Pollyanna’nın selamı var

Herkes üzgün, mutsuz ve suratı asık dolaşıyormuş. Bu insanlık böyle nereye gidermiş?
Dinledim, dinledim... Dedim içimden “benzin 5 liraya dayanmış sen ne diyorsun.” Kafa salladım ha bire. İsminin fıkralara malzeme olduğunu ise hiç söylemedim daha beter üzülmesin diye.
“Gerçi, Ege ve Akdeniz’e biraz daha pozitif bakıyorum” dedi. “Biliyorum bir kaç güne onlar şimdi güneşin alnına yayılacaklar. Derdi, tasayı ekime kadar bir tarafa bırakacaklar. Üşeniyorum öyle yarın moduna geçecekler. Sonra yine kış gelecek, yine içlerine bir kasvet çökecek.”
Bir de dedi, “diyet yapan kadınlar çok umutlu, kilo vereceklerine dair. Yumurta kapıya dayanmış, ama onları da hiç ellemiyorum.”
Hiç üşenmemiş, pozitif olmanın faydaları üzerine bir takım maddeler hazırlamış. Elime tutuşturdu. “Oku bunları iyice, oku ki, yazasın. Yüzümü sakın kara çıkarmayasın” dedi ve gitti.
Baktım, baktım aslında hepimizin bildiği şeyler. Kelimesi kelimesine yazmaktansa ben de oturdum kendimce baştan yorumladım. Naçizane.
Yeniden yorumlanmış                      Pollyanna kuralları:
Neşeli ol ki, genç kalasın: “Güzelim, sen bütün varını yoğunu kozmetiğe yatır” demek. Ne kadar pahalı bir krem alırsan cildin o kadar genç kalacak. Kremin parasını ödettiğin adam kahroldukça neşen de zaten yerine gelir. Kremi kendi kazandığın parayla alıyorsan lütfen direkt madde 2’ye geç, kozmetikle vakit harcama.
Geçmişinle didişmeyi bırak: Bu şu demek. Adam gitmiş, başkasını bulmuş. Sen de hemen yenisini bul. Bunalıma girip alışverişte aldığın bir sürü gereksiz şeyi dağıt. İnsanlara yardım ettiğin için mutlu ol. Kilo ver. Kilo verince ilk iş gardırobunu yenile. Bak mutsuzluk kalıyor mu?
Kontrollü patlamalar yaşa: Yani, öfkemi kontrol altında tutacağım diye boşuna uğraşma. Bırak öfkeni kontrol altına almak için başkaları uğraşsın. Öfke kontrolünü başkalarına bırak, sen paşalar gibi patlamalarını yaşa.
Suçluluk duygundan derhal kurtul: Hayatla, onunla, bununla, şununla uğraşma. Değiştiremeyeceğin şeyler için kendini suçlama. Suçlayacaksan o çikolatalı profiterolü sana satan pastacıyı suçla. İçine giremediğin kot pantolonu sana satmaya çalışan mağazayı suçla. Ama gözünü seveyim kendini suçlama artık.
Asla yatağa mutsuz girme: (Pollyanna çağ atlamış) Sanırım bu şu demek, bastın gece kremini, giydin tüylü ponponlu terlik üzeri saten geceliği, hala o adam seninle yatağa mutsuz giriyorsa hemen yenisini bul. Asla yatağa mutsuz girme.�
Affet: Trafikte totonun dibine kadar yapışıp kırmızı ışıkta geçmen için zart zart kornaya basan taksiciyi affet. Gözünün içine baka baka çürük domates veren manavı affet. 5 liraya benzin satanları ve buna imkan verenleri affet. Ödediğin kredi kartı borcu için bile sırf vezneden ödedin diye senden 1 lira alan kazıkçı bankanı affet.
Kendini takdir etmeyi bil: En sevdiğim kural buydu Pollyanna’nın verdiği notlar içinde. “Hata da yapsam, benim hatam, anasını satayım” de. “Ben yaptım oldu” de. İnsanların sınırlarına müdahale etmeden kendi sınırlarını koru. Sen kendine sahip çıkmazsan kimse çıkmaz.
Bahar temizliği yap: Paspasın altına süpürdüklerini balkondan aşağı silkele ki, hafifleyesin. Gürültü yaptın diye vileda sapı ile tavana vuran alt komşuyu, yazdığın raporu kendi fikriymiş gibi gösteren tepsi popolu iş arkadaşını, zam yapmayan patronunu kafanın içinden çıkar. Seni üzenlere bahar temizliği yapmanın zamanı çoktan geldi. Sonra çık dışarı. Güzel havaya karış. Baharı içine çek. Kim bilir kaç baharın kaldı yaşayacak şu hayatta?

İzmirlilere taze fikir

Alsancak’taki Fransız Bahçesi’ni çok severim. Hatta havalar güzelleşince bayılırım. 6 Nisan Cuma akşamı “In N Out Jazz Band” sahne alıyormuş. (Alpay Çiftçi keman&gitar, Yavuz Darıdere trompet ve piano, solist Sevinç Yurdem). Program ise, tamamen eski Türkçe Pop 45’liklerin jazz yorumlarından oluşacak. Yani Ajda’lar, Nükhet’ler, Nilüfer’ler, Tanju Okan’lar havada uçuşacak. Dinlemeye doyum olmaz diye düşünüyorum. La Cigale Rezervasyon (0232) 421 47 80