Paylaş
MELTEM KAZAZ’LA 5 SORU 5 CEVAP
ÖĞÜN SAYIMI İKİYE İNDİRDİM KESİNLİKLE ABUR CUBUR YEMİYORUM
* Malum, zor bir süreç geçiriyoruz ve evlerimizdeyiz. Peki siz karantina günlerinizi nasıl geçiriyor, neler yapıyorsunuz?
İnsanlık olarak büyük bir sınavdan geçtiğimiz bu günlerde yaşadığımız süreci hem bedenen hem de psikolojik olarak sağlıklı bir şekilde atlatmaya ilk gün karar verdim. Uyulması gereken kuralların tamamına, hem kendim hem de ailemin sorgusuz uymasını sağlamak birinci önceliğim oldu. Bununla birlikte özellikle kendim için istisnasız bir program belirledim. İstisnasız diyorum, çünkü insan rehavetin büyüsüne çok çabuk kapılıyor. Normal zamanlardaki gibi her sabah 06.30’da uyanıyorum. Evim ormanlık bir arazi içinde ve şehirden uzak olduğu için her sabah ormanın içinde yürüyüş yapma şansına sahibim. Böyle bir zamanda bunun değerini çok daha iyi anlıyor ve şükrediyorum. Öğün sayımı ikiye indirdim ve kesinlikle abur cubur yemiyorum. Yürüyüş yaparken değişmez rutinim, farklı konu başlıklarından podcast’ler dinlemek. İnanılmaz yetenekte, inanılmaz tecrübeye sahip insanlardan dinlediğim podcast’lerin hepsi ufuk açıyor. Bunun dışında yaptıklarım ise hemen hemen herkesle aynı sanırım. Günlük yemek listesini planlamak, kitap okumak, puzzle yapmak, sosyal medyada sörf etmek ve film izlemek...
MARKANIZIN DNA’SINI ÖZGÜN BİR ŞEKİLDE KURGULAMALISINIZ
* Gençler için bir sorum var: Marka nasıl yaratılır, markanın dili nasıl olmalı?
Ben iletişimciyim, mesleğim gereği markalarla tüketiciler arasındaki bağı güçlendirecek stratejileri oluşturmak, markanın dilini, iletişim yöntemini belirlemek, sürekli, tutarlı ve samimi kanallar açmak sorumluluklarım arasında. Bir marka yaratmak ise başlı başına bir uzmanlık konusu ama şunu biliyorum ki günümüzde bir marka yaratacaksanız markanızın DNA’sını kesinlikle özgün bir şekilde kurgulamalı ve hedef kitleniz hangi sınıftan olursa olsun, açık, net ve samimi olmalısınız.
KENDİNİZE YAKIŞANI GİYİN
*Peki biraz modaya gelelim. Meltem Kazaz şıklığı, stili nasıl ifade eder? Kadınlarımıza evde olduğumuz bu günlerde gardıroplarında nasıl bir düzen yapmalarını tavsiye edersiniz?
Benim için stilin tarifi çok net: Kendinize yakışanı giyin. Bunun için de öncelikle kendimize karşı her yönden objektif olmalıyız. Proporsiyonumuzun, kilomuzun, saçımızın, ten rengimizin farkında olarak yaptığımız seçimleri yerine ve amacına uygun olarak bir araya getirip giydiğimizde bize ait bir stil de oluşmaya başlar. Böylelikle zaman içinde seçimlerimiz de bilinçlenir, dayatmalardan arınır ve çok daha rafine bir gardıroba sahip olabiliriz. Hiçbir şeyi sadece moda olduğu için giymeyin, moda olanı kendi stilinize adapte etmeyi alışkanlık haline getirin. O zaman fark yaratırsınız.
Tam mevsim geçişindeyiz, evdeyiz ve sınırsız saatlere sahibiz. Tavsiye vermek çok doğru olmayabilir, herkesin kendine göre bir yöntemi vardır eminim. Ben, kıyafetlerimi önce cinslerine göre ayırırım; gömlekler, elbiseler, pantolonlar, etekler, açık ayakkabılar, terlikler gibi. Sonra eksik, eskimiş, gereksiz ayrımını yaparak yeni sezonda öncelikle nelere ihtiyacım olacağını belirlerim. Bilinçli alışveriş için sıralamam; öncelikle ihtiyaçlarım, ardından sezondan gardırobuma katmak istediklerim şeklinde şekillenir.
‘CEVDET BEY VE OĞULLARI’NI 80’Lİ YILLARDA OKUMUŞ VE ÇOK ETKİLENMİŞTİM
* Şimdi de tavsiyeler zamanı. En etkilendiğiniz filmler hangileri?
1)Julie Taymor’un yönettiği ve Salma Hayek’in başrolünde oynadığı ‘Frida’,
2) Marjane Satrapi’nin sinemaya uyarlanan otobiyografisi ‘Persepolis’,
3)Ferzan Özpetek’in ‘Serseri Mayınlar’,
4) Yılmaz Erdoğan’ın ‘Ekşi Elmalar’ filmleri kişisel tarihimde özel yere sahip filmler.
* Şu anda okuduğunuz kitaplar hangileri? Tavsiyeleriniz neler olurdu?
Şu anda üç ayrı kitap okuyorum:
* Ayşe Kulin-Her Yerde Kan Var
* Elif Şafak-Bit Palas
* Murat Işık–Muhtelif Lüks Bisküit
Orhan Pamuk’un ilk romanı ‘Cevdet Bey ve Oğulları’nı 80’li yıllarda henüz çocukken okumuş ve çok etkilenmiştim. Bir ailenin üç kuşak hikâyesinin anlatıldığı özel bir roman, kesinlikle ve her zaman tavsiye ederim.
Paylaş