Ankara’mız için hayal ettim

“Bu şehr-i Sitanbul ki bi-misl ü behâdir, bir sengine yek-pare Acem mülkü fedadır.” (Nedim)
(Açıklaması: Bu paha biçilmez İstanbul şehri ki, oranın bir tek taşına Acem diyarı fedadır.)

Bu yıl 12’incisi düzenlenen ‘Uluslararası İstanbul Şiir ve Edebiyat Festivali’, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin (MSGSÜ), tarihi ‘Tophan-i Amire’ salonunda düzenlenen ve üniversitenin öğrencileri tarafından illüstrasyonları yapılan ‘Bercesteler’ sergisi ile başladı. Yurt dışından gelen şairlerin şiirlerini okumasıyla, Tophan-i Amire’nin kubbeleri altındaki hoş sada, tabiri caizse ‘beni benden aldı’ götürüp yüzyıllar öncesinin masalımsı İstanbul’una koyuverdi. Edebiyat’ın şehir hali, şiirin beden bulmuş hali de diyebiliriz Şehr-i Sitanbul’a. Yerli ve yabancı 20 şair ve yazarın katılımcı olduğu festivalde ‘şehir ve edebiyat’ teması işlenecek. İstanbul’la özdeşleşen bu festivali, cumhuriyetin kültür başkenti Ankara’mız için de hayal ettim, festivalin direktörü şair ve yazar Adnan Özer de katıldı hayalime. “Neden olmasın” derken, şairane samimiyeti etkileyiciydi. Pera Palas Otel’i, Gülhane Parkı’ndaki Ahmet Hamdi Tanpınar Müzesi, MSGSÜ’nün kampüsü, 5 gün sürecek festivalin işleneceği tarihi mekânlardan bazıları. 22 şubat saat 12.00’de, Eminönü’nden başlayarak boğazdan geçip Beykoz’da ‘Mehmet Akif Ersoy Şiir Evi’, şiir okumasıyla sürecek şair ve yazarların da olacağı ‘Şiir Hatları Vapuru’nu öneriyorum. Gördüğünüz üzere, İstanbul’a, karnımı değil, ruhumu doyurmaya gittim. Uygunsanız bu geziye siz de katılın, karnınız aç kalsın, bu seferde ruhunuz doysun.



YEŞİL RİSOTTO VE KEREVİT

Risotto ve kerevit, ikisini de ayrı ayrı seviyorum. İkisi bir arada olunca bayılırım herhalde. Check in by Reserve’in sevgili şefi Kenan Atalık, hafta sonları ilginç ve nadir bulunan yiyecekleri hazırlıyor. Bu cuma ve cumartesi günü de yeşil risottolu kerevit fikri hoşuma gitti. Kerevitler Şereflikoçhisar’dan taze geliyor. Soğan, defne, rezene ve kerevizle 7-8 dakika da pişiriyor. Rissottoyu, adaçayı, ıspanak ve bezelyeyle yeşillendirirken, hiçbir renk katkısı kullanmıyor, tamamen sebzelerin doğal rengi renklendiriyor. Yeşilin üstüne turuncu kerevitleri koymadan önce, tereyağı, safran, taze kekik ve biberiyeyle soteliyor. Son olarak da ‘Rokfor kremasıyla’ noktayı koyuyor. Şaheser hazır, kaçırmayın derim.



ETNİK MÜZİK KONSERİ

Çok baharatlı müzik ziyafeti isterseniz kaçırmamanız gereken bir etkinlik daha var. Mardin Eğitim Vakfı’na (MAREV) bağlı, etnik müzik korosu, Mardin kültür mozaiğini yansıtan Arapça, Kürtçe, Türkçe, Süryanice ve Ermenice şarkılardan oluşan repertuvar hazırladı. ‘Enstrümantal Mardin Peşrevi, Ermenice Hoy Nazan, Süryanice Mhelhelu Bnothe, Arapça Malayya, Kürtçe Ez Kevokim ve Türkçe Kirpiklerin Ok mudur’, solo ve koro ile birlikte seslendirilecek şarkıların sadece bazıları. Farklı dillerde ilahilerin de söyleneceği hoşgörü gecesinin gizemli havasına ben şimdiden kapıldım. 22 Şubat Cumartesi saat 19.00 da MAREV’in Birlik Mahallesi’ndeki salonunda gerçekleşecek konseri, ‘öğrenci bursu’ sağlamak amacıyla düzenleyen ise Beysukent Rotary Kulübü. Konser lezzetli olacak, tereddüt etmeyin, tadına bakın.



MUMBAR DOLMASI

Konsere girmeden önce salonun üst katındaki ‘Mardin Konağı’ restorana bir göz atın derim. Baharatlı müzik öncesi, konserin havasına iyice girmek için Mezopotamya mutfağı ve Mardin yemekleri yardımcı olacaktır. Özellikle de Mardin kadar eski bir yemek olan ‘Mumbar dolması’ sürekli ve her yerde bulabileceğiniz türden bir yemek değil. Hele birde Mardin usülü yapılmışsa “off” derim. Lezzetine vardığınızda vazgeçilmeziniz de olacağı kesin gibi. Haşlanmış ve kızartma içli köfte, etli Mardin dolması, Mardin kebabı, kaburga dolma seçenekleri de heyecan verici. Şef Sümeray hanımın ellerinden Mardin güveci ve Sembusek de şahane olur. Seslenin gelsin, sesiniz açılır konsere eşlik edersiniz.