Şimdi ‘‘eski şehir’’ moda

Ayşen GÜR

SABAH Gazetesi Yazarı Yavuz Donat'ın Mesut Yılmaz ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu ile Kemer üzerinde helikopterle geçerken yaptığı konuşmayı dün yazmıştım.

Turizm Bakanı'nın Yavuz Donat'a anlattığı proje, gerek Sultanahmet, gerek Beyoğlu'nda, yani Haliç'in iki yakasındaki tarihi bölgelerde, ‘eski şehir’de uygulanacak geniş bir yayalaştırma projesiydi.

Bakan'ın bu açıklamasında bana ters gelen, geniş bölgelerin yayalaştırılması fikri değil. Çünkü ben bir yaya hakları savunucusuyum.

Ayrıca, sadece o yerlerde değil, şehrin her tarafında araç trafiğinden arındırılmış bölgelere hepimizin ihtiyaç duyduğuna inanıyorum.

Bu görüşümde yalnız değilim. İstanbul'da yıllardır yayalaştırılmış merkezler üzerine tartışılıyor, hatta uygulamalar yapılıyor.

Bunlardan herhalde Turizm Bakanı da haberdardır.

Bu projelerin kolay gerçekleşmediğini, yıllar önce yayalaştırılmış olan İstiklal Caddesi'nin yeniden araç trafiğine açılması için kampanya bile açıldığını herhalde biliyordur.

İstanbul üzerinde turistler kadar İstanbul halkı ve yerel yönetimlerinin de söz hakkı olduğunu herhalde o da kabul eder.

* * *

Ancak Turizm Bakanlığı açısından sevindirici bir nokta da var. Artık otellerle değil, şehir ve tarihle ilgilenmeye başladılar.

Bu merak toplumun seçkin çevrelerini de sardı. Ama bana bir türlü inandırıcı gelmiyor.

Çünkü bu bir moda.

Bir şehri gerçekten sevmek, onun mirası karşısında kendi mirası gibi içi titremek, bir ağacını, sokağını, binasını korumak için kendi çıkarlarından fedakarlık etmek, bambaşkadır.

Böyle insanlar var.

Bir de tarihle ilgilenen başka insanlar var ki, onlar için şunu söyleyebiliriz:

Görmemişin tarihi olmuş, gösterip övünmek için yabancı turist peşine düşmüş.