Geçen haftanın belki de en çok okunan haberi bu oldu. Sahibesinin; “borç eşimin borcu neden köpeğimi aldılar?” feryadını televizyon haberlerinde izlediğimde ‘yok canım, bir yanlışlık var, düzeltilir hemen’ dedim.
5199 sayılı hayvanları koruma kanun ve yönetmeliğince “ticari amaç güdülmeden bilhassa ev ve bahçesi içerisinde bakılan ev ve süs hayvanları, sahiplerinin borcundan dolayı haczedilemezler” maddesini biliyordum çünkü.
Empati yaptım hemen. Eşimin veya benim borcumu ödeyemediğimizde kedimiz, köpeğimiz haciz edilir veya bizim yerimize hapis cezasına çarptırılır ise ne yaparız?
Çocuğunuz, eşiniz, anneniz, babanız sizin yerinize alındığında ne hisseder ve ne yaparsınız? Ben de onu yaparım.
Empati yaptım dedim ya. Hemen ‘kimlerden yardım alabilirim’ listesini çıkardım. Ama etkili, yetkili kişiler olmalıydı. Kanunla yasaklanmış olmasına rağmen bir avukat köpeği hacizle alabiliyorsa arkamızın sağlam olması gerekiyor dedim. Ne demek ise arkası sağlam!!!!
YÜZLERİNE BAKAMADIMSonra bunları düşünüp planladığım için çok utandım kendimden. Hukuk devletinde yaşayan bir birey olarak kedimin, köpeğimin hayvanları koruma kanun ve yönetmeliğince haciz edilemeyeceğini bilmeme rağmen arka yolları düşündüğüm için.
Kedimin, köpeğimin yüzüne bakamadım bir süre. Sanki göz göze geldiğimizde “hey sen ne biçim planlar yapıyorsun, beni kanunlara rağmen koruyamayacaksan kim koruyacak, nasıl bir sahipsin” der gibi bakacaklarından korktum. (sahip kelimesi genel tanım olduğu için üzülerek kullanıyorum) ‘Canın sahibi insan olmaz’a inanıyorum. Leon’un ne kadar korkmuş, paniklemiş ve üzgün olacağını bildiğim için de kalbim sıkıştı.