Paylaş
BUGÜN bana ayrılan köşeyi Hürriyet Pazar ekinde çıkan Tantan'la ilgili bir anketten oluşan habere ayırmak istiyorum.
Arkadaşımız Ersin Kalkan, ‘‘Tantanizm denilince aklınıza ne geliyor? Tantan sizin için ne anlam taşıyor? Siyasi geleceği ne olabilir?'' sorularını bu konuda ilginç yorumlar yapabilecek kişilere sordu. Bu kişileri seçerken aralarında Avrupa Birliği ile ilgilenen uzmanların da bulunması gerektiğini düşündük. Müsteşar Volkan Vural, Ortak Katılım Belgesi nedeniyle çok meşguldü. Sorularımızı eski Büyükelçi, eski Bakan, ANAP'ın bu konudaki uzmanlarından Milletvekili Mehmet Ali İrtemçelik'e sormayı kararlaştırdık. Ersin, İrtemçelik’ten aldığı cevap karşısında şaşakaldı: ‘‘Bunlar magazinel konular!''
Bu ters cevabı da soruyu yönelttiğimiz diğer kişilerin cevapları gibi yayımlamaya karar verdik. Önceki gün Hürriyet Pazar'da yayımlandı.
Bu ankete ‘‘magazin'' denilmesini tuhaf karşıladım. Halkın 1. magazinle ilgilenenler (aptallar, cahiller), 2. AB ile ilgilenenler (ciddiler, bilenler) diye ikiye ayrıldığını sananlar var.
İyi de nedir Avrupa Birliği? Sadece uzmanların bilebileceği esrarengiz bir matematik denklemi mi? Türkiye'nin ilgi duyduğu bütün sosyal, siyasal, psikolojik, ekonomik vb. konulardan arındırılmış bir ‘‘siz-içerdekiler-karışmayın-bu-bir-diplomatik-ilişkidir-siz anlamazsınız'' sorunu mu?
Hayır değil. Türk halkı Avrupa Birliği'ni çok iyi tanıyor. Kapısını aşındırdığı İnsan Hakları Mahkemesi'yle tanıyor. Sivil toplum örgütlerinin kurduğu ilişkilerle tanıyor. Yoğun ekonomik ilişkilerle tanıyor. Vize kapılarında sürünerek, serbest dolaşım hakkına kavuşmayı bekleyerek tanıyor. Eurimages gibi kanallardan fon sağlayan sinemacılarıyla tanıyor. Paylaştığı evrensel demokratik değerlerle tanıyor.
Bence temiz toplum isteği, Avrupa Birliği'nden çok uzak değil. Bu isteklerin bir politikacıda (Tantan) sembolleşmesi ise olumsuz yanları da olan önemli bir sosyal gelişme.
Hayır, bu konu ‘‘magazin'' değil!
Kaldı ki, ‘‘magazin'' denilen şeyin, niçin bazı kesimler tarafından bu kadar küçümsendiğini hep merak etmişimdir. Eskiden futbol böyle küçümsenirdi. Son günlerde bu spor dalının evrensel bir halk kültürü olarak incelenmeye değer bir olay olduğunu herkes kabul ediyor. En ciddi insanın bile, özellikle de bu ‘‘ciddi'' insanın, magazine duyulan ilginin nedenlerini merak etmemesini ben anlayamıyorum.
O insanlara başlangıç olarak sosyal psikolog Jean Noel Kapferer'in ‘‘Rumeurs: Le plus vieux media du monde'' adlı araştırmasını tavsiye ediyorum. Nasıl olsa o insanlar Fransızca biliyordur. (Türkçesi de ‘‘Dedikodu ve Söylenti'' olarak İletişim Yayınları tarafından yayımlandı.) Okurlarsa, ‘‘magazinin'' karmaşık psikolojik nedenlerle toplumsal hayatın vazgeçilmez bir unsuru olduğunu farkedeceklerdir.
FAKS: (212) 677 04 21
E-MAIL: agur@hurriyet.com.tr
Paylaş