Anılar ‘Siyah Beyaz’

“Gösterişin, torpilin, kibrin ve sayamadığım binlerce putun kol gezdiği bu çağda; bir bakışın, bir duruşun, bir hayatın sadeliğine inanıyorum...” (Fyodor Dostoyevski)

Haberin Devamı

Anılarla yürüyünce kayboluyorsun. Yürümenin bedene verdiği fiziksel dinginlikle, ruha yansıttığı huzurun ahengi; kalben yayılan enerjiyle adımlara, oradan da sokaklara nüfuz ediyor. Senden önce aynı sokaklarda adımlayanların ruh halinden sokaklar gibi sen de etkileniyorsun. Yaşanmışlığın, sokaklara verdiği hüznü, melankoliyi ya da mutluluğu algıladığında tuhaf oluyorsun. Adımların kalp atışlarına ayak uydurmaya başlıyor, bazen hızlanırken bazen de yavaşlıyorsun. Hele bir de ilkbaharsa mevsim, zihninde sararmış anıların yeniden yeşeriyor. Birden havanın kokusu değişiyor, arabaların gürültüsünden, kuşların cıvıltısına, hatta kalp atışlarının bile; renk ve ses tonları, anılara, yani siyah ve beyaz’a bürünüyor. O zamanki hislerin seni sürüklediği geçmişin sokakları, binaları ve insanlarıyla yürümeye başlıyorsun. Şimdiki zamandan daha doğal, daha sade ve insancıl duygulara bürünüyor; yürüyüşün anlam kazanıyor, mutlu oluyorsun. Zihninde canlanmaya başlayan anıların görüntülerini dondurmak ve doyasıya koklamak istiyorsun aslında. Donuk görüntünün içine giriyorsun sonra da. Yürüyüşün yüzündeki gülümsemeyle sürüyor, belki de hüzünleniyorsun. Geleceği, geçmişin içinden seçtiğin anekdotlarla kurguluyor; adımladığın sokakların yaşanmışlıklarından alıntıladığın ipuçlarıyla aydınlatarak önünü görmeye başlıyorsun. Senden önce bu sokaklarda yürüyenleri düşündüğün gibi, senden sonra yürüyecek olanlara bırakacağın güzel duyguları şekillendirip, donuklaşan görüntüyü gelecek hayallere koyuyor ve renklendiriyorsun.

Anılar ‘Siyah Beyaz’

SİYAH BEYAZ ŞÖMİNELİ EV

Haberin Devamı

1984 yılında Mimar Faruk Sade ve Fulya Sade çiftinin kurduğu Ankara’nın en eski çağdaş sanat galerisi ‘Siyah Beyaz’ın 30. yıl anısına hazırlanan ‘Simsiyah Bembeyaz’ isimli belgeseli izledikten sonra kapıldığım duyguların yazıya dökebildiğim kadarını yukarıdaki giriş paragrafında okuduğunuzu umuyorum. İzlemek isterseniz YouTube’da var. Galerinin alt katındaki barına indiğinizde belgesel devam ediyor. Barın ismine ilham kaynağı olan siyah beyaz mermer şömine halen yerinde, bar tezgâhı, bar tabureleri, tonet sandalyeler, sahne, kurulduğu günden bu yana sahne alan efsanevi gurup ‘Exit’ ve renkler ilk günkü gibi taze ve siyah beyaz. Dünyanın her yerinden ünlü, ünsüz ama hem duygusu hem de kendisi orijinal; stüdyolardan toplanmış tam bin 97 siyah beyaz fotoğraf; asılı oldukları yerden anılara ve gönüllere göz kırpıyorlar. Kurucu Faruk Sade, müzisyen Gürbüz Barlas, oyuncu Tunçel Kurtiz ve unutulmaz gazeteci Uğur Mumcu’nun fotoğrafları ışıklardayken, diğer müdavimlerin fotoğrafları hayata gülümsemeye devam edip yüreklere su serpiyor. Ankara sokaklarında siyah beyaz yürüyüşe çıkın. Son kırk yılın çağdaş sanatına ev sahipliği yapmış 1954 yılında inşa edilen Kavaklıdere Caddesi’ndeki, Kavaklıdere Apartmanı’na vardığınızda ilkbahar ve Ankara kapıyı açacak.

Anılar ‘Siyah Beyaz’

‘STÜDYO PİZZA’

Haberin Devamı

Hem siyaha, hem beyaza hem de Ankara’ya çok yakışmış ‘Stüdyo Pizza.’ Kapıdan girdiğinizde önünüze çıkan siyah perdeyi aralayın. Göreceğiniz ilk şey; bembeyaz önlük ve içinde gülümseyen şef ‘Murat Artukmaç’ olabilir. Birazdan tadacağınız nefis pizzaların şimdiye kadar yediklerinizden çok farklı olduğunu hissettiğinizde; sevgili Murat’ın yıllardır bu hayalle yaşadığını da duyumsayacaksınız. Napolili ünlü pizza ustası ‘Enzo’dan el almış olmasının yansıttığı mutfağı ve vizyonu tek kelimeyle mükemmel. Mekânın sade ve şık hazırlanışında, galerinin kadim sanatçısı ve dostu Mimar-Ressam ‘Nevzat Sayın’ dokunuşu bambaşka bir anlam kazandırmış. Ebeveynleri Faruk ve Fulya Sade’nin başarılı iş yaşamlarının gölgesinde kalmadan, geçmişin ışığıyla gelecekten korkmayan, Murat’ın sevgili eşi ve belki de en büyük ilham kaynağı ‘Sera Sade’nin varlığıyla sanata dönüşen yemeğin tadında, Siyah Beyaz’ın hem kokusu hem de zarif geleneği var.

Anılar ‘Siyah Beyaz’

KIZLI SARDALYA, PİZZA FRİTA

Haberin Devamı

Başta sevgili Murat Artukmaç olmak üzere tüm mutfak ekibi pizzaların ekşi mayalı hamurlarıyla aşk yaşıyorlar. Uydurmadım bu aşkı kendilerinden duydum. Yaptığı işi sevdiğini gözlerinden de anlayacağınız, Stüdyo’nun sevgili müdürü Sahra hanım da duydu, şahidimdir. Murat’ın ithal ürün kullanmadan pizzaların tüm malzemesini Anadolu’dan elde etmesi hayranlığın yanı sıra takdire şayan. Karaman’dan ‘Divle’ obruk peynirinden, Ayaş’ta yetişen domatesten meşe odunuyla az pişirerek yine Ayaş’ta hazırladığı soslarda hiçbir katkı yok. Gelibolu’dan nostaljik ‘Kızlı’ marka sardalya, Kırklareli’nden biber reçeli, Ödemiş’ten patates, Erzincan’dan tulum peyniri; kullandığı yerel ürünlerden bazıları. Sardalya ve Pizza Frita’yı mutlaka tadın, yukarıda saydığım ürünlerin uyumu da nefis. Gitmeden önce Sahra hanımı gülümseyerek arayın çünkü hattın öbür ucundaki herkes gülümsüyor.

Yazarın Tüm Yazıları