Paylaş
“İyi ki geçiyorsun zaman. Ya acının en derinime işlediği bir anda donsaydın” (Mevlana Celaleddin-i Rumi)
Bodrum’da yaşayan çocuklarımı görmeye gidecektim, ikiz kızlarım ‘Asya ve May’ telefonda “Babacığım geldiğinde, komşumuz Levent abiyle tavla oynar mısın?” sorusunu sordular. Komşu Levent abiyi sevdiklerinin işaretini vermişlerdi. “Elbette oynarım” derken ben de sevmiştim. Bodrum’a gittim tabii, ama çocuklarla birlikteyken zaman hızlıca akmış Levent abiyle tavla oynamak, sadece sözde kalmıştı. Birkaç ay sonra, kızlardan biri yine telefondaydı “Baba” dediğinde işittiğim ses tonu minik yüreğinin buruk yankısıydı. “Hani, Levent abiyle tavla oynayacaktın?” soru cümlesinde bir sitem tınısı da vardı. “Bir dahaki gelişimde, söz” dedim. “Oynayamazsın artık, çünkü o öldü baba” dedi. Donup kalmıştım, kızımın sitemli sözleri birer gözyaşı damlası gibi yüreğime akmıştı. Lütfen sevgiyi, insanları ve zamanı ertelemeyin!
“PINAR MARO”
“Olmamış olamaz, bir kez olmuşsa olan” (W.Shakespeare)
BAŞLIKTA yazdığım ‘mutluyken zaman hızlı akar’ cümlesinin ve aynı adı taşıyan kitabın yazarı. St.Benoit mezunu, Boğaziçili psikolog, Adanalı, gezgin, gurme, amazon kadın ve kitabının esas kahramanı, en sevdiği kişisi, benim de tavla oynayamadığım Celaleddin Levent Maro’nun sevgili eşi. Zamanın hızla aktığını hissettiği anlarda mutluluğun da akıp gittiğini fark etmiş. Kadının toplumdaki algısını kırmak, tek başına ayakta durmak, hasta yakını olmanın psikolojik baskısının, iliklere kadar işleyen şiddetini bertaraf etmek ve yuva kurmanın güvenli limanına yanaşmak için verdiği mücadeleyi anlatıyor. Yanaştığı limanda yakaladığı mutlulukla beraber gelen felaketi tarif etmek için sorduğu soru ise can yakıcı; “En sevdiğinizle, aynı çatı altında ha öldü, ha ölecek diye yaşadınız mı?”
MASA DA MASAYMIŞ HA!
“Adam yaşama sevinci içinde masaya anahtarlarını koydu. Bakır kâseye çiçekleri koydu. Sütünü, yumurtasını koydu. Pencereden gelen ışığı koydu. Bisiklet sesini, çıkrık sesini, ekmeğin, havanın yumuşaklığını koydu. Adam masaya…” diye başlayan, “Masa da masaymış ha! Bana mısın demedi bu kadar yüke. Bir iki sallandı durdu. Adam ha babam koyuyordu”, dizesiyle son bulan Edip Cansever şiirini okumanız gerek. İnsan ruhunun kimliğini bulması, girdiği bedeni anlaması ve kendini sorgulayarak barışmasına yardımcı, samimi ve direkt olarak insan ruhuna hitaben yazmış büyük üstat. Editörlüğünü başarılı oyuncu ve yazar sevgili İclal Aydın’ın yaptığı ‘Mutluyken Zaman Hızlı Akar’ kitabında, belki de durduramadığı zamanla yüzleşmek ve barışmak için, Edip Cansever’in şiirinde olduğu gibi, her anını açık yüreklilikle masaya dökmüş Pınar Maro. Mutluluğun ve yaşamın sınıfının olmadığını göreceksiniz, okuyun ve okutun.
BÖREK ÇORBASI
Pınar Maro, hem pişiriyor hem de iyi yemeği yerinde keşfediyor. @pinarmarogourmet, sayfasında yemek tarifi paylaşıyor. Memleketine has geleneksel börek çorbasının tarifini verdi, “İyi yaparım” böbürlenişinde, Adanalılık vardı. Tarifi kendi cümleleriyle aynen aktarıyorum. “Bol tereyağında acı biber salçası, haşlanmış nohut ve kuru naneyi cazırdatacaksınız. İçine et suyu ve limon ilave edilecek. Sulu bir çorba kıvamında olmalı, onun için et suyunda elinizi bol alıştırın. Malzemeler fokurdayınca, bohça şeklinde hazırlanmış minik mantıları ilave edeceksiniz. Mantılar et suyunun üstüne çıkmışsa servise hazır demektir. Adana’da bu yemek ekşili olduğu için yoğurtsuz yenilir, sizin paşa gönlünüz bilir. Çok ısrar ediyorsanız, sarımsaklı yoğurtla da deneyebilirsiniz, ama usulden değildir.”
KREM KARAMEL
Unutmuştuk! Sağ olsun sevgili Pınar hatırlattı. İlk yaptığı tatlıymış, kendi cümleleriyle aynen aktarıyorum. “Yarım bardak su ve yarım bardak şekeri birkaç limon damlasıyla karamelize edin (bildiğiniz ağda). Varsa krem karamel kaplarının dibine, yoksa fırına girebilecek herhangi bir kabın tabanına dökün. Diğer tarafta, 6 yumurtayı, 1 bardak şeker ile çırpın, vanilya ilave edin, yoksa limon veya portakal rendesi de olur. 5 bardak sütü ilave edin. Karışımı karamellediğiniz kaplara paylaştırın. Sonra kabı su dolu bir tepsiye (kenarı kalın olacak), oturtun. 140 derecede 3 saat pişecek. Asla su kaynamayacak, kaynarsa dokusu bozulabilir, ara sıra buz atabilirsiniz. Pişince, çıkarıp buzdolabına koyun.”
Paylaş