Yarışma hissiyatı zor bir deneme durumu. Ben kimim sorularına bir çeşit yanıt arama hali.
İspat dürtüsü fazlasından cümle aleme. Sakince kendine çuvaldızları batırmaca aslında. Heyecanlı anlara kavuşmaca, hem üzülmece hem gülmece aynı zamanda. Yarışma durumu kaldırana sonucu ne olursa olsun sıkı hayat dersi olmaca.
1992 Temmuz, İTKİB 1. Genç Moda Tasarımcıları Yarışması. Seçtiğim bu hayatta başka bir kapı açıldı. Yarışmaya girme kararı, kendini herkesin önünde sınama kararı ve sonrasında gelen birincilik. Bir ruh dolusu karmaşık duygular, sonuncu dakikasında gülümseme hali ve yeni kapıdan hızla girmece, koşmaca yıllarca buralara varmaca, buraları da hızla geçmece, başka diyarlara bazen ılık bazen soğuk esmece.
12 sene olmuş. İnanması güç nedense. Nedense sayınca geçen bir şeyleri parmaklarımın yetmemesine şaşırıyorum. Yanlış saydım zannetmeyi ve çocukça şaşırmayı kendimce, aldatmacalı oynamayı seviyorum. O birinci yarışmanın birincisi olmuş olmayı çok seviyorum bir de. Gururlandığımı Baharca hatırlıyorum. Natürel malzemelerden bir koleksiyon üretmiştim. Çuvalı, makramesi, kenevir ipleri, bahçede ailecek diktiğimiz garip şapkaları hálá saklıyorum. Geçenlerde atölyede depoyu toplarken 12 senelik birincilik kutusunu açtık hep birlikte. Sevdim sevgiyle yaptığım her parçayı. Bana beni açan yarışmayı anımsadım yine gülümsedim.
Şimdi 13 rakamına gelmişiz. Yine yeni yürekler bekleşiyor kuliste. Hayallerden, kendi platformlarından dökülen tasarımlarla buluşacak binlerce göz. Dokular heyecan olmuş askıda bekliyor anlarını. Kulisin o anlatılamaz garip kaoslu kokusu burnumuzun ucunda; 2 Haziran akşamı buluşacağız İTKİB Genç Tasarımcılar Yarışması’nda.
Bir de jürideyim üstüne üstlük. Katmerli heyecanımla kime kendi kapısını aralayacağız göreceğiz hep birlikte. Yarışmanın keyfi tartışılmaz. Esas karakter filmin ikinci yarısında karşısına çıkıyor insanın. İTKİB’in Türkiyede tasarımcı kimliğinin tanımlanması ve gelişmesinde rolü gerçekten çok önemli. Fırsatlar yarışmaya katılan, kazanan veya kazanmayan her genç tasarımcı arkadaşım için geçerli aslında. Önemli olan bunları anlamakta ve kendine bu yeni öğretiler için zaman tanımakta. Bu değerli deneyimin her anını hayatına kazımakta gizli bence.
2 Haziran akşamı 15 genç yürek yarışacak podyumda. Bu sene ilk kez dört ayrı temadan birini seçip 2004-05 kış sezonu için kadın veya erkek için hazırladıkları koleksiyonları sergileyecekler. Kendilerine deneme cesaretini veren 15 hayalciyi şimdiden kutluyorum. Hayallerini yüklenip karşımıza veya başka bir deyişle hayatın karşısına geçip işte ben buyum diyecekler. Benim geleceğim budur. İstanbul’dan ben dünyaya işte böyle bakıyorum. Benim öngörümün dokusu bu, benim kadınım veya erkeğim bunu giyecek bir sene sonra.
15 genç 15 hayalci
15 cesaretli tasarımcı adaylarına yollarından hiç vazgeçmemelerini ama öğretiler içinde yüreklerini açmayı unutmamalarını diliyorum.