Paylaş
Murat Mahmutyazıcıoğlu hayatın içinden şarkılar yazan tiyatro insanlarından. Sıradan kadınlar çıkar onun oyunlarında karşımıza; şehrin bildik sokaklarından, yaşlı, genç, mutlu, yorgun, üzgün, heyecanlı, hayal kuran, hayal kırıklığına uğramış kadınlar... O kadınların etrafındaki kocalar, sevgililer, oğullar... Murat Mahmutyazıcıoğlu o sıradan hikâyelerin içindeki şarkıyı çıkarır koyar önümüze her yeni oyununda. Tuhaf bir hüzünle, neşeyle, öfkeyle çıkar insan oyunlarından. ‘Fü’de, ‘Aynur Hanımın Bebeği’nde, ‘Sevmekten Öldü Desinler’de, ‘Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin’de hep olduğu gibi...
60 benzemez erkeğin ortak yaşamı
Bu kez sıradan bir erkek var oyununun odağında. Kışlada bir erkek. Uzun dönem askerlik için Ankara, Mamak’ın yolunu tutan Kader Can. Biz onunla biraz daha ileriki bir yaşında karşılaşacağız, o bizi alıp şarkılarıyla birlikte askerlik günlerine götürecek. 21 yaşına. Hayalbaz, çabuk parlayan, annesine düşkün, annesine kızgın, babasına hasret, sevgi arayan, hep bir şeyler arayan o genç adama. Hayatının baharına...
Boş sahnede; bir platform etrafında, hikâyenin kişileri arasında dans eden şahane bir oyuncu var: Deniz Karaoğlu. Rol aldığı herhangi bir oyuna gözü kapalı gidebileceğiniz oyunculardan biri. Deniz Karaoğlu sadece Kader Can değil, Kader Can’ın hayatındaki bir dolu kişiyle karşımızda bu kez. Kâh içeride çorba karıştıran annesi, kâh cebindeki son parayla latte’sini ısmarladığı kız arkadaşı, yeri geldi mi onu kışlaya teslim eden ‘Angaralı’ taksici ve oyunun büyük bölümünde de koca kışladaki birbirinden alakasız askerleri canlandırıyor. 60 benzemez erkeğin zorunlu olarak ortak bir yaşam kurdukları kışladaki kültürü abartmadan, seyirciyi diri tutacak ve sıkça güldürecek bir dille aktarıyor seyirciye.
Bağcılar’dan İstanbul’a
Mahmutyazıcıoğlu, bu kez bir ‘erkeklik’ öyküsü anlatır gibi yapıyor ama yine bir kadın var gizli başrolde. Oğlunun anlatımıyla tanıdığımız anne; Kader Can’ın hayatının da oyunun da asıl başrolü. Kader Can girdiği her ortamda kendini bulmaya çalışır, hayaller kuradursun; içinde bir köşede hep mücadele içinde, en çaresiz anında bile pes etmeden didinen bir anne, o daha doğmadan hayatını iş makinesine kaptıran bir de baba var. Bağcılar’ın İstanbul’a hiç benzemeyen sokakları var. İçinde bir yerde hep eksik bir şey var... Rap var Kader Can’ın kalbinde; merakını, çelişkilerini, hayıflanmalarını, hayallerini, öfkesini döktüğü rap’i var. Ve Deniz Karaoğlu yüksek bir performansla; hikâyesinin sadece rap eşliğinde anlattığı kısımlarını değil, oyunun tamamını rap’in o akışkan, insanı içine çeken enerjik havasıyla oynuyor.
Evet, Kader Can’ın dediği gibi; “İnsanlar doğuyor, büyüyor, ölüyor...” Kimi insanlar da bu sonsuz döngüde akıp giden zamanları kırpıp kırpıp oyunlar, romanlar, şarkılar, filmler çıkarıyor. Hayat böyle böyle güzelleşiyor. Murat Mahmutyazıcıoğlu ve Deniz Karaoğlu’nun ‘Kader Can’ı onlardan biri.
“İnsanlar doğuyor, büyüyor, ölüyor...” Kimi insanlar da bu sonsuz döngüde akıp giden zamanları kırpıp kırpıp oyunlar, romanlar, şarkılar, filmler çıkarıyor. Hayat böyle böyle güzelleşiyor
KADER CAN / BAM İSTANBUL
Yazan& Yöneten: Murat Mahmutyazıcıoğlu
Oyuncu: Deniz Karaoğlu, Süre: 90 dakika
Ne zaman, nerede: Bu akşam 20.00, Kadıköy Theatron;
yarın 17.00, Toy İstanbul, Bilet Fiyatı: Tam 60, Öğrenci 40 TL.
BEN TEK, SİZ HEPİNİZ!
Henüz izlemediyseniz, kaçırmamanız gereken tek kişilik üç oyun daha...
SEVGİLİ ARSIZ ÖLÜM-DİRMİT/TİYATRO HEMHÂL:
Latife Tekin’in büyülü gerçekçi diliyle kurduğu unutulmaz romanı ‘Sevgili Arsız Ölüm’, Hakan Emre Ünal ve Nezaket Erden’in incelikli dokunuşları ve Erden’in tek kişilik enfes performansıyla sahneleniyor. Henüz izlemediyseniz kaçırmayın!
11 Şubat 20.30’da Moda Sahnesi’nde.
BİR YILDIZ BATIYOR / 3KULAK:
Son dönemin en özgün ve en eğlenceli tek kişilik oyunlarından. Nazmi Sinan Mıhçı ve müthiş kuklası her şehirli faniye hem fena halde tanıdık hem de çok iyi gelecek. Uzun uzun gülmeye de hazır olun. 14 Şubat Perşembe 20.00’de Kadıköy Theatron’da.
YILIN EN İYİ KADIN OYUNCUSU/SEYYAR SAHNE:
İpek Türktan Kaynak tiyatro dünyasının, ödül törenlerinin ‘içyüzünü’ çok eğlenceli bir performansla ve kimseleri de incitmeden ti’ye alıyor. Bol kahkaha attırır! 7 Şubat Perşembe 20.30’da Kumbaracı50’de.
Paylaş