Biz ön balkondaydık. Bizim dışımızdaki aile fertleri içerde sohbet durumundaydılar...
Mevsim aynı mevsim. Hava sıcak ama mutlu. Bir yaz akşamında ondört-onbeş yaşımızın, üstümüzde bir şort, bir tişört, kutlamasını yaşıyorduk farkında olmadan taze hayatımızın. İki kuzen, aramızda var birbuçuk yaş. Ben küçüğün büyüğü, o saçları bal rengi, o anlar ailenin küçüğü. Laf saf kahkahalarla süslüyoruz geceyi. Balkonda bizim mahalle de, hatta karşı adalar Büyük’ünden Kınalı’sına, hatta tüm şehir ve yıldızlar beraberinde... Sanki hepsini alıp gelmiş fırdöndü de tüm dünya bizim olmuş, üstüne de ön balkonu vermişler loca misali. Yani öylesine hakimiz gecemize. Kuzen küçük ama bilmiş. Tam oğlanlardan konuşurken ki ortaklaşa yanıp tutuştuğumuz ama bizden hallice büyük, erişmesi boy bakımından mümkün, makamsal bakımdan mümkünsüzden söz ederken; dur bir dakka bak ben ne deniyorum dedi. Heyecanla sota ettiği sardunya saksının arkasından bir şey çıkarttı. Bir paket sigara ve kibrit!
Şaşırdım ama belli etmedim sözde. Büyüğüm ya! Hadi dedi yaksana. Uzattı bir sigara, bir kutu kibrit. Uzattı bana yaşamımdaki önemli seçimi. Uzattı bana bilmediğim ama merak ettiğimi. Aldım.
Ben nasıl yakılır bilmem. Annem öylesine korkutmuş ki kibritten beni. Oynama yanarsın, evi de yakarsın diye. Kibrit baş düşman. Görsem beş adım geriye kaçarım. Nerde bende o çakası yürek kibriti çat diye! Sen yak dedim. Can kuzen çaktı ateşi, yaktı sigarayı. Uzattı! Parmaklarımın arasında yanan kağıt. O bana, ben ona bir yabancı, bir sakil bakıştık. Böyle içine çekeceksin, sonrada burnundan dışarıya dumanı üfle işte dedi. Bir güzel gösterdi. Şaşkın, çocuk emri uyguladım. Aman Allahım. Öldüm sandım. Duman doldu içime. Hani burnumdan çıkacaktı. Nerde, hepsi barsağıma kadar yapıştı. Boğuldum, öksürdüm. Tıkanıklık geçti. Aman aman ellerim leş kokuyor. Nefesim, gül nefesim yanık tütün işgali altında. Üstüm, başım, içim, dışım yabancı kokuyor. Şöyle bir abla bakışı attım bal kuzene. Kaldırıp attım sigarayı. Atış o atış. Bir daha asla türünden ne denedim, ne aradım, üstelik hep kaçtım. İçenlere kızdım, içmeyenlere yaşasın benden muamelesi yarattım. Kibritle barış yaptık. Ben ve sigara düşman olduk. Bal kuzen sağolsun!
***
Sigara konusu insanlar için bir yara. Ne kapanıyor, ne de kapatmak isteniyor. Eziyet çekilerek keyif yapılınca, bir de üstüne ölünce hiç hoş olmuyor tabii!
Devamlı söylenen biri oldum sigara konusunda. Minik minik söyleniyorum, tatlı nidalı söyleniyorum, hafif kızgın sağlığa hassas söyleniyorum, artık sabrım bitmişse lanet kızgın oluyorum... Yani devamlı bir üzüntü içimde bu sigara konusu. İçilen mekanlara özellikle kış aylarında gitmemeye çalışıyorum, olmuyor. Amerika’nın neredeyse tek sevdiğim seçeneği, özellikle NYC’da sigaranın tüm kapalı mekanlarda yasak oluşu. Oh! Ne rahatım. Saçlarım mis gibi, ciğerlerim mesut, temiz, rahatlıkla yemeğimi yiyip çıkıyorum. Bizde tam tersi. Mekandan fukara küçüğün microsu masalarda dip dibe otururken, yandakinin sigarasının tüm pisliğini de tabakta önünüze sunuyorlar.
Yakınımdaki sevdiklerime değil yanlızca bu tavır, aslında yaşamlarında sigarayı seçen tüm dünyalılara sözlerim. Öylesine inceden anlamları var ki seçimlerimizin. 2001 yaz sezonunda ‘seçim’ isimli bir kolleksiyon hazırlamıştım, bu varoluş şeklimizdeki seçimlerimizle ilgili.
Bir düşünün seçimlerimiz ile kendimizi yaratıp, ifade ediyoruz. Öylesine önemli ki her detay, her adım. Sigarayı seçenler, varoluşta kendilerine arı bir biçimde teslim edilen bu muazzam bedeni an ve an tıkayarak kirletmeyi ve yok olmayı da seçmiş oluyorlar. Dahası da var, evrensel bilinç taşıyanlar, sigaranın yaşam için gerekli tüm enerji kapılarını da kapattığını bilirler. Tanrının bizlerle bağlantılı olduğu bazı özel bilinçlenme kanalları var. Bu sesi duymak ve verileni almak için, onun bize emanet ettiği bu bedene özen göstermemiz gerek. Dünyanın pis artıklarıyla dolan bir beden, bence bu özel sesleri de duyamaz. Uyuşturucu, sigara ve alkol, doğumda bize sunulan ve seçip de geldiğimiz bedenimiz için bir sınavlar grubu.
Arınmak, her şeyden uzaklaşmak değil. Bilhassa her şeyin içinde olup kendimiz ve bedenimiz için doğru seçimi yapmaktır. Doğru seçim sigara içmekse, onun getireceği her türlü tehlikeli sınavlara da hazır olmak demektir. Doğru seçim içmemek ise, tüm sesleri saydamca duymak demektir. Karar sizin.
***
Not: Bal kuzen o geceden sonra uzun yıllar sigara içti. Geçen gün yaşadığı şehirden telefonla bana iki haber verdi. Büyük kuzenimizin sigara yüzünden savaş halinde olduğu hastalığı anlattı. İçimden üzüntü ve iyi dilekler aynı anda aktı. Ve ekledi. Artık içmediğini, bıraktığını, sabahları daha temiz uyandığını hissettiğini söyledi. Zor sınavda tüm iyi dileklerimi yolladım diğerine, bal kuzene de yaşasın dedim.