İzmirli kazan, ben kepçe

Haberin Devamı

MAİLLER gelmeye devam ediyor. “Yerel seçimlerden sonra nasıl bir İzmir istiyorsun, nerede yaşamayı hayal ediyorsun? Yaz bana gönder, Güzin ablan derdine çare olsun” tadındaki yazımdan sonra epey bir dertlenen oldu. Elektronik posta ya da benim deyimimle “İzmir’e aşk mektubu” göndermeye devam edin. Ancak gözünüzü seveyim; 1. Kısa olsun, 2. Ayakları yere bassın. Misal, Fuar’ı yerle bir edip yerine üzeri açık kayak merkezi yapılsın diyen çıktı geçen hafta, sandalyemden düşüyordum. Belediyecilik de bir yere kadar kardeş, senin de dediğin o işe Dubai şeyhi El Mahdum bakıyor.
Konumuza dönersek, yazmaya devam ediniz. En son kendi görüşlerimi de bildirerek kapatacağım bu mevzu bahisi, merak etmeyiniz. O halde, mektuplara geçiniz:

Başkan’a haksızlık yapılmış
İzmir’le ilgili herkes bir takım hayallerini paylaşmış. Güzel de olmuş. Ama dikkatimden kaçmayan bir nokta var. Köşenizi sadece siyasi angajmanlarla doldurmaya çalışan bazı arkadaşlara fazla mı tolerans gösteriyorsunuz acaba? Zira Aziz Kocaoğlu’nun sokağa çıkıp halkın arasına çıkmadığını hangi tarafsız insan iddia edebilir. Korumalarını bile yanına almadan metro ile işe gelen, Buca’da Şirinyer Parkı’nda aniden karşıma çıkan, Kemeraltı’nda sık sık çay içerken, vatandaşlarla tavla oynarken gördüğüm bir Başkan’ın böyle insafsızca eleştirilmesi, biraz art niyetli bir yaklaşım değil mi?
Ali Özgüven

Haberin Devamı

Maliyeti az, işlevi çok; deniz otobüsü
Herkesin bildiği gibi İzmir bir liman kenti. Ama İzmirli denizden yeterince faydalanamıyor. Mithatpaşa Caddesi işlevini çift taraflı otoparklardan dolayı yitirmiş durumda. Bu caddenin araçlardan arındırılıp yaya yolu, yani sevgi yolu olarak düzenlenmesi burada oturan vatandaşları ve esnafı bir hayli mutlu edecektir. Otopark sorununu da deniz cephesindeki İZELMAN’a bağlı açık otoparkın yeraltına alınarak bir o kadar daha araca daha park imkanı sağlanmış olur. Kapatılan Mithatpaşa Caddesi’nin yoğunluğu haliyle Mustafa Kemal Bulvarı’na kaymış olacak. İşte buradan denizden faydalanma ortaya çıkıyor. Şimdi size maliyeti az işlevi çok bir öneri sunacağım. Narlıdere’den Alsancak limana kadar deniz otobüsü. Alt yapı olarak sadece şık modern duraklar, bir de küçük deniz otobüsleri. Kıyı boyunca takip edecek, her duraktan yolcusunu alacak, yolcu da trafikte sıkışmadan, çile çekmeden kitabını okuyacak ve kısa sürede işine gidecek. Bu sayede işine gücüne araçla giden vatandaşlar da araçlarını almayıp trafiği bir hayli rahatlatacaktır. Büyükşehir’in gündeminde olan Tramvay Projesi’nin yanında önerdiğim kıyı boyunca çalışacak deniz otobüsleri de gündeme alınırsa umarım İzmir’in bir kısmının da olsa trafik problemi çözülmüş olacaktır.
Murat Gökerti

Haberin Devamı

İzmir’i ranta teslim etmeyelim
İlk kimin söylediğini, ya da kime mal edildiğini bilmediğim bir söz var: Nasıl bakarsanız öyle görürsünüz. Kimi gün sıkıldığımız, ‘lanet olsun’ dediğimiz bu kent, işlerimizin yolunda gittiği başka bir gün, nasıl da güzel görünür gözümüze. Eğer her şeyde bir kusur aramaya koşullandırdıysak kendimizi, ne güzelim körfezde süzülen bembeyaz vapurun büyüleyiciliği, ne de o canım Saat Kulesi’nin etrafında uçuşan güvercinlerin sevecenliği çeker dikkatimizi. Gözümüz ya bir çukur arar yerlerde söylenmek için, ya da başka bir sorun. Derler ya, insan sahip olduklarının değerini kaybedince anlarmış diye. Yayımladığınız mektuplara bakıyorum da okuyucularınız haklı olarak hep bugünden daha başka olsun istiyor her şey. Peki, neden sormuyorlar, ‘50 yıl önceki tarihi doku ve sahildeki yalılar bugün yok’ diye. Çok iyi biliyorum ki, bu azgın “imar ve rant çeteleri” çepeçevre kuşatmışken dört yanımızı, inanın yarın bugünkünden daha iyi olmayacak. Seçiminizi sizlere daha çok yol, daha çok yapılaşma, içinde insan olmayan sahte bir zenginlik vaat edenlere değil, doğayı, çevreyi, tarihi dokuyu koruyacağına inandıklarınıza verin. Varsın biraz yavaş gelişelim. Ama gelişme uğruna kentimizin kalan yeşil alanlarını, son ormanlarımızı, sulak arazilerimizi, kuşlarımızı rant çetelerine teslim etmeyelim.
Işılay Su

Haberin Devamı

Birileri gizli gizli bizi mi okuyor?
Geçen hafta bir okurum demişti ki, Güzelyalı’dan Karşıyaka’ya öğlen seferi istiyoruz. Şak diye 2 yeni sefer koydu İZDENİZ. Bravo İZDENİZ! Demek ki, birileri gizli gizli bizi okuyor. Bence güzel haber. Karşının güzel okuru, sen de seferine sahip çık bir zahmet, kaldırılmasın. Benden bu haftalık bu kadar, gözlerinizden öperim.

Bahar Akıncı

DEVAM EDECEK

Yazarın Tüm Yazıları