Paylaş
Tarih Vakfı'nın yayımladığı İstanbul Dergisi'nin son sayısı, İstanbul-Ankara ilişkisini anlatıyor. Zor, sancılı bir ilişki! Ankara'yı hiç sevmediğim için merakla yazıları okudum. Her biri ayrı ayrı hoşuma gitti.
Yazarlar, Ankara'ya mümkün olduğunca yumuşak davranmaya çalışmış. Sanki Ankara kendisinden daha güzel, daha akıllı, daha parlak olan ablasını çok kıskanan bir çocukmuş da, yazarlar da bu cazibeden yoksun, hantal çocuğa acıyıp onu kolluyorlarmış gibi...
Çoğu Ankara'nın sadece bir sembol (kahpe Bizans'a karşı kurulmuş bir millet anıtı) olmadığını, yoktan var edilmediğini, kendi tarihi olduğunu satır aralarında geçirmişler.
Ama tarih, yok edilebilen bir şeydir. Ankara'nın, Türkiye'de tarihi adını hálá taşıyan ender sayıda kentten biri olduğu doğrudur ama isminden başka da hiçbir şey kalmamıştır o tarihten. Bu yüzden Ankara'dan 1920'de kurulmuş bir kent olarak söz edebiliriz bence.
Bu şehri sevdiği anlaşılan Aydın Uğur bile, yazısını şöyle bitiriyor: ‘‘Şimdi terazinin İstanbul kefesi ağır basıyor. Üstelik, artık sadece tüketmiyor, üretiyor da. Ankara ise frenleyen konumunda. Ülkenin geleceğinin tohumları artık İstanbul'da atılıyor, günahı ve sevabıyla. Ankara, canım Ankara...’’
Tanıl Bora ise ‘‘Ankara'yı sevenler Ankara'da neyi severler?’’ diye soruyor kendi kendine. Cevabı şu: ‘‘Zannederim, büyükşehir imkanlarıyla küçükşehir sıcaklığının yaşanabildiği bir yer diye severler.’’
Orta sınıf cenneti Ankara'da uzun süren kardeşlikleri, yüzyüze ilişkileri esirgeyen bir sosyal doku vardır hálá, diyor. Ama bir yandan da Ankara'nın nasıl vahşi bir şekilde büyüdüğünü, uydukentleştiğini anlatıyor. Ne kalacak acaba birkaç yıl sonra o orta sınıftan ve cennetinden?
Hasan Bülent Kahraman'ın tanımı hoşuma gitti:
‘‘Ankara, kendisi için bir hayat tasarlanan, o nedenle daima çok çalışıp iyi bir öğrenci olduğu için hayatı hiç tanıyamamış bir çocuk gibidir.’’
Evet, ana babasının daha doğmadan onun için tasarladığı suni bir hayatı yaşamaya çalışan, bir yandan da gerçek hayatı yaşayan ablasını kıskanan tutuk bir çocuk.
Nasıl avutabilirsiniz bu çocuğu?
O daha uzun zaman ergenlik sivilcelerini kaşıyacaktır.
Paylaş