Zavallı insan...

“İhtiyaçların pençesinde kıvranan insan, özgür insan değildir.” (Leo Huberma)

Haberin Devamı

Amerikalı gazeteci ve yazar Leo Huberman’ın ‘Sosyalizmin Alfabesi’ isimli kitabından alıntıladığım giriş cümlesine bir noktada katılmadığımı belirtmek isterim... Katılmıyorsan o halde niye alıntılıyorsun be şaşkın! Çıkışınızda haklı olabilirsiniz... Bana göre Huberman’ın benzetmesi çok zarif ve yumuşak bir etki yaratıyor. İnsanı silkeleyecek cinsten sert, hatta kaba, sarsıcı ve üzücü etkisini göstermeli, onurunu zedelemeli belki de... Ve insanı kendine geri getirmeli. O yüzden çoğumuzun kendimiz için kullanılmasından hazzetmediği bir benzetmeyi katmalı. ‘İhtiyaçların pençesinde kıvranan insan, zavallıdır’ deyimi bana göre daha uygun. ‘Zavallı’ biz insanlara her zaman ağır gelen bir kelime olmuştur. Arapça’da ‘tükenmek’ manasındaki ‘zeval’ kelimesinden türemiş ve çoğunlukla ‘çaresizlik, güçsüzlük’ nitelemelerinde kullandığımızı acizlik ifade eden acıma sözcüğü. Özgürlüğün ne demek olduğuna gelecek olursak... Gerçek anlamda cevabını verebilir misiniz emin değilim... Ancak, çoğunuzun özgürlüğün eş anlamlısı yani bağımlı olmama durumunun karşılığı olan ‘bağımsızlık’ kelimesini kullanacağınızı biliyorum. Peki, hakikatten öyle misiniz? Siyasal anlamda sormuyorum elbette... Toplumsal yaşam kurallarının sizi kısıtlayıp kısıtlamadığından da bahsetmiyorum... Aile içi disiplinden ya da eş, dost akraba arasındaki iletişiminizin niteliği ile de ilgilenmiyorum... Kendi içinizde özgür müsünüz? Kendi kendinize kurguladığınız serbest yaşamınızdaki durumunuz nedir? Eve giriş çıkış saatlerindeki özgürlüğünüz de değil kastettiğim... Yeme, içme, giyinme, barınma gibi gerçek anlamdaki ihtiyaçlarınızı da sorgulamıyorum? Çok da ihtiyaç olmayan ihtiyaçlarınız...Sizi özgürlükten alıkoyan ‘zavallı’ bağımlılıklarınız hangileri onları merak ediyorum... Konfor, güç, makam ya da para?

Haberin Devamı

DİNAMİK VE YEPYENİ NESİL ‘BENTO GRİ’

Zavallı insan...

Bilkent ve civarında epeydir beğendiğim bir mekân olmamıştı. Bilkent 2 olarak bilinen Park Sitesi’nin eski ve küçücük çarşısında hem yepyeni nesil hem de dinamik mi dinamik bir yer keşfettim. Hoop Burger Hüseyin önerdi, gittiğimde bu kadar etkileneceğimi düşünmüyordum ancak önce dükkânın tasarımı ve tarzına, sonra sevgili şefler Yiğit Demirbüken ile Cem Barış Temel’in alçak gönüllülüğü ile ellerinin lezzetine ve son olarak da tattığım yemeklere ayrı ayrı tutuldum diyebilirim. Pırıl pırıl üç genç vardı tezgâhın arkasında. İkisini yazdım, üçüncüsü ise sevgili Cem’in İstanbul’dan ziyarete gelen güzel kız arkadaşı Ezgi. Hepsi de o kadar içten ve samimiydi ki pişirdikleri yemeklerin içeriğini merak etme gereği bile duymadım zira onların insani içerikleri beni fazlasıyla tatmin etmişti.

Haberin Devamı

YİYECEKLER ŞAHANE

Zavallı insan...

Bento’nun kelime anlamını Japon mutfağı tutkunları mutlaka bilirler. ‘Sefer tası’ olarak çevrilse de birkaç çeşit yemeğin bir arada bulunduğu kap gibi düşünebilirsiniz. Sevgili Yiğit önerdi ve Cem’le birlikte ‘Klasik Bento’ ile ‘Junk Bento’ pişirdiler... Toplam 7 dakika sürdü... Klasik olan Bento’da ‘el yapımı noodle, Togarashi (baharat karışımı) teriyaki sos, coleslaw (lahana salatası), nefis turp turşusu ve Çin böreği vardı. Daha çok ergenlerin hoşuna gidecek ‘Junk (abur cubur) Bento’da ise ‘Udon (Japon Eriştesi)’, çedarlı beşamel sos, salamurada bekletilmiş ve derin yağda kızarmış tavuk parçaları, kapari, limon kabuğu rendesi... Paslanmaz çelik bentolarda ve yine paslanmaz çubuklarla yedim... Mutlaka gitmelisiniz... Genç şeflere ve nefis bentolara bayılacaksınız...

Haberin Devamı

VEGAN ESNAF LOKANTASI ‘GABO KITCHEN’

Zavallı insan...

Zavallı insan...

Kolombiyalı ünlü yazar ‘Gabriel Garcia Marquez’in lakabı ‘Gabo’dan esinlenerek adı konulan Bahçelievler Şehit Temel Kuğuoğlu Sokak’taki restorana vegan olmayanlar da müptela. Ankara’nın en keyifli vegan restoranı desem abartmış olmadığımı Gabo’nun müdavimleri de hemfikir olacaktır mutlaka. Gabo’da yediğiniz yiyeceklerin genelde tencere yemeği olması ile ilgili bir çekicilik var. İçli köfteden (Yahudi köftesi), sarmaya, Kayseri yağlamasından, karnıyarığa kadar bilinen geleneksel yemekler çok fazla lezzet farkı olmadan pişiriliyor olması buna sebep diyebilirim. Vegan olmayanların da rahatlıkla tüketip keyif alacağı lezzetini sevmemek mümkün değil. Vegan olmayanından daha sağlıklı olması da cabası... Çoktandır uğramamıştım gittiğimde sevgili Merve Yavuz, karnıyarık, pilav ve cacık önerdi. Tatlı olarak çikolata tanecikli soğuk baklava aslından daha da şahaneydi.

Yazarın Tüm Yazıları