Paylaş
İstanbul’un Küçükçekmece ilçesinde bir Araştırma ve Eğitim Hastanesi. Yaşları 14 ile 17 arasında değişen yılda yaklaşık 500 kız çocuğu; hamile bırakılıp bırakılıp kürtaj için buraya getiriliyor. 150’si kayıt altına bile alınmıyor. Üstelik bu 150 kayıtsız çocuğun 39’u Suriyeli!
Yazıktır, günahtır kelimeleri lügatınızdan kalkalı ne kadar oldu beyler?
Türkiye’nin gündemine oturan 115 hamile çocuk ile ilgili kayıtların polise bildirilmediğini ortaya çıkaran isimse, hastane personeli İclal N.
Hastanede soysal hizmet uzmanı olarak Mayıs 2017’de göreve başlıyor.
Astsubay bir baba ve ev kadını bir annenin çocuğu.
Cinsel istismar mağduru çok sayıda çocuk ile birebir görüşüyor.
“16 yaşındaki hamile bir kız doğum için bizim hastaneye geldi. O sırada doğumhaneye ben de indim. O gün korkudan çığlık çığlığa ağlayan o kızın
sesi hâlâ kulaklarımda. O çocukları düşündükçe bu işin peşini bırakmamaya karar verdim.”diye anlatıyor dün Hürriyet’ten Dinçer Gökçe’ye.
Helal olsun. Seni yetiştiren anneye de babaya da. Sana da.
Yılda 500 hamile çocuk, üstelik sadece tek bir hastanede!
İclal’in Hastanesin Sosyal Hizmetler Biriminde çalıştığı “5 ay 9 günlük süreçte hastaneye gelen 18 yaşın altındaki hamile çocuk sayısı 250 civarında. Yılda yaklaşık 450-500 hamile çocuk demek bu. Üstelik büyük bir çoğunlu 15 yaşın altında.
Bu nasıl olabilir?
İstanbul’da kaç Araştırma ve Eğitim Hastanesi var, bu sayıyı hastane sayısı
ile mi çarpacağız, nasıl olacak, yılda kaç 18 yaş altı kız çocuğu imam nikahı
ya da tecavüz yolu ile hamile bırakılıp kürtaja mecbur kalıyor bu ülkede?
Bu utancı nasıl taşıyacağız, o çocukların vebali ne olacak?
İclal anlatmaya devam ediyor:
¨Bu çocuklardan 115’i için emniyete bildirimin yapılmadığını tespit ettim.
Diğer çocuklar için bildirim yapılmış.
115 çocuk ile ilgili emniyet birimine bildirim yapılmadığı gibi,
hastane polisinin protokol defterinde de kayıtları yok.
Yaptığım tespiti tutanak altına alarak başhekim yardımcısı A. A.’ya bildirdim. Tutanağın tarihi 12 Haziran 2017. Ancak bu tutanak ile ilgili bir işlem yapılmadı.
En son, dilekçe ile başvuruda bulundum. 15 gün içinde dilekçeye yanıt verilmesi gerekirken yine yanıt gelmedi.
29 Eylül günü başhekim yardımcısı A.A.’nın odasına giderek sözlü olarak da dilekçenin akıbetini sordum.
Bu görüşmeden 3 gün sonra görev yerim değişti.
Hastane binasının dışında Sefaköy’de bulunan Toplum Ruh Sağlığı Merkezi’nde görevlendirildim.
Bu birime görevlendirildikten sonra avukatımla da konuşarak konuyu savcılığa bildirmeye karar verdim.
Elimdeki listeler, tutanakları diğer evraklarla birlikte savcılığa başvurduk. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı ihbar dilekçemden sonra,
3 Ekim günü ifademi de aldı.”
Türkiye ayağa kalktı, yetmez!
Bu utanç bizim. Hamile kalıp koyun gibi bu hastanelere getirilen
Türk kızlarının da Suriyeli çocukların da vebali hepimizin boynunda.
Daha vahim olan ise şu:
Hastanenin savunma mekanizması.
Deniyor ki, 15 yaş altı tüm çocuklar zaten devlete bildirildi.
15-18 yaş arası hamile çocukların ise eğer bir şikayet yoksa
Devlet’e bildirme zorunluluğu yok.
Bu doğru mu gerçekten, böyle bir kanun, böyle bir yasal boşluk olabilir mi bu ülkede? Lütfen bir Hukukçu çıkıp bunun doğru olmadığını söylesin, Allah aşkına ya!
İlk kez ve nihayet, bir Bakan’dan üzüldüm kelimesini duydum.
Tüm bunlar olurken dün akşam saatlerinde Sağlık Bakanımız Ahmet
Demircan’dan bir açıklama geliyor.
"Öncelikle olay ile ilgili çok üzüldüm.¨ diyor. ¨Görevi ihmal eden
karşılığını öder. İhmali olan var mı, noksanı olan var mı incelenecek.
Bilgilerle ilgili gerekli araştırmalar yapılıyor. Bu çalışma bittikten sonra
kamuoyuyla bu sonuçları paylaşacağız.
Hastanın haklarını korumak zorundayız. Bu, ruhsal bir travmadır.
Gelişimini tamamlamamış çağdaki bir çocuğun böyle bir şeyle karşı
karşıya kalması çok ağır bir travma. Bu vakada ne olmuş
inceleyeceğiz" diye konuşuyor.
İlk kez Türkiye Cumhuriyeti’nin bir erkek bakanından, ¨çok üzüldüm¨
ile başlayan bir cümle duydu bu kulaklar. İlk kez biraz olsun inandım, inanmak istedim.
Bu da bir şeydir.
Bekliyoruz.
Sonuçları.
Bu çocuklara psikolojik destek verilmesini.
18 yaş altı hamile bırakılan bu bayrak çatısı altındaki
her çocuğun yaralarının devlet tarafından sarılmasını.
Diğer şehirlerdeki vakaların ortaya çıkarılmasını.
Adaletinize inanmak için bekliyoruz
Paylaş