Yeni yöntem: Apartmanda kapkaç

Ayşen GÜR

BUGÜN arkadaşımız Nilgün Gedikoğlu'nun köşesinde çok ilginç bir haber var.

Ataköy'den bir kadın okurumuz, apartmanının içinde kapkaç terörüne maruz kalmış. Aynı olay, benim yaşadığım apartmanda da meydana gelmişti.

Bu ‘‘cesur'' kapkaççılar şöyle çalışıyor:

Kadınsınız. Elinizde çantayla apartmanınızın kapısına geldiniz. Birden arkanızda bir ya da birkaç kişi beliriyor. Bunlardan bazıları kadın da olabilir. Siz onları apartman komşularınıza gelen misafirler sanıyorsunuz.

Açılan kapıdan onlar da giriyor. Peşinizden geliyorlar. Asansörün önünde ya da evinizin kapısında etrafı boş buldukları an saldırıya geçiyorlar. Çantanızı alıp kaçıyorlar.

Sokaktaki kapkaççı saldırılarını kadınlar artık iyi biliyor. Alışveriş merkezlerinde ya da pazarda çanta kaptırabileceklerini de biliyorlar.

Şimdi apartmanlarımızın içinde de bu tür saldırılarla karşılaşabileceğimizi öğreniyoruz.

Hastalara tek tek destek

Anayasa ne derse desin artık Türkiye sosyal bir devlet sayılmaz.

Eğitim, sağlık, sanat, spor ve tarihi mirasımızın korunması gibi alanlarda müflis bir devletin gittikçe cimrileşen eli artık yetmiyor.

Dolayısıyla sponsorluk, hayır işleri, bağış gibi yöntemler gelişmek zorunda.

Bugünkü manşetimiz, özel bir hastanenin, tek tek şirket, vakıf ve kişilerden destek alarak afetzedelerin uzun süreli tedavisini karşılamak için uyguladığı bir projeyi anlatıyor.

Uzun süreli, pahalı tedavilere muhtaç olan ve imkanı olmayan hastalara tek tek sponsor bulmak pratik bir uygulama.

Bu, deprem mağdurlarıyla sınırlı kalmayıp sağlıkta etkili bir hayır yöntemi olabilir. Bir hasta için kampanya açmaktan, havuz oluşturmaktan daha etkili bir yardım şekli.