniz. Geriye dönüp baktığınızda, “Yıllarım feda olsun, iyi ki olmuş” diyor musunuz? Yoksa pişmanlık var mı?
- Aslında çok pişman değilim ama “Keşke İTO’ya gelmeseydim” dediğim zamanlar oluyor. Çünkü ben iş yaşamımda çok daha başarılı bir çizgi yakalayabilirdim. Ama İTO nedeniyle işime, çocuklarıma, aileme, kendime çok zaman ayıramadım. Sonuçta, suya yazılan bir yazı da yok. Burada bir başarı hikayesi var. Bunu benim söylemem ne derece doğru bilmiyorum ama bunlar bir gün gelir unutulabilir. Burada çok önemli isimler başkanlık yapmış. İzmir ticaretinde önemli adımlar atmışlar. Başkanlıkta 20 yılım var. Biz de o 20 yılın kitabını yazıyoruz şimdi. 2012’de tamamlanacaktı, birkaç ay gecikmeyle çıkacak. İTO köklü bir çınar. Bir pusula. 6 kişi hariç 200 personelin hepsini ben işe aldım. Çoğu benim kültürümle yetişti. Ve harika işler yapıyorlar. Burası bir proje fabrikası. İTO’da belli bir kültür yarattık. İzmir’e de katkı koyduk. İzmir’de adı, sözü, izi olan bir odayız.
Onlar küçük ayrıntı
O konuşmada bir de temennide bulundunuz. Bu yıl önemli. Seçim yılı. “Bir dahaki kutlamamızda meclisimizle büyük çoğunlukla burada oluruz” dediniz. Anlattığınız o yapının önümüzdeki dönemde de bozulmayacağına mı inanıyorsunuz?
- Bozulması mümkün değil. Çünkü biraz önce de söylediğim gibi İTO’nun bir yapısı, kültürü var. İTO bir okul. Burada insanlar meclislerde dört yıl kaldıktan ve geriye dönüp baktıktan sonra kendilerini bir yerde görüyorlar. Dolayısıyla mesleklerine bir şeyler katmaya çalışıyorlar. Yüzde 50-60 oranında aynı meclis devam ediyor.
O gece ben bunu bir mesaj olarak algıladım. Oradaki üyeler de sanırım öyle algıladı ve büyük alkış aldı...
- Evet, biraz öyle oldu.
Ancak İTO’da huzursuzluklar da oldu. Duruldu mu şimdi?
- Tarihin her döneminde vardır böyle insanlar. Daha önce de söyledim. Bu tür insanlar bu kadar yıllık yaşamımda beni hedefimden şaşırtmadı, engelleyemedi. Yine engelleyemezler. Onlara bakmıyorum. Onlar küçük ayrıntı. Yine olacaktır.
İTO yönetiminde kalmanızla ilgili Don Kişot’luk yapmayacağınızı söylediniz. Bunu Don Kişot’luğa soyunmak olarak mı görüyorsunuz?
- Ben önce kendime bakarım. Niye aday olacağım? Başarabilir miyim? Seçilebilir miyim? Ondan sonra bir yere aday olurum. Yoksa daha meclis üyesi olmamışsın, meclisin kimlerden oluştuğunu bilmiyorsun. Dolayısıyla ben hiçbir zaman, meclis üyesi olmadan “Başkanlığa adayım” demedim. Önce meclis üyesi olurum, kendi meslek grubumdan seçilirim, arkadaşlarımı toplar konuşurum. Gerekli desteği görürsem aday olurum.
Ben hiç kaybetmedim
İTO’da olmama ihtimalini, kaybetme olasılığını hiçbir zaman düşünmüyorsunuz...
- Ben 31 yıl kaybetmedim. Neden kaybetmedim? Çünkü dikkat ediyorum. Bu ortamı yaratmaya çalışıyorum ve çoğunlukla da başarılı oluyorum. Bu ortamı yaratamazsam aday olmam zaten. Onun için hemen “Aday mısın?” soruları geliyor. Önce seçilmem gerekiyor, diğer seçilenlere bakıp ona göre vermem gerekiyor. Onların desteğini de alırsam 35’te 35 yapacağım. 35 İzmir’e 35 yıl! 31 hizmet yılıma 4 eklenecek. 35 yaşımda girdiğim yerde 70 yaşıma kadar... Ama Aziz Kocaoğlu hesabıyla 70 sonrası da olabilir!
Yasa gereği yeniden başkanlığa aday olamıyorsunuz. Herkes formülünüzü merak ettiği için “Aday olacak mısınız?” diye soruyor...
- Bugünkü statüde aday olma olanağım yok. Ama meclise girmeme, meclis başkanı olmama engel yok. Şu anda tüm Türkiye’nin takip ettiği bir gündem var. Anayasal seçilme hakkının engellenmesi Anayasa Mahkemesi’nin gündeminde. Çıkar, çıkmaz; onu bilemeyiz. Ama hiçbir zaman hiç kimsenin seçilme hakkının engellenmemesi gerekiyor. Şayet o kişi seçilebiliyorsa, engellenmemeli. Cumhurbaşkanı’nın durumunda da anayasal hakkına engel gözüktü. Yine de bu konuda peşin konuşmamak gerekiyor. Başbakan’ın deyimiyle şu anda yola devamda engel yok.
Diyelim yasada değişiklik yapılmadı. Belki yönetim kurulu başkanı başkası olacak. Peki sizin İTO’da rolünüz ne olacak?
- Kanunu değiştiremeyiz. İTO’ya başkanlık sistemini de getiremeyiz! Ama yetki paylaşırız. Tam yetki paylaşmak değil de... Benim yaptığım zaten proje üretmek. Yönetim kurulu rutin kararları alır. Biz proje koyarız. Yönetim kurulu beğenirse İTO’nun projesi haline gelir. Zaten hep aynı mecliste beraber çalıştığımız kadromuz var. Onun için yönetim kurulu başkanı, meclis başkanı fark etmez.
Gözüm açık gider
Daha yapmak istedikleriniz var...
- Bu kadar yıl yönetim kurulu başkanlığı yaptıktan sonra bazı kişiler “Bırak, yeter artık” diyor. Başkan olduğum 1992’de stratejik plan yaptık marka şehir olmak için. EXPO 2000 adaylığını çalışma programımıza aldık. 2000’de aday olamadık. 2015’e olduk. Kazanamadık. Şimdi 2020’ye adayız. Yani büyük projeler takip ediyorsanız birkaç yıl yetmiyor. İTO’nun mali bünyesinin bu kadar güçlü hale gelmesi öyle sihirli değnekle olmuyor. İTO’ya girdiğimizde maaşları zor ödüyordu. Şimdi ikinci hizmet binasını, dalgakıranı satın aldı, okullar yaptı, üniversite kurdu, arkeolojik kazılara destek verdi, İzmir Emniyeti’ne toplamda 100 araba aldı. Şu anda İTO’nun yeni kampusünü yapmak zorundayız. Kongre salonları, toplantı salonları olan, sosyal tesisleriyle İzmir Ticaret Merkezi.. Böyle bir gücümüz de var.
Veda eden değil, yeniden başlayan bir insan var sanki karşımda...
- Her gün güneş yeni umutlar için doğar. Yenilikler getirir. Her gün farklı bir gün. Mesela dalgakıranı yapmadan gidersem gözüm açık gidecek.
İTO sahiplendiyse kimse parmağını dahi uzatmıyor
Kruvaziyerdeki ayakbastı ücretlerini İTO olarak ödemeyeceğinizi açıkladığınızda altında sanki sitem vardı. Birileri elini taşın altına koymuyor mu?
- Ona alıştım artık. Maalesef İzmir’in tüm kurumları, İTO bir konuyu sahiplendiyse elini değil parmağını dahi uzatmıyor. Kruvaziyere biz emek vermeye başladığımızdan bu yana ilçe odalarımız dışında hiç kimse “El atalım” demedi. Geçen yıl kongre turizmini de bize verdiler. Kongre turizmi kruvaziyerin 10 katı. Şimdi biz bunu yapıyoruz. Dünyada ne kadar kongre düzenleyen varsa hepsini İzmir’de ağırlıyoruz. Bunun için bir bütçe harcıyoruz. Peki, bu şehrin Özel İdaresi nerede? Sadece köylere yol mu yapar? Bu kentin turizminin gelişmesi için para ayırmaz mı? Kongre ve fuarlar kenti diyoruz. Nasıl olacak? Konuşarak olmaz. Herkes sağlık turizmini konuşuyor. Ama kendi kendimize konuşarak getirebilir miyiz? Çalışmamız gerekiyor. Dünya standardında bir altyapı lazım. Biz artık kongre ve sağlık turizmine ağırlık vereceğiz önümüzdeki dönemde. Konuşarak EXPO’yu da alamayız.
Seçimlerden sonra EXPO için Afrika’nın her köşesine gideceğim
EXPO’yla ilgili ne düşünüyorsunuz?
- EXPO için önce Cumhurbaşkanı, Başbakan, Dışişleri ve bizlere görev düşüyor. Hepimiz görevimizi iyi yaparsak EXPO’yu alırız. Cumhurbaşkanımız son derece ilgili. Biz tüm çalışmaları kendisine raporluyoruz. Köşk de yapılan görüşmelerin sonucunu bize aktarıyor. Başbakanımız artık bir dünya lideri. 2015 oylaması öncesi Tayyip Erdoğan değil. Afrika çok belirleyici. Delegelerin yaklaşık yüzde 30 potansiyel oyu var. 2015 oylamasında Afrika’da 12 büyükelçiliğimiz vardı ve çok az başkente THY uçuyordu. Şimdi 34 büyükelçiliğimiz var ve 29 başkente direkt sefer yapılıyor. Afrika’da çok daha güçlüyüz. Şu an İzmir’de valimizin yönetiminde daha koordineli bir çalışma var. Bu kadar yıllık seçim deneyimimle, “Seçim sandıkta kazanılır, son oy sandığa girinceye kadar çalışma yapmak gerekir” diye düşünüyorum.
EXPO 2015 yarışını kaybettiğimizde çok üzülmüştünüz. Şimdi kaybetsek o kadar üzülür müsünüz?
- EXPO, İTO’nun projesi. Türkiye ve İzmir’in gündemine EXPO’yu biz koyduk. Hedefe erişmek için sessiz ve derinden çalışıyoruz. 2015 oylamasından önce nasıl çalıştıysak şimdi yine öyle çalışıyoruz. Kısa süre önce İran’daydım. Ben Afrika koordinatörüyüm. Aşılarımı oldum. İTO’da seçimler bittikten sonra Afrika’nın her köşesine gideceğim. Çünkü Afrika kilit kıta. Burayı alan seçimi de alır.
Paylaş