Modanın renklerine her zamankinden çok ihtiyacımız var

Aytül Ayke Fıratoğlu... Moda ve lüks marka iletişimi denildiğinde akla ilk gelen isimlerden biri. 20 yılı aşkın bir süredir dünya markaları için iletişim danışmanlığı yapan Aytül Ayke Fıratoğlu, marka iletişimi ve organizasyon alanında belirleyici kararlar alıyor

Haberin Devamı

Dünyaca ünlü lüks moda markalarının da Türkiye’deki iletişimini üstlenen Fıratoğlu, Aytül Ayke Studio ile uzun yıllar emek verdiği lüks marka iletişimini organizasyon sektörüyle birleştirdi. Stilini, zarafetini her zaman çok beğenerek ve keyifle takip ettiğim Aytül Ayke Fıratoğlu ile keyifli bir pazar sohbeti gerçekleştirdik.

AYTÜL AYKE FIRATOĞLU İLE 5 SORU 5 CEVAP

Modanın renklerine her zamankinden çok ihtiyacımız var

1-Aytül Ayke Fıratoğlu neler yapıyor?

20 yıldan fazla süredir sektörünün lideri olan global ve lokal markalar için iletişim danışmanlığı yapıyorum. Aynı zamanda iletişimin bir başka önemli kolu olan etkinlik tasarımı konusunda da Aytül Ayke Studio çatısı altında hizmet veriyoruz.
2-Sürdürülebilirlik yaşam tarzını dikkate alırsak neler söylemek istersiniz?

Haberin Devamı

Sürdürülebilirlik, artık üzerinde çok ciddi düşünmemiz gereken, bizlerin hatta daha da önemlisi gelecek nesillerin yaşam kalitesine katkıda bulunacak çok önemli bir kavram. Kuşkusuz hem bireysel hayatlarımızın hem de iş hayatımızın merkezine oturtmamız gereken bir düşünce biçimi haline gelmesi gerekiyor. Dünya nimetlerini maalesef çok hızlı bir şekilde tükettik ve kaynakların sonuna gelmeye başladık. Artık büyüklü, küçüklü tüm sektörlerin çok ciddi önlemler alması ve iş süreçleri içine sürdürülebilirlik konusunda maksimum önlemlerin alındığı yapılara geçilmesi gerekiyor. Bireylerin de aynı şekilde tüm alışkanlıklarını gözden geçirmesi ve küçücük değişikliklerle gezegenimiz için aslında ne kadar önemli adımlar atabileceklerinin farkına varması gerekiyor.

Modanın renklerine her zamankinden çok ihtiyacımız var

3-Pandemi dolayısıyla alışveriş alışkanlıklarında, stillerimizde neler değişti?

Pandemi süresince hiç kuşkusuz davranış modellerimizde çok önemli değişiklikler oldu. Birçok kişi artık hızlı tüketilip, kısa süre sonra kullanmaktan vazgeçeceği ürünleri tercih etmiyor. Alışveriş kararları verirken üzerinde daha fazla düşünüp kendisi için en verimli seçimleri belirlemeye çalışıyor. Ve tabii ki artık markaların temsil ettiği değerler, vaatleri ve bu vaatlerin ne kadar gerçek olduğu her zamankinden çok daha önemli bir hale geldi.
4-Siz modayı ve stili nasıl yorumlarsınız?

Haberin Devamı

Modanın, her an kendisini yenileyen ve yaratıcılığın maksimumda kullanılmasında imkân veren bir sanat dalı olduğunu düşünüyorum. Moda ile ilgili sergileri gezdiğim zaman bu duygum her seferinde daha da pekişiyor. Ve hepsinden önemlisi moda, insanlara neşe veriyor. Şu sıralar modanın renklerine her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız var. Stil ise üzerinde çok çalışıp ancak kişinin kendini çok iyi tanımasının ardından geliyor. Giysilerimiz kadar davranışlarımız, hayattaki duruşumuz da stilimizin oluşumunda büyük bir önem taşıyor.
5- Gardırobunuzda olmazsa olmaz parçalarınız neler?

Beyaz ve denim gömlekler, iyi kesimli ceketler ve denim pantolonlar, gardırobumun bel kemiğini oluştursa da özellikle yazın tamamını elbiselerle geçiriyorum.

Haberin Devamı

Modanın renklerine her zamankinden çok ihtiyacımız var
WE SHOULD ALL BE FEMINISTS

Maria Grazia Chiuri’nin, Dior için hazırladığı ilk koleksiyon kapsamında tasarladığı ikonik tişört, ‘We should all be feminists’ (Hepimiz feminist olmalıyız) yazısıyla dikkat çekiyordu. Tasarımcının bağlı olduğu ilkelerin gerçek bir kanıtı olan bu sembol, şimdi Maison’un Chiuri’ye adadığı kitabın kapağını süslüyor. Kadın bakışının gücünü ve keskinliğini keşfe çağıran bu yeni eser, kışkırtıcı görsellerin derlendiği bir antoloji niteliğini taşıyor. Kültürlerin ve couture’ün güzelliğini olumlarken; adeta özgürlük bayrağını sallıyor. “Her Dior: Maria Grazia Chiuri’s New Voice” isimli bu antoloji; aralarında Brigitte Niedermair, Sarah Moon, Bettina Rheims, Lean Lui, Maya Goded, Julia Hetta ve Janette Beckman’ın da olduğu otuz üç kadın fotoğrafçıyı kutluyor. Portre ile göz alıcı dekorları, soyut çalışmalarla ışık ve gölge oyunlarını kombinleyen karelerde görülen tüm çağdaş karakterler, kreatif direktörün manifesto niteliğindeki koleksiyonlarının sunum süreçlerinde sanatsal diyaloglara girdiği diğer kadınlarla çalışmalarının sonucu olan işlerini yansıtıyor. Çoğulcu vizyonların bir araya gelişini ölümsüzleştiren ve Rizzoli New York tarafından basılan kitap, güzelliğin çeşitliliğine gösterilen çarpıcı minnetin ifadesi olarak Dünya Kadınlar Günü’nde raflardaki yerini aldı.

Yazarın Tüm Yazıları