Paylaş
Hayda! Bu nedir ki? Bu da nereden çıktı şimdi? Serzenişlerinizi duyar gibiyim. Merak etmeyin. Aslında bilmediğiniz, yabancı olduğunuz bir durum değil. “Klimataryen” olmak, iklim dostu tüketici olmakla aynı anlama geliyor. Başta çiftçiler olmak üzere yaşanan iklim değişikliği ve küresel ısınmanın son yıllarda hayatımıza giren bir karabasan olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunun sebeplerinin en başında, çok fazla enerji gerektiren endüstriyel gıda ile konvansiyonel hayvancılık üretimleri olduğunu da bilmeniz gerek. Endüstriyel ürünlerin, üretim aşamasından paketlenmesine, sevkiyatına, oradan da tüketiciye ulaşmasını sağlayan devasa marketlere gelene kadar oluşan atık ve harcanan enerjiyi düşünsenize... (İnşaat, karayolları, yakıt, ağaç kesimi, hayvan ölümleri vs.) Bunların tümü atmosfere karbon gazı açığa çıkmasını ve sera etkisine yol açarak küresel ısınmayı tetikliyor. İçiniz karardı değil mi? Başka türlü nasıl olabilir ki? Sorusunu da sorduğunuza eminim. Cevabı belli: “Klimataryen olun.” Marketlerden alışveriş yapmayarak yukarıda saydığım tüm olumsuzlukları kendi adınıza bertaraf edebilirsiniz. Dolayısıyla enerji tüketiminiz ile karbon ayak iziniz azalacak. Yiyecek atıklarını azaltın, sorgulayarak alışveriş yapın. Yani doğaya saygıyla üretilen ürünleri tercih edin. En önemlisi de lokal ve yerli ürünler tüketin. Çok değil, belki de 30-40 yıl öncesine gittiğimizde atalarımızın ismi konmasa da bu yöntemle beslendiğini göreceksiniz. Yoksa yine çok değil, 30-40 yıl sonrasına gittiğimizde torunlarımızın açlık ve susuzluktan kırıldığını göreceğiz.
AÇIK GIDA AĞI
Son birkaç yılda ve özellikle pandemi sebebiyle gündeme oturan, önce dışarı çıkamayışımızı kullanan, sonra da üzerimize çöken miskinlik ve tembelliği kalıcı hale getiren çevrim içi alışveriş ve sipariş sitelerini sevmiyorum. Bunların hepsi, yukarıda bahsettiğim endüstriyel yok oluşun tetikçileri konumundalar. “Yerel, adil ve temiz” gıda ve üreticilerinin bir arada olduğu doğaya saygılı bir platform hayal etmiştim. Dönemine uygun üretim, hasat ve tüketimin bilinçli yapılabildiği bu platformun varlığını keşfettiğimde havalara uçtuğumu söyleyebilirim. Orijinal ve dünyadaki bilinen adı “Open Food Network” Avustralya’nın Victoria eyaletinde yerel gıda üreticilerini desteklemek amacıyla kurulan bu yazılım platformu, şimdilerde Türkiye’nin “Açık Gıda Ağı” ismiyle içinde olduğu 20 ülkede daha gönüllü faaliyet gösteriyor. Bu platformda dükkan açan yerel üreticiler, katkıda bulundukları sadece yüzde iki gibi düşük bir oranla platformun ayakta kalmasını sağlıyorlar. Buradan alışveriş yapan bilinç düzeyi yüksek tüketicilerin de katkısı çok büyük olacaktır. www.acikgida.com adresini tıkladığınızda Anadolu’nun yerel üreticisine can, kendi sağlığınıza da canan olacaksınız.
İSTANBUL’DA ‘TOPLULUK PAZARI’
Anadolu’nun çeşitli şehir, kasaba ve köylerinden yaklaşık 140 civarı yerel üreticinin aracısız tüketiciye ulaşmasını sağlayan “Açık Gıda Ağı” bünyesindeki “Topluluk Pazarı” İstanbul ve civarı lokal ve doğal üreticilerin ürünlerini sergilediği, tanıttığı bir buluşma gerçekleştiriyor. Her cumartesi günü Kadıköy, Fenerbahçe’deki “Eppek” ekmek fırınında gerçekleştirilen buluşmalarda ürün tanıtımlarının yanı sıra “Açık Gıda Ağı”nın ve sorgulayan bilinçli tüketicinin gelişmesi ile ilgili konuşmalar da yapılıyor. “Açık Gıda Ağı”nın Türkiye’deki kurucuları Batuhan Durak ile Gülüm Baran’ın aralarında olduğu genç, dinamik, duyarlı ve en önemlisi doğaya saygılı geniş bir gönüllü ekibin olduğunu bilmeniz gerek. Siz de bu ekibe ait olmak isterseniz, gıda da açık, gönüller de.
ANKARA’DA ‘KIR ÇOCUKLARI’
Ankara’nın ilk ve tek “Cittaslow(sakin şehir)” şehri “Güdül” ilçesi, Tahtacıörencik köyünde kurdukları “Tahtacıörencik Doğal Yaşam Kollektifi(TADYA)” bünyesinde, Güdül ve çevresinin hem sükunetine hem de doğa dostu üretim yapılmasına ön ayak olanların içinde yer aldı “Kır Çocukları”. ODTÜ öğretim üyesi Ceyhan Temurci ile sevgili eşi Nihal Poyraz Temurci, yıllardır süregelen doğa ve doğal üretim tutkusunun bir meyvesi de diyebiliriz “Kır Çocukları” için. Tahtacıörencik köyünde “TADYA”yı oluşturan 15 aileden bir kaçı ile birlikte, topluluk destekli tarım, katılımcı güvence sistemleri gibi agroekolojik çözümlerin güçlenmesi ve dayanıklı yerel gıda sistemlerinin yaygınlaşması için çaba gösteriyorlar. “Kır Çocukları”, ürettikleri doğal merhemler, sabunlar ve kimyasal içermeyen kozmetik ürünleri, marmelat ve değişik sosları aracısız tüketiciye ulaştırma hedeflerini “Açık Gıda Ağı” ile sağlıyorlar. “Kır Çocukları” çok naif bir anlam çağrıştırıyor, aslında hepimizin içinde kırlarda koşma hevesi yok mudur? Düşünün derim.
Paylaş