Lavanta Kokulu Kadınlar  

 

Vallahi de oluyor, billahi de oluyor.

 

Hem de hiç tahmin etmeyeceğiniz yerlerde.

 

Anadolu’nun orta yerinde.

 

Isparta’nın Keçiborlu ilçesinde, bir köyde.

 

Bir grup kadının inadı ve çabası, 250 nüfuslu köyü alıyor rüya gibi film platosuna dönüştürüyor. Filmlerde, belgesellerde gördüğünüz ya da o binlerce beğeni alan Provance temalı sosyal medya paylaşımlarının aynısı Isparta’da küçücük bir köyde yaşanıyor.

 

Köy, Haziran ortasından Ağustos başına, bildiğin çekim platosuna dönüyor. Benden bile peri kızı çıktı ortaya, düşünün yani.

 

Geçen yıl, hem de o kara tarihin (15 Temmuz) Türk turizmine bıçak gibi indiği yıl, tam 25 bin ziyaretçi gelmiş Kuyucak Köyü’ne. İşte hikaye tam da burada başlıyor.

 

Kendilerini ¨Lavanta Kokulu Köy¨ diye tanıtıyorlar. Ama asıl Lavanta kokan kadınlar. Lavanta kesen elleri, traktör süren gözleri, hasat zamanı nasır tutan avuç içleri.

 

Köy meydanında yaptıkları kendi yemekleri, mis gibi kahvaltıları, tarlalara kondurdukları dekoratif antika kapıları, tülleri rüzgarda uçuşan şadırvanları.

 

Buna bir de buna buram buram taze kesilmiş Lavanta kokusunu ve yarı beline kadar gelen mor renkli Lavantaların görkemini ekle.

 

Al sana hayat boyu unutamayacağın bir deneyim.

 

Çünkü her şeyi unutuyor insan beyni. Öyle programlı. Bir tek o deneyimlediği anın duygusunu ve beyne kazınan görselliği unutmuyor.

 

Misal, ben köyle ayak bastığım andaki şaşkınlığımı, tarlalara girdiğim andaki büyülenişimi sanırım unutamam hayat boyu.

 

Bir de Huriye Teyze ile traktöre atlayıp göl manzaralı tepedeki tarlaya doğru gün batımı gittiğimiz o anı. Çünkü traktör çocukluğum benim. İnsanın çocukluğunu mümkün mü unutması?

 

Hikaye nasıl başlıyor?

 

Kuyucak Köyü’nde aslında 45 yıldır Lavanta yetiştiriliyor. Ama anahtar, vizyonel bir Kaymakam. Gürkan Cunda. Türkiye’nin her ilçesine, köyüne, köşe bucağına lazım olan cinsten.

 

Köye ziyarete geldiği gün, çok etkileniyor ve hemen ziraat mühendisi Ali Sağdaş’ı çağırıyor. Kafa kafaya verip önce köyde zaten üretilmekte olan Lavanta Balı üzerine çalışıyorlar. Ardından diyorlar ki, bu böyle olmaz, bu köyün sınırlarını aşıp tüm Türkiye’de hatta yurt dışında, lavanta ile ilgili farkındalık yaratmamız lazım.

 

Topluyor kadınları, muhtarı, köyün ileri gelenlerini, Keçiborlu Yardımlaşma Derneğini; diyor ki, ¨Gelecek Turizmde¨ Projesine baş vuracağız. (¨Gelecek Turizm¨de, bundan 10 yıl önce T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve Anadolu Efes işbirliği ile başlatılan bir turizm kalkınma programı)

 

Bir sürü projenin arasından Kuyucak Köyü Lavanta Projesi galip geliyor. Ve başlıyor köyün kadınları eğitim almaya. Anadolu Efes Grubu ve TC Kültür Bakanlığı desteği ile köye giden gelen eğitiminin haddi hesabı yok.

 

Kooperatifçilik, Girişimcilik, Güzel Konuşma ve Diksiyon, Kırsal Turizm Etkinlikleri, Alan Rehberliği, Tıbbi- Aromatik Bitki Yetiştiriciliği, İşletmede Hijyen, Hediyelik Eşya Tasarımı... yazarken ben yoruldum!

 

Eğitimler, eğitimleri kovalıyor, köydeki evler rengarenk boyanıyor, köy meydanına güzel bir restoran inşa ediliyor, stantlar kuruluyor, köy sadece Haziran – Temmuz Ağustos’ta değil tüm yıl boyunca ziyarete hazır hale getiriliyor. 

 

Gürkan Cunda görev süresini tamamlayıp başka bir ilçeye tayin olsa da ardında son 2 yıldır kendine güvenen, ekmeğini taştan çıkaran, eli ekmek tutan ve turizm sayesinde geleceğe güvenle bakan kadınlar bırakıyor.

 

Nasıl gidilir?

 

Eğer uçak ile gidecekseniz, Isparta Havalimanı’ndan Kuyucak Köyü yaklaşık 30 dakika sürüyor. Sadece Gül ve Lavanta tarlalarını gezecekseniz (Gül Hasadı Mayıs’ta başlayıp Haziran sonuna dek sürüyor, Lavanta Hasadı ise Haziran sonu gibi başı başlayıp Ağustos başına dek sürüyor); Isparta Merkezinden günübirlik turlar da düzenlenmeye başlamış durumda.

 

Veya Türkiye’nin dört bir yanından pek çok tur acentesi Isparta’ya gül ve lavanta hasadı turu düzenliyor. Bunun için Google amcaya soru sormanız yeterli.

 

 

 

 

Benim tavsiyem ne?

Benim iki tavsiyem var.

 

1) İçinde Salda Gölü, Sagalassos Antik Kenti olan, Isparta Konaklamalı, Hatta mümkünse akşam Eğridir Gölü’nde yemek programının da içinde olduğu bir turu tercih etmeniz.

 

2) Isparta Havalimanı’ndan araç kiralayıp Kuyucak Köy’ünde güzel bir kahvaltı ile yolculuğa başlamanız.

 

Lavanta tarlalarında bol bol fotoğraf çekmeniz, köy kadınlarından lavantanın mucizelerini öğrenmeniz, ardından köye 1 buçuk saat mesafedeki Salda Gölü’nü ziyaret etmeniz.

 

Salda Restaurant’ta güzel bir balık ziyafeti çekebilir, sonsuz manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz.

 

Gün batmaya yakın da Sagalasos Antik Kenti’nin büyüleyici manzarası romantizminize eşlik edebilir. (Yazın 19.30’a kadar ziyarete açık)

 

Akşam yemeğinizi, Eğridir Gölü kenarındaki restoranlarda alabilirsiniz.

 

Ertesi gün de ver elini Gül üreticileri, gül tarlaları.

 

Nerede kalalım?

 

Isparta’da tavsiye edebileceğim otel Barida. Temiz, merkezi, konforlu.

Bir diğer önerim ise Cumbalı bir konukevi olan Nis Otel.

 

Nis Otel, Eğridir’de ama Isparta-Kuyucak Köyü - Eğridir üçgeni arasındaki toplam mesafeler 1’er saati geçmez. Akşam yemeğini de Eğridir’de göl manzarası ile alacaksanız, Nis iyi bir alternatif olabilir.