Paylaş
‘Okumak’ eskiden sadece ‘Okula gitmek’ olarak algılanırdı. Şimdilerde bu algı, çeşitlilik olarak bir nebze değişmiş olsa da her anlamda okumanın gerekliliğini ise henüz kavramış değiliz. Okumanın cinsiyetinin olmadığını, bir etnik kökene veya inanca bağlı olmayı gerektirmediğini... Okumanın özgür ve tarafsız düşünceyi de oluşturduğunun farkındalığıyla kavramak gerekiyor. Roman, öykü, şiir gibi her türden kitaplar okumak. Dergi, gazete, vs. Makaleler, kronikler, günlükler, seyahat notları, yemek tarifleri... Atasözleri, deyimler, arzuhaller... Uyarı levhaları dahi okunabilecek nitelikte eğitici ve öğretici özellikler taşıyorlar... Toplum olarak yukarıda saydığım okumalara rağbet etmeyerek ‘Niyet okumayı’ tercih etsek bile... Ben gerçek anlamda okumanın insanı her yönüyle geliştirdiğini söylemek istiyorum. Sağır sultan bile duymuştur mutlaka... Ve hatta... Sağır sultan, okumanın insana sorgulama alışkanlığı kazandırarak düşünmeye teşvik ettiğini duymuş olsa bile... Aha buraya da yazıyorum. İnanın bana sevgili dostlar okudukça küçüleceksiniz... Yanlış anlamayın lütfen... ‘Ben her şeyi biliyorum zaten... Okumaya ne gerek var?’ kibrinden okudukça ‘Pek de bir şey bilmiyormuşum, bildiklerim de eksikmiş’ alçak gönüllülüğüne terfi edeceksiniz... Her şeyden önce düşünmeyi öğrenmek için düşünceli olmayı, duyarlılığı, eşitliği, adaletli olmayı, emeğe saygıyı, doğayı, evreni öğrenmek için okumalı... Ve tabii ki okuduklarımızı da anlamalıyız... Bu yazıyı okuyup okumayacağınızdan emin değilim ama olur da gözünüze ilişir ve üşenmezseniz... Köşenin tamamını 3 dakikada okuyabiliyorsunuz. Gerçi pek fazla fotoğraf olmuyor ama fotoğraflara bakıp niyet okumaya çalışmayın lütfen... O-ku-yun...
‘BANA İYİ GELEN DUYGULARI TAŞIYORSUN...’ TARIK TUFAN
Tarık Tufan-Aziz Devrimci
Söze okumakla girdik, okumanın altını kalın kalemle çizen bir etkinlikten bahsetmeden geçemeyeceğim. Geçtiğimiz salı günü Başkent Kültür Yolu Festivali kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı, ‘Kütüphane ve Yayımlar Genel Müdürlüğü’nün düzenlediği edebiyat söyleşisine katılmak üzere Ankara’ya gelen yazar ‘Tarık Tufan’ı dinleme ve tanışma fırsatım oldu. Milli Kütüphane’deki Konferans Salonu’nda düzenlenen söyleşinin, gerek yazar Tarık Tufan’ın radyo ve televizyonculuktan kaynaklanan salon ve sohbet hâkimiyeti, gerekse yazarı dinlemeye gelen edebiyatsever okur kitlesinin donanımlı oluşu, salonda şahane bir atmosfer oluşmasına sebepti, dinleyen herkesi mest etti diyebilirim. Yazarlığının yanında senaristliğinde de başarılı ve ödül sahibi Tarık Tufan’ın ülkemizde de var olan ‘Best seller’ yani çok okunanlar listesindeki yerini pekiştirdiği Doğan Kitap’tan çıkan ‘Aşıklara yer yok’ isimli son kitabından vurucu bir anekdotu başlıkta da okudunuz. Yineliyorum...Okuyun.
ÜZÜMLÜ KRUVASAN (MINI PAIN AUX RAISINS)
Portakal Çiçeği, Ansera Çarşısı’ndaki ‘Sezgice’yi biliyorsunuz... Birkaç ay önce nefis ekmeklerini yazmıştım. Hani şu keçi peynirli, köy biberli, ekşi mayalı ekmeğini unutamadığım fırın. Sevgili Sezgi resmen kendini ekmeğe ve ekmeğini sevenlere adamış desem abartmış olmam. Son uğradığımda kimse ekmeksiz kalmasın diye salı günleri yaptığı izni bile kaldırdığını söyleyince şok oldum. ‘Rengi benzi solmuş bir insan ne kadar dayanabilir?’ sorusuna cevap veremedi. Neyse ki rica minnet tatilini geri koymuş... Sevindim. Son yıllarda popüler hale gelen kruvasanlar endüstriyel üretilmeye başlandığından beri hiçbir yerde yemiyorum. Sevgili Sezgi, sosyal medyası @sezgice sayfasında paylaşınca dayanamayıp gittim. Kendi elleriyle açarak ürettiği ‘Üzümlü kruvasan’ mutlaka efsaneleşecek, lezzetinden anladım. Hafta sonları saat 11.00 gibi tezgâha çıkıyor, geç kalırsanız bitiyor... Erken gidin tadı damağınızda kalmasın.
YEŞİL AŞKINA ‘JUJU FRESH’
Çok sevdiğim butik yerlerin listesine rahatlıkla girecek, benim yeni keşfettiğim ancak 2015 yılından beri Üsküp Caddesi’nde (Eski Çevre Sokak) var olan sağlıklı bir mekân ‘Juju Fresh.’ Şahane enerjisi ile hazırladığı her şeye ayrıca lezzet ve enerji katan bir kadın ‘Ekin Döğüşçü’nün kendi elleriyle hazırladığı soğuk sıkım meyve ve sebze suları ile biliniyor. Doğal ve bilinçli beslenmeyi bilen çoğu insanın seveceği cinsten yiyecekler de hazırlayan Ekin Hanım, üretimlerini sıfır atık ve sürdürülebilirlik esasla yapıyor. Menüsünü incelediğimde içeriklerine ve özellikle de isimlerine bayıldım. Mesela ‘Yeşil Aşkına’ isimli içecekte karalahana, elma, kivi, ıspanak, kereviz sapı, salatalık, maydanoz, marul, limon, zencefil var. Bir başka güzel ‘Bahar Uyandıran’ isimli içeceğin içeriğinde ananas, elma, nane ve limon var. Tüm meyve ve sebzeler doğal bahçelerde yetişmiş hepsi soğuk yani özütünü kaybettirmeyen yöntemle sıkılıyor. Uğramanız sağlığınıza yarar.
Paylaş