Gökkuşağındaki renkleri sayabilir misin?

“Kitaplarla, resimlerle, güzel şeylerle dolu olan, insanların alçak sesle konuştukları, kendilerinin ve düşüncelerinin temiz olduğu bir havayı solumak istiyorum.” (Jack London)

Haberin Devamı

Çok kirlendik çoook... Evet evet bayağı kirliyiz ve her şeyi de kirlettik haliyle... Bildiğiniz anlamıyla değil bu kirlilik... Yıkanmadığınızdan, hamama gitmediğinizden ya da evde duş almadığınızdan bahsetmiyorum... Bedenleriniz kirli olmayabilir ancak bu sizin steril olduğunuz anlamına da gelmiyor... Nazar veya göz değmesi kirliliği de değil... Sirkeli suyla durulansanız bile temizleyemeyeceğiniz bir kirlilik bu... Ne demek istediğimi anlamış olmalısınız... Anlamazlıktan gelmeyin lütfen... Açıkça ve yüksek sesle söylesem anlar mısınız? Zihnen kirliyiz, fikren kirli ve hatta benliğimiz yani ruhumuz da kirli... Hiçbirimiz kendimizi bu kirlenmenin dışında tutmamalıyız... Zira aynı havayı soluyor, aynı sokaklarda yürüyor ve ne yazık ki aynı gökyüzünün altında yaşıyoruz... Meşhur halk deyimi ‘cuk’ diye oturuyor; ‘Körle yatıp şaşı kalkıyoruz...’ Aynaya bakıp vicdan muhasebesini samimice yapmadığımızdan olsa gerek kendimize toz kondurmuyoruz... Girişte alıntıladığım yazar ‘Jack London’ cümlesine katılmayan olur mu bilemedim... Eğer bu bir duaysa; sonsuz sayıda ‘amin’ diyorum... Bir temenniyse bütün kalbimle katılıyorum... Bir arzu, bir istek yahut bir özlemse; olabilmesi için ne gerekiyorsa yapmaya hazırım... Buna rağmen halen anlamazdan gelmeye devam edip saydığınızı duyuyorum... Çevreyi kirletmediğinizi, evde düzenli ve hatta obsesif bile sayılabileceğinizi... Gürültü yapmadığınızı... Kimseyi rahatsız etmediğinizi falan sayıyorsunuz... Madem bu kadar temiz ve sevgi dolu olduğunuzu düşünüyorsunuz... ‘Gökkuşağındaki renkleri de sayabilir misiniz?’

Haberin Devamı

SANATIN KOKUSU HER YERDE ‘DEPPO 29’

Gökkuşağındaki renkleri sayabilir misin

Gökkuşağındaki renkleri sayabilir misin

Beyaz Zambaklar Sokak’ın, yemek ve sanatla harmanlanarak hazırlanmış keyifli mekânı ‘Deppo29.’ İlk açıldığı dönemde nefis yemeklerinin yanı sıra sanata verdiği önemle birlikte yazmıştım. Geçenlerde Ankara Kahve Festivali’ndeki standı ve işletmecisi sevgili ‘Çağatay Doğan’la karşılaşınca bu güzel mekânı hatırlatma gereği duydum. Yeni neler var diye gittiğimde; girişteki tahtada üst kattaki sergi salonunda yeni başlayan ‘İkiz Gündemler’ isimli ‘Ceren Ay’ sergisi ilan edilmiş. Sessizlik, dinginlik ve sanatın kokusu ile birlikte, vitrindeki bateri ve piyano da yerinde duruyordu. Sabunlar, el yapımı kupon ürünler, farklı sanatçıların eserleri yine teşhirdeydi. En çok ilgimi çeken ise, Ilgaz Dağı’nda ‘Beetolia’ isminde doğal ve organik çiçek balı üretmişler ve hem de kendi elleriyle şahane bir şişeye koymuşlar. Düşük şeker oranı anlamında da Londra’dan ödül almış. Kupon sayılabilecek miktarda az üretilmesi çok değerli olduğunun da bir kanıtı. Sevgili şef Oğuzhan şahane bir kurabiye pişirmiş, taze taze, kahveyle birlikte ikram etti, bayıldım. Margeritha pizza ile tavuk salatasının en beğenilenlerin arasında olduğunu söyleyince sipariş verdim. Fotoğraflarını çektikten sonra yorumlamaları için benim evdeki yeni nesil ergenlere de tattırdım. İkiz kızlarım Asya ve May ikisine de bayıldılar... Kısa zamanda ailece yemeğe ve sanat solumaya gideceğiz, sizi de bekleriz.

Haberin Devamı

Gökkuşağındaki renkleri sayabilir misin

YARATICILIK STÜDYOSU ‘RİNG’

Gökkuşağındaki renkleri sayabilir misin

Cinnah Caddesi’nin aşağısında, Hürriyet Gazetesi’nin eski binasına birkaç apartman yakınlıkta ve her yürüyüşümde önünden geçerken bir daha ki sefere deyip içine girip kolaçan etmeyi ertelemekten pişmanlık duyduğum bir mekân ‘Ring.’ Pişmanlığımın sebebi bir sürü etkinlik kaçırmışım... Özellikle de ‘Ring’n draw’ diye adlandırdıkları çizim etkinliğini kaçırmış olmak üzüntü verici. Profesyonel tasarımcılar, çizerler, ressamlar veya amatör çizerler ve hatta hiç çizmeyenler bir arada ortak sinerjinin etkisiyle yaratıcılıklarını önlerindeki kâğıtlara, deftere veya tahtaya yansıtırken zihinlerindeki renkleri hayallerine boyamışlar... Ne şahane keyif değil mi? Dışarıdan bakınca bir ‘müzik stüdyosu’ havası var... Zaten öyleymiş... Dileyen, isteyen amatörler ve hatta profesyoneller besteledikleri şarkıları Ring’in stüdyosuna girip kayıt yaptırabiliyorlar. Nasıl yaratıcılık ama? Benim bile bir şeyler besteleyesim geldi... Ocak 2024’te Baterist Eren ve Amerika’da yaşayan Ekin tarafından kurulmuş. Vitrinde duran bateriyi Eren gibi hem tonmaister hem jazz bateristi olan Anıl da kullanıyor. Şahane filtre kahvemi demleyen sevgili Aslı, müzisyen değil ancak en az onlar kadar yaratıcı bir tasarımcı. Yaratıcılık arıyorsanız hemen gidin, ilhamınız kesinlikle oradadır...

Haberin Devamı

Gökkuşağındaki renkleri sayabilir misin

Yazarın Tüm Yazıları