301 maden şehidi için 4800 km kürek çekecek

Geçirdiği kaza sonrası bir bacağı sakatlandı. Malulen emekli olunca şişme kanosuyla yolculuklar yapmaya başladı. Sonra bunu bir amaç uğruna gerçekleştirmeye karar verdi. Soma’daki maden faciasında arkadaşlarını kaybetmişti, çoğu da yaralı kurtulmuştu. Buğaç, bu olayı unutturmamak, farkındalık yaratmak için kürek kürek Türkiye’nin tüm kıyılarını dolaşmaya başladı. Birinci yıldönümüne denk gelen 13 Mayıs 2015’te Karşıyaka’dan üzerinde ‘301 Soma’ yazılı kanosuyla hareket etti. Fethiye’ye kadar gittiği ilk etap 23 Kasım’da Kelebekler Vadisi’nde son buldu. Veli Buğaç, ikinci etaba 13 Mayıs’ta, facianın ikinci yıldönümünde başlayacak. Bu kez Fethiye’den yola çıkıp kuzeye doğru ilerleyip İskenderun’a ulaşacak. Bunu da 4-4.5 ayda tamamlamayı planlıyor. Parkur bittiğinde kanosuyla kürek çekerek 4 bin 800 kilometre yol kat etmiş olacak. Zor şartlara rağmen çıktığı yoldan geri dönmeyen Buğaç’ın bu yolculuğu daha rahat tamamlaması için desteğe ihtiyacı var.

4 AY SÜREN HAZIRLIK

Yolculuğuna çıkmadan önce 4 ay boyunca gerekli malzemelerini toplayarak bedensel hazırlık yaptığını anlatan Veli Buğaç, yaşadığı ilginç anları, zorluklarıı şöyle aktardı: “Akhisar’lıyım. Soma’yla çok yakınız. O faciada arkadaşlarımın da aralarında olduğu 301 madencimiz hayatını kaybetti. Hiç unutmadım. Sıra dışı işler yapan biriydim, geçirdiğim motosiklet kazası sonucu bir ayağım engelli kaldı. ‘Onlar için yapabileceğim bir şey olmalı’ diye düşündüm ve geride kalanların unutulmaması için böyle bir tur planladım. 13 Mayıs 2015’te Soma faciasının birinci yıldönümünde İzmir’den yola çıktım. Didim’de ara verdim. Güvenlik güçleriyle yaşadığım bir tartışmada söylediklerim hakaret sayıldı ve kamu hizmeti cezası verildi. Okullarda 15 gün hizmet verdim. Sonra yeniden yola koyuldum.

BENİ MÜLTECİ SANDILAR

Karşıyaka’dan yola çıktıktan sonra Kuşadası civarında kaza yaptım. Kanom devrildi. Paletim, şnorkelim, tüpüm, paralarım, cüzdanım her şeyim denizin dibine gitti. Çok büyük dalgalarla mücadele ettim. 1 gece aç susuz yatmak zorunda kaldım. Hiç param ve erzakım olmadan güçlükle eksikliklerimi tamamlamak için Akhisar’a döndüm. İlk yola çıktığımda da Alaçatı’da cüzdanımı çaldırdım. Bir de Çeşme’den yola çıktıktan sonra sahillerde parçalanmış göçmenlerin botlarını gördüm. Ne umutlarla yola çıkmış insanların hayatlarının söndüğünün de izlerine şahit oldum. En çok başıma gelen ve kızdığım ise mülteci zannedilerek botumun sürekli durdurulması oldu.

GİDİLEBİLECEK SON LİMAN

Türkiye’nin kıyı uzunluğu 8 bin 883 kilometre. Ben 4 bin 800 kilometre yol kat ederek İskenderun’a varacağım. İskenderun, Türkiye’nin gidilebilecek en son limanı. Yolculuğumu burada sonlandıracağım. İlk etabı tamamladım. Hava koşullarına göre ikinci etaba facianın ikinci yıldönümünde 13 Mayıs 2016’da başlayacağım. Havanın ve denizin durumuna göre bazen geceleri, bazen de gündüzleri kürek çekiyorum. Bazen 12 saat boyunca kürek çektiğim oluyor. Geceleri kanomda konaklıyorum. Kanom benim her şeyim. Hayatımı devam ettirmek için gerekli tüm malzemelerim burada.

DESTEĞE İHTİYACIM VAR

Destek bekliyorum. Ancak amacının önüne geçmemesi için reklam alarak yapamıyorum. Kanoda sadece ‘301’ yazısı ön planda. Ben bu yola maden şehitlerimizin anısına çıktım. O yüzden reklam alamam. Ama aylık 1000–1500 liralık ihtiyacıma belki başka biçimde sponsor olunabilir. Bu yola baş koydum. Dönmeyi düşünmüyorum.”
Buğaç yolculuğuyla ilgili notlar tutarak bunları Facebook sayfası üzerinden paylaşıyor. Veli Buğaç’ın yolculuğuna internet ortamından tanıklık etmek isteyenler Facebook üzerinden ‘Kürek Kürek Türkiye’ sayfasından takip edebilir.