Paylaş
Küresel ısınmanın sadece yeşili değil, başta biz olmak üzere tüm canlıları yok edeceğini bilip de umursamamak nasıl izah edilebilir ki? Uzun yaşamın sırrını ararken, asıl yaşamı yok etmenin mantığını anlamak çok güç. Ormanlarımız karardı, ruhumuz da öyle; yeşili görmeden yaşamın altını çizmek kolay olmayacak. Evet... Uzaktan da olsa doğayı seviyorduk ama korkuyorduk. İçine girmeye, bütünleşmeye... Aslında parçası olduğumuz doğaya uygun yaşamı kabullenmeye korkuyorduk. Müptelası olduğumuz sanal yaşamdan uzaklaşıp gerçekle yüzleşecek mertliğimizi de kaybetmiştik. Zihnimizin bizi aldatan, sevgimizi değil arzularımızı tetikleyen oyunlarına maruz kalmanın, güçsüzlüğümüzün değil, sahtekârlığımızın bir sonucu olduğu hakikatinden kaçarken arkamıza bile bakmadık. Ruhumuz istemese de; gerçeklerden koparıp alıştırdığımız sahte ve bize ait olmayan yaşam tarzının içinde mutant hale geldiğini göremezden gelirken de sahtekârdık. Ruhumuz, gerçekte ait olduğu doğaya hasretken; bulduğunda ulaşamamanın ya da yeterince içine girip hissedememenin bilinçaltına yüklediği asabiyetle yok ediyor olma ihtimali ürkütücü değil mi?
MARMARİSLİ BAL ARILARI
Geçen hafta üzülerek değinmiştim, ne kadar önemli olduklarını, doğanın canlılık döngüsüne büyük orandaki katkılarını anlatırken içim de, ellerim de titremişti. Yok etmekte mahir kudretli insanoğlunun; hayatının bu minicik arılara bağlı olduğunun farkında olmayışı ya da kabullenemeyişinin acizliğinin korkak itirafıydı titreyişim. Çevre ve Arı Koruma Derneği (ÇARIK DERNEĞİ) ile konuştum, Marmaris’teki çam balı üreticilerinin yanan ormanlarda uzun süre üretemeyeceği çam balını yeniden yeşertmek için desteğe ihtiyacı var. Dernek, küçük aile bal işletmelerinin ellerindeki yayla ballarını satıyor. Hem doğanın hem Marmaris’in hem de canlılığa sebep bal arılarının sürekliliği ve detaylı bilgi için www.carik.org.tr web adresini ziyaret edin.
DESTEK İÇİN TATİLE GİDİN
İmkânınız varsa ve henüz tatil yapmadıysanız; Manavgat, Marmaris, Hisarönü, Bodrum, Ören ve aklıma gelmeyen, orman yangınlarının etkilediği diğer beldelere tatile gidin. Bir damla katkınız bile olsa hem yanan ormanların yeniden yeşermesi hem de etkilenen yerel halkın yalnız olmadığını hissetmesi açısından çok ama çok önemli!!
PINK FLOYD
Ne büyük efsaneydi ‘Pink Floyd.’ 1967 ile 2014 yılları arasında dağılıp dağılıp yeniden toplanan Roger Waters, Syd Barret, David Gilmour, Nick Mason, Rick Wright isimlerinin hafızamıza kazındığı unutamadığımız ve asla unutmayacağımız ‘The Wall (Duvar)’, ‘The dark side of the moon (Ayın karanlık yüzü)’, ‘Animals (Hayvanlar)’ ve ismini sayamadığım nefes kesen, ruhumuzu titreten cinsten albümleri ile hep yüreğimizde olacaklar. En azından benim yüreğimdeki yerleri kalıcı. Geçenlerde sevgili Esra ve Atalay’ın ‘Kakule Fırın’ına uğradığımda tattırdılar; bu sefer kulaklarımla duymamış, damağımda hissetmiştim Pink Floyd’u. Sevgili Esra’nın Pink Floyd’un içini ferahlatan melodilerinden yola çıkarak yarattığı frambuazlı tatlının adıydı ‘Pink Floyd.’ Bademli sponge (Sünger) cake, Ruby çikolatalı (Taze kakao meyvesinden elde edilen yeni nesil pembe çikolata) orta katman ve frambuaz birlikteliğiyle şahane bir uyum oluşturulmuş. Pink Floyd’un ‘Wish you were here (Burada olmanı arzuluyorum)’ şarkısı gelirse aklınıza... Durmayın, ‘Kakule Fırın’ Büklüm Sokak’ta, hem şarkıyı mırıldanın, hem yürüyün. Ferahlayacaksınız.
DONDURMALI PASTA
Klasik eski pastane kültürünün en bilinen hatta en çok tercih edilen yaz tatlısıydı ‘Dondurmalı Pasta.’ Yaz sıcaklarının gelişiyle tüm iyi pastaneler klasik dondurmalı pasta veya ondan türeyerek benzer hazlar veren Rokoko ve Addis Ababa hazırlayıp insanların içini soğuturlardı. Şimdilerde çok fazla revaçta olmaması, endüstriyel dondurmaların da pasta gibi üretiliyor olmasından kaynaklanması muhtemel. Şimdiki dondurmaların, bildiğimiz anlamda klasik ‘Dondurmalı pastanın’ yerini tutması söz konusu bile olmayacak kadar farklı emekler içerdiğini unutmayın. Ankara’nın en eski pastanelerinden ‘Funda Pastanesi’nin çocukluğumdan beri vazgeçemediğim bu yazlık pastayı, hatırladığım lezzetiyle hazırlaması benim için büyük şans. Sizin için de şans olduğunu en yakın Funda’ya gittiğinizde mutlaka anlayacaksınız.
Paylaş