Paylaş
8 genç kaşif, yazar-çizer, fotoğrafçı insan. 8’imiz de “doğa zehirlenmesi” geçirdik. O kadar yeşil ve yeşilin o kadar baş tacı edildiği bir ada ki Sri Lanka, bir süre sonra Türk bünyesi kaldırmamaya başlıyor. Beton arıyorsun, TOKİ arıyorsun, talan edilmiş parklar, sahiplenilmiş paralı plajlar, siteler, otoparklar, aslına uygun diye mutfak mermeri ile restore edilmiş tapınaklar arıyorsun. Ama yok. Böyle 1000 yıl önceki haliyle duruyor ada. Lost dizisi gibi. Çocukluğunun Hazine Avcıları gibi.
Bu kadar yeşil bünyeye zarar!
Önce yavaş yavaş baş ağrısı yapıyor memleketin başkentinde bile (Colombo) bu kadar yeşil görmek, sonra el ayak titremesi başlıyor. Betonu özlüyorsun. Gri rengi özlüyorsun. Oksijen kalp çarpıntısı yapıyor. Hele o deli güneş, mor-mavi-sarı batmıyor mu her gün; koca koca parklardan gün batımı izleyebildiğine sinirleniyorsun.
Başkent Colombo örneğin. Cadde kenarlarında orman var. Bildiğin orman. Tropik. Dallarda mavi renkli ev kargası dedikleri kargalarla, yeşil papağanlar cirit atıyor. Ulaşım taksi yerine tuk tuk dedikleri 3 tekerlekli motorlarla sağlanıyor. Her gün pazar kuruluyor. Bir şehirden bir diğer şehre giderken en büyük derdin tek şeritli yolda önüne çıkabilecek maymunları ezmemek ve hatta beslemek için yanına muz bulundurmayı unutmamak. Yapmamış duble yol akılsızlar, böyle maymunları, doğayı, ahşap evleri izleye izleye gidiyorsun. Bir kişi de sinirlenmiyor, bir kişi de kaza yapmıyor duble yol yok diye arkadaş, hayret ediyorsun.
Sri Lanka nerede?
Hindistan’ın sadece 31 km güneyinde, Hindu kültüründen gelen, uzun yıllar İngiliz sömürgesinde yaşamış ve en sonunda özgürlüğünü ilan etmiş, demokratik bir cumhuriyet ile yönetilen tropik bir ada. Yeryüzündeki cennet. Dünyanın en önemli çay merkezi. Orijinal ismi Ceylon ki, bu isim size belki daha çok şey ifade edebilir. Bizim Karadeniz gibi uçsuz bucaksız yaylaları, nefis çay tarlaları var. Ama kimsenin aklına iki yaylayı beton yol ile birleştirmek aklına gelmemiş bugüne dek bizdeki gibi. Döküverselerdi beton bir yol, bağlanabilseydik bir yayladan diğerine... Zırcahiller işte ne yapacaksın(!)
Biz neden gittik?
Yazının başında da dediğim gibi, son yıllarda çok merak edilen bu adaya ait, A’dan Z’ye dört dörtlük bir Türkçe rehber neredeyse yok. O nedenle biz 8 yazar, fotoğrafçı ve blogger adanın ilk kapsamlı Türkçe rehberi ve Ipad dergisini oluşturmak üzere yollara düştük. Yol arkadaşımsa henüz 20 yaşında bir gezgin olan Barkın Özdemir’di. Bizim keşif bölgemiz başkent Colombo ve çevresiydi. Katar Havayolları ve Prontotour en büyük destekçimizdi. Adaya ulaşım Katar’ın başkenti Doha’da aktarma yaptığımız için epey kolay oldu. Qatarairways ile önce 4 saat Doha’ya oradan da 4 saatte Colombo’ya uçtuk. Şimdi harıl harıl çalışıyor, kısa bir zamana dergiyi yetiştirmek için uğraşıyoruz. Çünkü aynı zamanda vizesiz ve son derece ekonomik olan bu adaya, euro ve dolardan imanı gevremiş Türk gezginlerden de büyük talep var.
Ekipte şanslı bir Egeli!
Ekibin hepsi İstanbul’da yaşayınca, daha yeni Kuzey Ege yollarından gelmiş olan ve Kaz Dağları’nda yeşile doymuş olan ben, kendimi bir anda çok şanslı hissettim. Ve dünyanın bir ucunda ülkem için, Kaz Dağları için, Karadeniz için, Marmaris Bördübet için ve daha bilmediğim azıcık kalan yeşil alan için bol bol dua ettim. Ve siz de yeşili seven ve koruyan bir ülke olabilmemiz için dua edin.
Paylaş