Paylaş
Refiğin Bahçesi. Alaçatı pazaryerinin içinde. Girin, 500 metre yürüyün sağda, asmalar içinde. Çok salaş ama servis de, gelen kahvaltılık da bir o kadar iyi. 1 kişilik kahvaltı 2 kişiye fazla fazla yetiyor. Bal-kaymağı, karadut-loru içinde. Çayı içinde. Omleti, menemeni, gözlemesi extra. 20 TL. Serinlik ve temiz hava standart.
Küçük, konsept ve hoş “House 44 Sereserpe”
Yılarca Şamdan olarak açıktı Dalyan Plaza Otel’in iskelesi. İyiydi, bir klasikti ama Çeşme için sanki biraz fazla kasvetliydi. Şimdi yaş ortalaması düştü. Bu yaz, İzmir’de epey tutulan, 3 genç kafadarın markası altında yeniden açıldı: “House 44 Sereserpe...”
Şezlonglar ki, bana Güney İtalya’yı anımsattı kendi tasarımları. Mutfak iyi. Gayet iyi. Bitiremediğim bir külbastı yedim. Sunum olmuş. Lezzeti olmuş. Garnitürü vs 30 TL. Küçük olduğu için kapasite kadar insan alıyorlar. Bu yüzden üst üste ve et ete değil. Tabii temmuzu-ağustosu bilemem.
Ciddi iyi müzik var. Küçük müçük ama alanlarında iyi isimlerle çalışmışlar. Mesela müzik direktörü çalarken kendi de çok eğlenen Orhun Özsoydan.
Akşam üzerine kadar hoş jazz ve bossa nova’larla başlıyorlar. Akşam üzeri 5 gibi müzik hareketleniyor. Barlas’la perküsyon başlıyor. Ortam bir anda spontene bir parti havasına bürünüyor. Ama kimse kasmıyor. Ki, İzmirlilere olmaz pek bu. Hafta içi daha da keyifli olacağına eminim. Çeşme’deki pek çok plaj gibi giriş ücreti alıyorlar. Hafta içi 20, hafta sonu 30 TL. (Keşke hiç bir yer almasa...)
MARTİNİ ROYALE!
Bardakları bile özel. Martini’nin yeni numarası. Şimdililik sadece House 44 Sereserpe’de gördüm. En alta Martini Bianco, üzerine Prosecco şampanya, soda, bol buz ve taze çilek. Fiyatı 35 TL. Ama o kadar çok ve büyük ki 1 saatte ancak tüketiliyor. Kısacası House 44 Sereserpe, bunca işletmenin arasından sıyrılır bu yaz.
Yufkacı Birgül Teyze
Pazara çıkıp büyük otoparka gelince kime sorsanız gösterir. Hem bizim ev halkı, hem restoranlar yufkasını ondan alıyor her cumartesi. Pek bir dilli. Pek bir neşeli. Yufkası incecik. Yırtığı yok. Sipariş üzerine el açması börek de hazırlayıp satıyor. Uğrarsanız selamımı söyleyin. Böreklerim fırında, çıtır çıtır kızarıyor.
Huzur mabedi: Cadde 75
Okşan ve Lemi Resimcioğlu. Biri endüstri, diğeri makine mühendisi. Yıllarca süren profesyonel hayat. Daha sonra binbir emekle kurdukları kendi mühendislik şirketleri. Derken, İstanbul’da şube... Ama onların dürüstlüğü, piyasanın etik olmayan kuralları ile değişen kariyer planları... Sonunda profesyonel hayata veda. Ve hayat her İzmirli gibi görünmez iplerle bağlı oldukları Çeşme ile buluşturmuş onları. Bir gün işleri yavaşlatırsak Alaçatı’da yaşarız hayali ile aldıkları arsa, 5 yıldan bu yana hem evleri, hem otelleri. Ben 2 yıl önce keşfettim. Bu yaz başı odaların tamamına yakını yenilendi. Sakinliğine, kocaman bahçelerine, büyük odalarına, kahvaltılarına, en çok da Okşan’ın elmalı tartına bayılıyorum. Otel yönetimindeki profesyonelliklerini seviyorum. Her yaz başı onlarla büyük bahçelerinde buluşmak güzel. Abartısız, dekorasyonunu gözünüze sokmayan, sükun sahibi bir otel Cadde 75.
Paylaş