Paylaş
Size güzel bir dünya hazırlayamadık çocuklar. Yüzünüze farklı söyledik, arkanızdan iş çevirdik. Ne mi yaptık? Size yalan söyledik, siz uyuyun diye mutlu biten masallar uydurduk. Sizi yok saydığımız dünyada hedefimiz ölümsüzlüktü ancak başkalarını öldürerek bulmaya çalıştık. Hırsımıza yenik düştük, para için savaştık, güç için savaştık, siz bizi izlerken ya öldünüz ya da nefreti öğrendiniz. “Bir daha mı geleceğiz dünyaya?” deyiminin önderliğinde, size üretmeyi değil tüketmeyi öğrettik. “Benden sonra tufan” dedik, güya sizin için hazırladığımız dünyada, yaşam kaynağımız suyu neredeyse tükettik, sevginin kaynağı diğer canlılar, ağaç, yaprak, rengârenk çiçekler, tükenmek üzere. Oysa ki; bencildik, ölümsüzlüğü kendi şahsımız için ararken, siz aklımızda bile yoktunuz. Ölümsüzlüğün; aslında sizin geleceğinizi hazırlamak olduğunu kabul etmek istemedik. Biz yetişkinlerin içinde ihanet var çocuklar, ben olsam bizi affetmem, çünkü; Size paranın hâkim olduğu hastalıklı bir dünya bırakıyoruz. En iyisi; Siz bize bakmayın çocuklar! Kitap okuyun, kitaplar okuyun, biz olamadık, siz insan olun! 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nız kutlu olsun.
ELAZIĞ GÜVECİ
Geleneklerimizin bizi geleceğe güvenle taşıdığına inanıyorum. Kanaatkâr düşüncenin yarattığı geleneklerimizde öncelikle sevgi var. Saygı, hem kişide hem de toplumda dikkate alınmış. Üretim var, paylaşım var, çevreye ve diğer canlılara karşı duyarlılık var. Tüketim de var elbette, ama savurganlık yok. Yetinmek var, “kara gün” hesabı var, geleceğin aydınlanması ile ilgili yapılan fedakârlıklar da var. Gelenekleri ve geleneksel yemekleri yaşatma konusundaki hassasiyetini bildiğim sevgili hocam Semahat Sanaç’ın “Patile”sinde ramazan menüsüne koyulan “Elazığ güveci” gerek hazırlanışı gerekse lezzeti açısından yukarıda geleneklerle ilgili sözünü ettiğim tüm özellikleri barındırıyor. Anne Patile, Birlik Mahallesinde kızı Ümitköy’de, geleneksel ramazan sofrasına yakışacak yemekler pişiriyorlar, siz de onlara uğramayı gelenek haline getirin, hakkediyorlar
LEVREK PİRZOLA
Ramazandan önce epeydir uğramadığım deneyimli balıkçı Savaş Ülgü’nün eski Çevre sokaktaki “Arasıcak” balık lokantasına uğradım. Denememi istediği “levrek pirzola” pişirilişindeki ustalığı ve lezzetiyle adeta nefesimi kesti. Uzun zamandır alamadığım balık yemek hazzının Arasıcakta yeniden canlanması ile kendime gelmiştim. Ramazan ayının ilk haftasını geçtik onuncu gününe yaklaşıyoruz. Muhtemelen bir haftadır sofralarınızda et ağırlıklı yemeklerin hâkimiyeti vardır. Et yemeklerine biraz ara verip bol yeşillikle birlikte balık yemeklerine yönelerek bu tekdüzelikten vazgeçmeniz halinde midenizin erken bayram yaşaması kaçınılmaz olacak. Çocuklarınız balık konusunda mırın kırın ederse “Arasıcak”, çeşitli balıklardan hazırladığı burgerleri de şahane yapıyor. Ya kendiniz gidin veya sipariş verin, mideniz bayram etsin.
SOĞUK BAKLAVA
Baklavanın gelenekselliği konusunda hiç kimsenin kuşkusu yoktur. Yapılışında kullanılan malzemenin (iyi fıstık, iyi yağ, hakiki şerbet) kalitesi ile baklavayı sevgiyle açan ellerin tadından, doğru orantılı lezzet aldığımız bu geleneksel tatlıyı, sevmeyenimiz de yoktur. Son zamanlarda belki de yeni nesil için güncellenen bir baklava türü olan soğuk baklavanın iyice yaygınlaştığını görüyorum. Yufka ve fıstığa ilaveten süt ve çikolatanın da verdiği soğuk ve leziz hazzı yeni nesil gibi ben de sevdim. Neredeyse tüm baklavacılarda farklı şekilleri yapılan soğuk baklavanın esas mucidi, ürün patentini de alan Çukurambar’daki baklavacı Sıtkı Usta. İftardan sonra tadına bakın, seveceğinize eminim.
HATIRLI KAHVE
Eğer farkındaysanız, kahvenin duygusu bambaşkadır. Öncelikle saygıdır, hoşgörüdür, gelenektir. Dinginliktir kahve, sohbettir, sükûnetle dinlemektir, anlamaktır. Her yudumu güzel duygular yüklerken, bana göre insan olmayı da körüklüyor. Ankara’nın Cumhuriyet kadar eski kahvecisi unvanlı Hacı Bayram’daki “Gül Kahve” 100’üncü yılını kutluyor. Üçüncü kuşak kahveci Ahmet Hamdi bey de 51’inci yılında bu kokuyla büyümenin gururunu yaşıyor. Kahveyi sevmeyenlere sitem ediyorum, Gül Kahve’ye gidin ve deneyin, sohbetine de tadına da müptela olacaksınız.
Paylaş