Paylaş
ORADAN oraya koşturursun. Hayat yokuşa sürmeye bayılır işleri. Bunu halledeyim bitti derken, dur şunu da halledeyim dersin. O biterken beriki için e-posta kutunun ışığı yanıp sönmeye başlar.
İşte tam bu sırada, sen serseri mayın gibi koşarken yani, bir telefon gelir. Telefondaki ses der ki, “bırak oraya buraya koşmayı, en sevdiğin hastanede sen asıl buraya koş.”
An gelir, hayat durur. Hayat kendi projesini sahneye koyar.
Pazartesi günü canım babam merdivenden düştü.
Bir kaç parçalı kalça kırığı. Ağır bir kırık. Yaşı da ileri.
Ama dinç, cin gibi, nasıl esprili. “Bana güzel hemşireler baksın” diyor yattığı yerden. Kendine gelince erkek, 90’ında da erkek!
Siz bu satırları okurken inşallah sağ salim ameliyattan çıkmış olacağız.
Yaşadıklarımızı pazartesi anlatacağım. Ve kan bağışının dünyadaki her şeyden daha önemli olduğunu da.
Şimdilik bana müsade.
Birazdan ameliyatımız var.
Dua edin. Dualarınızı esirgemeyin.
Bahar’ın “Hakim Babası” derseniz, o dualar bizi bulur.
Kendinize, sevdikleriniz iyi bakın.
Paylaş