Gülümsüyorum. Hiçbir nedenim yok gülümsemek için. Aksine somurtmak için bir torba dolusu aksiliğim var bolca. Sırtımda taşıyorum, gündelik anlamsızlıklarımı. Bir köşeye çekilip hiç konuşmamak ve somurtmak isterken ben; annemin billur sesi geldi yan odadan bana doğru. Köpeğimiz ve de kıymetlimiz Tara ile konuşuyordu. Elele tutuşmuşlardı ve birbirlerinin gözlerinin içine bakıyorlardı. Annem ‘seni ölümden sevgi kurtardı’ dedi.
‘Biz seni sen bizi bu kadar derinden sevmeseydik; şimdi birlikte olamazdık’ diye ekledi. Anlaştılar sessizce. Sessizce sevgi ile.
Yeni zamanın yeni mevsiminin ilk günlerinde artık somurtmak istemedim birden. Birden farkına vardım ki sırtımda taşıyıp da yorulduğum tüm yaşamsal küçük ve sinir detaylar bolluğunu aslında ben yaratıyorum. Yeni bir yaratım platformu seçtim kendime. Alanımı küçük sevgilerle doldurmaya çalışacağım artık. Bakış açısı farklılığı gördüm ki hayat bile kurtarıyor.
* * *
Bir küçük sevgi listesi yaptım kendime.
Son günlerde hayatıma katılan sevgiler listesi:
Dostum İsmail Acar ve asistanlarının sihirli dokunuşları .
Yeni mevsimde, hayatıma sevgi ile dokunan Aslı Tunca ve Carl Verkarteren
Bir dost kalesi Hakan Ezer ve fındık.
Kurutmam için kapıma çiçek bırakan kapıdaki çiçekçi.
Yeni koleksiyonumun heyecan verici kıvılcımları.
Yaz sezonundaki el işi kumaş kemerler.
Converse’in rengarenk spor ayakkabılarının hepsine sahip olma dürtüsü.
Leonardo da Vinci’nin Okuyanus Kitabevi’nde gördüğüm o kocaman müthiş kitabını çok sevdim.