Paylaş
Ama sonra bir şey oldu. Küçük bir mucize gerçekleşti.
2 yıldan bu yana dışarıdan seyahat yazıları yazdığım, dünyanın en ünlü iki seyahat dergisinden biri olarak kabul edilen Travel and Leisure dergisi ekibi, geçtiğimiz yıldan beri rafta bekleyen İzmir projeme kulak verdi. Şehri fotoğraflamak ve yazmak için İzmir’e geldi.
Dört gün boyunca girip çıkmadığımız kapı, ulaşmadığımız insan kalmadı.
İzmir’in modern yüzünü yansıtacak ne varsa fotoğrafladık.
Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi, İZDSO sanatçıları, yeni açılan mekanlar, gece kulüpleri.
Şef portreleri, güzel kadın yüzleri, İzmir’e yerleşme veya kopamama hikayeleri.
Tarihi Hava Gazı Fabrikası, Levent Marina, İsabey Bağevi, Arkas tarafından renove edilen Fransız Konsolosluğu, yeni açılan Key Hotel...
İzmir’i İzmir yapan ne varsa...
İzmir’de yaşamaya değer katan ne varsa fotoğrafladık.
Şimdi Travel and Leisure dergisinden editörüm ve aynı zamanda sıkı bir Vouge dergisi yazarı olan Serra Gürçay gördüklerini yazacak, sevgili fotoğrafçılarımız Emel Ernalbant ve Tommy’nin nefis kareleri ile İzmir rönesansı su yüzüne çıkacak.
Travel and Leisure dergisi aralık ayında İzmir için tam 10 sayfa ayırıyor.
Yazı şimdilik derginin Türkiye edisyonunda yer alıyor.
Ama bu ne demek?
Konu ve fotoğraflar beğenilirse; dünyanın 6 kıtasında birden yer alan T+L’nin başka bir ülkedeki edisyonun konuyu satın alıp yayınlaması ya da İzmir’e ekip gönderme olasılığı var demek!
Sana dün dışarıdan baktım İzmir
EKİPLE gezerken uzun zamandan sonra ilk kez İzmir’e onların gözü ile dışarıdan bakma fırsatı buldum. Karanlık, kötücül, yargılayıcı ve hep şikayetçi gözlüklerimi ilk kez elimden bıraktım.
Ve o gözlükleri çıkarınca güzel insanlar gördüm. Şık giyimli adamlar, bakımlı kadınlar gördüm.
Hafif hafif bir alkol kokusuna parfüm kokuları karıştı. Şen kahkahalar işittim.
Kucaklaşmalar, güneş altında yayılmalar... Hiçbir yere acele etmemeler.
Birbirinin çocukluk arkadaşı onlarca yetişkin insan gördüm.
Birlikte büyüdüğümüz, birlikte yaşlandığımız.
Ben bu İzmir sayısı yapalım fikrini bundan bir yıl önce ortaya sizin için atmadım.
4 gün boyunca uykusuz kalmayı, işten koşarak çekim mihmandarlığı yapmayı İzmir için üstlenmedim.
Ne yaptımsa kendim için yaptım.
Uzun zamandır soğuduğum, varlığına tahammül edemediğim, aşkımın bittiği,
her hareketinin batmaya başladığı güzel Sevgilim İzmir’i yeniden kazanmak için yaptım.
Ben ne yaptımsa onu terk etmemek için yaptım.
Bu gördüklerim aramızdaki buzları eritti. Her gün görüp unuttuğum güzelliğini bana yeniden hatırlattı.
Konforlu kolları bu kez bir ahtapot gibi değil, sakinlikle beni kucakladı. Umarı Travel and Leisure’ın aralık sayısında siz de bu İzmir’i çok seveceksiniz.
Teşekkürlerimle.... Proje boyunca bizden yardımlarını esirgemeyen İzmir Büyükşehir Basın Danışmanı Reşat Yörük’e, kapılarını ekibe ardına kadar açan Key Otel’e, daha açılışı bile yapmadan Fransız Konsolosluğu’ndaki Sanat Merkezi’nin kapılarını ilk kez bize açan Arkas Holding’e, en kalabalık saatlerinde bile kaprislerimize katlanan tüm mekan işletmecilerine, AASSM yetkililerine ve güler yüzlü İzmirliler’e teşekkürlerimizle...
Paylaş