El el üstünde beklemek yerine...

Ayşen GÜr
Haberin Devamı

İL Milli Eğitim Müdürlüğü'nün okullarda kriz yönetimiyle ilgili olarak bir program başlatmış olması, küçük bir adım olmakla birlikte sevindirici bir girişim.

Şu anda İstanbul'da herkes ‘‘ne yapabiliriz?’’ telaşına düşmüş durumda. Bu aşamada, daha önce olmayan yepyeni örgütlenmelere başlamak, hele hele tepeden aşağıya kurulacak yeni kurumlara başvurmak yerine, var olan örgütlenmeleri harekete geçirmek en doğrusu.

Varolan örgütlenmeler nedir?

İlçe ve belde belediyelerinden muhtarlıklara, muhtarlardan apartman ve site yöneticilerine, mahalle esnafına, oradan da mahalle halkına giden gevşek bir ağ var. Üstelik birçok mahallede irili ufaklı dernekler ve girişimler de bulunuyor.

Bu gevşek ağı sıkılaştırmak, kriz anlarında en çok ihtiyaç duyulan iletişimi bunlar aracılığıyla sağlamaya çalışmak bana yapılacak işlerin en mantıklısı gibi geliyor.

Bizim sivil halk olarak en başta yapmamız gereken bu.

Sivil halkı bu yönde harekete geçirmesi gereken kurumların da belediyeler olduğunu düşünüyorum. Belediyeler bu işe muhtarlarla başlayabilirler.

Devlet kurumlarının da kendi örgütlenmeleri içindeki ağı sıkılaştırarak benzer çalışmalara girişmesi zaten onların görevi.

İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün okullarda başlattığı program, bu nedenle olumlu bir gelişme.

Tehlikenin büyüklüğü karşısında yeterince uyarıldık ve bilinçlendik.

Şimdi bir afeti beklemenin felç edici korkusuna kapılmak yerine ne kadar küçük olursa olsun önlem almaya başlamanın zamanı.

Üstelik, küçük de olsa bazı girişimlerde bulunmak, bunun için çaba harcamak ve buna yoğunlaşmak, insanı korkunun korkusundan kurtarabilecek, korku çemberini kırabilecek en uygun yöntem.

Yazarın Tüm Yazıları