Etki-tepki meselesi güzel bir olay. Bahar-Onur Air meselesi de güzel bir olay.
Efendim, 315 yolcu ile yaşanan beş saatlik gecikmeli Bodrum seferine cevaplar GELDİ!
Çok sevindim bu cevap olaylarına. Bahsi geçen 315 yolcudan hálá bir ses gelmese de, çeşitli tarihlerde, defalarca aynı havayolu şirketi ile yaşanmış binbir hikaye e-mail kutuma akmaya başladı. Meğerse ne dertliymişiz... Tur şirketleri ve havayolu şirketleri en gerçek hali ile ortaya çıktı. Tepki vermek çağdaşlık kıvamında, insanı rahatlatıyor anlaşılan.
Bahsi geçen havayolu şirketinden yazımın yayınlandığı aynı gün hemen cevap geldi. Yetkisi iletişim direktörü olan Rauf Gerz Bey, bana bu aksilikten kaynaklanan üzüntülerini mesleğine uygun cümleler ile ifade edip; olayın güvenlikle ilgili olduğunu tırnak içlerinde bana yazmış. Böylesine bir ihbarı biz, yolcular ile paylaşamayız diye de eklemiş. Güvenlik ile ilgili bir problem olduğunu bizler de anlamıştık. Konumuz havayolu şirketinin hiçbir personelinin ortalarda olmayışı ve yaşanan bu olağanüstülük ile baş edemeyişleri idi. Aklıma hemen felaket senaryoları üşüşüyor. Ya aynı havayolu ile uçuş sırasında böylesine bir aksilik yaşasaydık; ne olacaktı acaba? Yine aynı personel, aynı ilgisizliği ile yolcuları kaderleri ile baş başa mı bırakacaktı? Ve aynı mesleki cümleler ile özür mü dileyeceklerdi? Bu kötümser bulutları beynimden hemen kovaladım.
İlgi birçok problemi çözer. Benim söz ettiğim ilgi meselesi. Geçiştirmek, belirsizliğe bulanmak ve cevapsızlık bulutları, profesyonel durumlara uymuyor. Yine de bu kadar çabuk tepki verdikleri için Rauf Bey’e teşekkürler. Umarım konunun öneminin bekletmek değil, yolcularla ilgilenmek olduğunu anlamıştır diyorum.
Gelelim etki-tepki olaylarına. Sizlerle konu ile ilgili okuyucu tepkilerinden bazılarını paylaşmak istedim. Sessiz kalmayıp, benimle deneyimlerini paylaştıkları için hepsine sağol sağol sağol...
Sayın Dr. Ruhet Genç’in Onur Air yetkililerine gönderdiği mektubun tamamı...
Tepkisine teşekkürler.
İyi Günler,
14 Haziran 2004 tarihinde Onur Air OHY 022 Sayılı İST-AYT seferini yapan uçak, check-in işlemini tamamlamak üzereyken Bay Ersözen isimli bir yolcu gelerek uçmaktan vazgeçtiğini, check-in yaptırdığı bagajlarını da bir arkadaşının karşılayıp alacağını, check-in counter’daki Çelebi Ground Handling firması yetkililerine söyledi ve terminali terk etti. Olayı duyar duymaz yolcu ve bagajın uluslararası kaideler gereği birbirlerinin ayrılmaz parçası olduğunu, emniyet açısından, yolcusuz yolcu beraberi bagajın tek başına uçamayacağını söylediysem de, madem ki arkadaşı alıyormuş, o halde idare edelim şeklinde cevapları, emniyet açısından hassas dengelerin varolduğu şu günlerde benim tüylerimi ürperten bir cevap oldu.
Ne gelişmekte olan Onur Havayolları’nın onuruna, ne de Çelebi şirketinin konusundaki birikimine yakıştıramadığım kaideleri hiçe sayan, böylesi tevekkel bir yaklaşımı size bildirmek benim için bir görev olmalıdır.
Saygılarımla
Dr. Ruhet GENÇ
Sayın Sulhi Dölek
Sayın Bahar Korçan,
Size bir Onur Air + Öger Tur öyküsü de benden...
17-22 Haziran tarihleri arasında Almanya’daydım. Beni davet eden kuruluş, biletleri Öger Tur’dan almış. Gidişim sadece yarım saat gecikmeli oldu. Dönüş için 22 Haziran günü Öger’den telefonla bilgi aldım.
19.30’daki uçağın (Pegasus) 20.10’a ertelendiğini, bundan başka sorun olmadığını söylediler.
Saat 18.30 sularında Düsseldorf Havaalanı’na geldiğimde ise, uçağın 22.30’da ve dahası, Köln’den kalkacağını öğrendim. Karayoluyla Köln’e gitmek zorunda kaldım. Köln Havaalanı’nda, check-in sırasında, Öger’in iki uçuşunun (20.10’daki Onur Hava Yolları ve 19.30’daki Pegasus) birleştirildiği ortaya çıktı. (Oradaki Onur Air sorumlusunun yolculara saygısız tavırlarının altını da çizeyim.)
Birleştirilen iki uçağın gördüğüm kadarıyla hepsi Türk olan üçyüz kadar yolcusu, tıkıldıkları salonda biraz söylenerek, ama fazla da tepki göstermeden bekleşiyorlardı. Belli ki çoğu böyle gecikmelere alışıktı.
Saat 22.30’a geldiğinde bizi İstanbul’a götürecek olan Onur Air uçağı hálá ortada yoktu. Söylenmeler biraz daha arttı ama, hepsi o kadar. Uçak geceyarısına doğru geldi, 01.00 dolaylarında da ancak kalkabildi. Böylece, üç saatten daha kısa sürecek bir uçuşa, beş buçuk saatlik rötarla başlayabildik. Yolculuk, eski bir otobüsle yapılan bir karayolu yolculuğuna daha çok benziyordu. Kabin görevlileri yolcularla laubalilik sınırlarında gezinen bir samimiyet içindeydiler. Bir kadın yolcu hastalandığında, uçakta sağlık bilgisi olan bir personel bulunmadığı, tansiyon ölçme aletinin bile bozuk olduğu ortaya çıktı. (Ama sigara ve parfüm satışı hiç aksamadı. Kimseye makbuz falan verildiğini de görmedim.)
Konuştuğum bazı yolcular, bu tür uzun rötarların Öger Tur ve Onur Havayolları’nda sık sık yaşandığını, ucuz diye tercih edilen bu firmaların, aslında çoğu zaman THY veya Lufthansa ile aynı fiyata geldiğini söylediler. Sanırım bir anlamda, gurbetçilerimizin alışkanlıktan kaynaklanan tembellikleri ve duygusal bağlılıkları sömürülüyor.
Sadece paylaşmak istedim.
Sevgilerimle, Sulhi Dölek
Sayın Beybin Esen
Selam Bahar abla...
Bugünkü Onur Air hikayeni anlatmışsın ya köşe yazında... Beterin beterini göstermek için başımıza gelenleri anlatıyorum...
Yılbaşında Kuşadası’na gideceğiz.
Sevgili annem ile kalacağımız otele, annemin arkadaşlarıyla birlikte yola çıktık. 6 kişiyiz, uçak sabah 06.00’da... Uçağa binmeden önce size bir kart veriyorlar biletlerin yanında. Bakıyoruz, üstüne Adana yazılmış. Uçağa en son girenler biziz, hiçbir yolcu bunu farketmemiş, yolcuları bırakın çok sevgili görevli arkadaşlara biz soruyoruz...
- Burada niçin Adana yazıyor?
- Şey... Aman Tanrım, Adana uçağını durdurun, içinde İzmir yolcuları var!!!!!
Ve sonra anons yapılıyor ‘16 İzmir yolcusu kayıptır! Bavullarıyla birlikte Adana’ya gittiklerini sanıyoruz!...’
Biz binmemiştik tabii ama bavullarımız bir Adana seferi yapıp öyle gelecekler İzmir’e...
Çok sevgili Onur Air personelleri bize gece 00.00 uçağını teklif ettiler. Yani 18 saat sonraya! Onun yerine, en iyi yol bildiğin yoldur şeklinde THY uçağına bindik ve yaklaşık 5 saat rötarlı olarak İzmir’e vardık.
Gördüğün gibi Bahar ablacım, senin yaşadığın ilk değil. Bence sonuncu da değil ya, neyse...
Beybin Esen
***
Bir küçük trajikomik not:
Geçen gece Yine Bodrum’a uçma isteği ile bu kez FLY AIR’den bilet aldım. İçimden gülmek geliyor nedense. Sanki bir çeşit alacakaranlık kuşağına düştüm. Ben ve yeni iç hat havayolu şirketlerimiz! Dizi film olur yakında hani, öylesine olaylar zinciri beni kovalıyor. Bu kez 4 saat gecikme oldu. Ve ben hemen biletimi iptal edip, araba ile Bodrum’a vardım. Geze geze, ohh ne rahat. Hiç değilse rötar yoktu!
Alternatiflerimizin daha kaliteli ve zamanında olması dileğiyle.